Uluslararası üniversiteler listesinde ilk 500'e giren 4 üniversitemiz var, bunların üçü devlet 1 özel. En başarılı üniversitemiz Boğaziçi oda 399. sırada yer alıyor. Hal böyle iken eğitim sistemi için edilecek pek söz bulunamıyor. Emsalimiz olan ülkeler de üniversite eğitimin de sonuncuyuz. Ekonomik sıkıntılar yüzünden milyonlarca genç üniversite eğitimi alamıyor. Her yıl LYS barajını geçip üniversiteye yerleşenlerin sayısı sınava girenlerin 4/1'i oranında kalıyor. Hal böyle olunca ekonomik sebepler yüzünden örgün okuma imkanı bulamayan öğrenciler ise çareyi uzaktan eğitim de buluyor. Uzaktan eğitime kayıt olmak çok kolay ama mezun olmak o kadar da kolay değil. Sıradan bir ön lisans programını bile öğrenciler 6 yılda zar zor bitirebiliyor. Lisans bölümlerini ise 8 yıl da zor bitirebiliyorlar. Bazıları ise bezip yarıda bırakıyor. Bu durum yıllardır değişmedi. Öğrenciler YÖK'TEN kolaylık beklerken, YÖK onlara her yıl yeni bir engel koydu. Bu son konulan engel ise öyle yenilir yutulur gibi değil. Öğrenciler 4 yanlış yapmaları halinde bir doğru cevapları siliniyor. Bir zamanlar, biz imam hatip lisesi öğrencilerini eğitim sistemi dışına atmak isteyen YÖK, bu seferde garip gureba çocuklarını eğitim sistemi dışına çıkarmak istiyor. Maarif Vakfı Mütevelli üyesi Selim Cerrah abinin deyimiyle; "Bizim inancımızda sevaplar/doğrular yanlışları götürür.
Yanlış cevap fukaranın doğrusunu ezmesin." YÖK gençlerin üniversite mezunu olmasını desteklemesi gerekirken, onların eğitimini engellemek ile adeta kendini var eden sebebi inkar ediyor. Gençler ise büyük bir isyana hazırlanıyor. Dün ChangeTR'de başlatılan; "4 Yanlış 1 Doğru Kuralı kaldırılmazsa Kaydımı Donduruyorum" İmza kampanyasını kısa sürede 71.000'nin kişi imzaladı ve kampanya halen devam ediyor! Gençler; hem YÖK'E hemde YÖK'ÜN "Evrensel hukuk sisteminde bulunan eğitim de eşitlik ilkesine" aykırı uygulamasına boyun eğen, başta Anadolu Üniversitesi ve uzaktan eğitim veren üniversitelere tepkili. Öğrenciler; "YÖK Uzaktan eğitimi para kaynağı velhasıl ganimet olarak görmekten vazgeçmeli." Diyor. Bende aynen katılıyorum. Unutulmamalıdır ki! eğitim kurumu bir ticarethane değildir. Hele ki; bilim ve irfan yuvası olması gereken bu kurumlar, bu bayağı durumdan arınmış olması gerekmektedir. Gençlerin ayaklarına taş bağlayan bu sistem derhal iptal edilmeli ve garip gureba çocuklarının eğitim hayatı engellenmemelidir. Dört yalnış bir doğruyu götürür sistemi, öğrenciyi yolunacak kaz olarak gören o darbeci, FETÖ'CÜ anlayıştan ne farkı var?! Acaba bu sistemle öğrenciler Açık Öğretim kurslarına mı mahkum edilmek isteniyor?! Acaba elinde ki dershaneyi kaybeden FETÖ bu sefer de açık öğretim kursu ile mi gençleri avlayacak?! Acaba YÖK'TE halen FETÖ'YA hizmet edenler mi var?! Bu akıl dışı sistem, onlarca soru işaretine gebedir. Bu durumun sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla derinlemesine araştırılmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Gençleri ayaklarına bağlanan bu taştan acilen kurtarılması gerektiğini belirtmek isterim. Bu durumun düzeltilmesi için başta Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız olmak üzere tüm yetkililerden rica ediyorum. Saygılarımla...
İstanbul Times / Hekimoğlu Süleyman Özcan