Dileğim; bu ana dili günü ülkemizde ana dili Türkçe’den farklı olan milyonlarca çocuğun acı çığlıklarının duyulmasına aracı olsun.
Ana dili; üzerinde başlangıçta anadan duyulan yani göbek bağıyla kurulan iletişim dili, sonra yakın çevreden daha sonra da sosyal çevreden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve bireyin bir toplumla en güçlü bağlarını kurduğu dildir. Birey her şeyi ilk öğrendiği ana dilinde düşünür, algılar, yorumlar.
Sonradan öğrenilen ikinci, üçüncü diller o dillerle iletişim kurmayı sağlar ama asla insanın ana dili gibi olamaz.
Bundan dolayı bireyin ana dili en temel insan haklarından biridir; ana dilin engellenmesi de en büyük insan hakkı gasplarından biridir.
Kuşkusuz ana dilinin kullanımının engellenmesi tekabül ettiği toplumun bütün bireylerini değişik boyutta etkiler, fakat tartışmasız en fazla çocukları etkiler.
Türkiye’de darbe anayasası ve yasalarının eseri olan faşizan ruh tek tipleştirme halen mevcuttur. “Kürtçenin üzerinde bulunan yasak ve esaret” devam ediyor.
Manipülasyon ile toplumda farklı anadiller ve kültürlere karşı ön yargılı düşmanlığın ülkeye her alanda çok bariz zarar verdiği ortadadır.
Çocuğun ana dilde eğitimini yasaklayan devletin, bölünme fobisini argüman yapması sığ bir düşüncedir. Çocuklara ana dili yasaklamayı reva gören zihniyet cehaleti doğurdu. Başörtülü kızların eğitim haklarının gasp edilmesi aynı anlayışla farklı benzer gerekçelerle toplumun hafızasındaki yeri tazedir.
Çocuğun ana dilde eğitim hakkının mecburi hizmet olarak verilmediği bir ülkede çocuk haklarından dolayısıyla insan haklarından söz etmek abesle iştigaldir.
Türkiye’de ana dilinde eğitim hakkından mahrum bırakılmış milyonlarca çocuğun fiili yaşamış olduğunun karşılığı, kelimenin tek anlamıyla; ”zulümdür.”
Türkiye’de iki dilli eğitimin ihtiyacı elzem ve zaruridir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, birey ve topluma reva görülen bu eski devlet anlayışına, zulme ortak olmamalıdır. Bölücülük yaftasıyla görmezden gelinen veya bilinçli ertelenen önemli bu insani ihtiyaç behemehâl giderilmeli ve karşılanmalıdır.
Türkiye vatandaşı olan milyonlarca çocukların ana dilleri “Kürtçedir.”
Bir çocuk temel eğitimini ana dilinde alamıyorsa devlet eli ile ana dilleri yasaklanıyorsa bu bir “asimilasyon ve insanlık suçudur.” Ana dilinde eğitim görmediği için Kürt çocukları Türkiye’de iliğine kadar mağduriyet yaşıyor.
Ana dili Türkçe’den farklı olan çocuklar eğitime erişim, devam ve eğitimde başarı açısından çok büyük sorunlar yaşıyor.
Ana dilin önemi, gerekliliği; sosyal, toplumsal, pedagojik ve insanı boyutu yeterince tartışılmadığı ve bilince çıkmadığı için ırkçı, şovenist çevrelerin şiddetle karşı çıktığı ana dilinde eğitim talebi toplumun büyük bir bölümü tarafından destek bulamıyor. “En büyük haksızlık eşit olmayanlara eşit davranılmasıdır.”
Ana dilin önemi, gerekliliği; sosyal, toplumsal, pedagojik ve insanı boyutu yeterince tartışılmadığı ve bilince çıkmadığı için ırkçı, şovenist çevrelerin şiddetle karşı çıktığı ana dilinde eğitim talebi toplumun büyük bir bölümü tarafından destek bulamıyor. “En büyük haksızlık eşit olmayanlara eşit davranılmasıdır.”
Toplumsal ve ekonomik adaletsizlikle uyum, sindirme ve saldırı politikaları adaletsizliği kanıksatan bir toplum yaratıyor. Ana dilin önemini kavramak insani bir erdemdir.
İstanbul Times / Maksut Konyar