AK PARTİLİ BAŞAKŞEHİR BELEDİYE MECLİS BAŞKAN VEKİLİ CÜNEYT YILMAZ'IN ŞAHİNTEPE MAHALLE HALKININ KADERİ OYLANIRKEN OYUN OYNAMASI TEPKİ İLE KARŞILANDI
iYİ PARTİ Bşaşakşehir Belediye Meclis Üyesi Halil Kalkan ilk sözü alarak Şahintepe Mahalle sakinleri ile alakalı şunları söyledi;
Saygıdeğer Başakşehirliler;
31 Mart 2019 yerel seçimlerinin üzerinden tam 4 yıl, 3 ay geçti.
Geçen dönem içerisinde Başakşehir’de AKP’li belediye’nin bütün stratejisini ‘’KAMULAŞTIR VE SAT’’ taktiği üzerine kurmuş olduğunu gördük.
Bu gün 5 milyar 250 milyon liraya dayanmış olan bütçenin, gelir kaynaklarına bakıldığında, arsa satışlarından elde edilen gelirin neredeyse bütçenin %80’ini oluşturduğunu görüyoruz.
Kaldı ki yapılan harcamaların nerelere, kimlere ve hangi amaçla harcandığına dair de bir veri veya açıklama yok. Yani şeffaflık yok, sorulsa da elle tutulur bir açıklama yok.
Bu durum bize birçok şeyi anlatıyor, zira daha önce 3 milyon 310 bin m2 alana sahip olan, Olimpiyat Köyü Projesi kapsamında kamulaştırılacak arazilerin, Olimpiyat Komitesine devredilmesi gerekirken nasıl inşaat şirketlerine peşkeş çekildiğini de gördük ve yaşadık. Süreç ise hala devam ediyor.
5 Haziran 2023 tarihli meclis oturumunda, meclise taşınan gündem konularına baktığımızda, bu kez de Şahintepe mahallemizde haksız uygulamalara imza atılmak üzere olduğuna şahit olduk.
Şahintepe mahallemizin sakinleri tam 30 yıldır yaşadıkları mahallenin çamuruyla, tozuyla, ulaşımıyla, eğitim ve sağlık sorunlarıyla mücadele etmiş insanlarımız.
Peki bu gün kendilerine reva görülen nedir?
Mahalle de rant büyük tabi ki, önce belediye olarak parsel ve pafta bazında mahallenin malına ortak ol, mahalleli yi belediyeden bağımsız olarak karar alamaması için bağlayıcı çalışmalar yap, sonrasında çekirdek aile yapısını bozacak kararlara imza at.
Peki ya sonrası; Bu insanları sazlıdere barajı kıyısındaki tarım arazilerine veya Hacımaşlı’ya sür, sonrası malum. Gelsin inşaat şirketleri, gelsin paralar, oh ne ala dünya.
Sadece betonlaşma ve rant üzerine ihtisaslaşmış AKP’li belediyeler, ne yazık ki rant’a doymuyor. Şehirlerimize ihanete devam ediyorlar. Unutmayalım sayın Cumhurbaşkanı 2017’de yaptığı açıklamada özellikle ‘’biz büyük şehirlere ihanet ettik’’
dememişmiydi.
O günden bu güne ne değişti peki? Hiçbir şey. Yani ihanete devam.
Kanal İstanbul gibi hayali ve gerçekle ilgisi olmayan projelerle, sadece İstanbul’a değil tüm ülkemize ihanet edeceklerinin farkındalarmı acaba.
Yapmak istedikleri 20 milyon’a dayanmış İstanbul nüfusunu 25 milyona çıkarma projesi ise, peşinden bizleri neler bekliyor o zaman.
Yapılması gereken yollar, köprüler, okullar, hastaneler, metro hatları, eneji hatları, doğalgaz hatları ve yine anadolu’dan İstanbul’a göç eden aileler. vs.vs.vs.
Yani yaşamaz bir kent, ve bu kentte yaşayan mutsuz insanlar.
Bu mu belediyecilik anlayışı, bu mu hizmet. Çok yazık.
Ülkemizin kalkınması için yapmamız gereken yüzlerce proje varken, sadece birilerinin cebine daha fazla para girsin diye oluşan bir anlayış.
Sözün kısası; söylenecek o kadar çok şey var ki, öncelikle yapılması gereken önümüzdeki yerel seçimlerde Başakşehir Belediyeciliği yerine ‘’Başakşehir Emlak ve Arsa Ofisi’’ olarak çalışan sisteme dur denilmesidir. Bunun da çözümü, şu an bu uygulamalara imza atanları değiştirmektir.
İYİ Parti Başakşehir Belediye Meclis Üyesi olarak, her zaman halkımızdan yana tavır alacağımızı belirtmek isterim, Şahintepe mahalle sakinlerimiz davalarında haklıdır ve bizler de haklının yanındayız.
iYİ PARTİ Bşaşakşehir Belediye Meclis Üyesi Halil Kalkan ilk sözü alaral Şahintepe Mahalle sakinlerinin rızası olmadan arsalarını sorunlu hale getirilip halkın Arvavutköy'ün bir mahallesi olan Hacı Maştıya zorla gönderilmek istenmelerinin doğru olmadığını vurgulayarak bir an önce halkın razı olacaşpı bir çöüzm bulunmasını istedi.
CHP GURUP BAŞKAN VEKİLİ NİZAMETTİN KÜMEÇ BU İNSANLARIN SORUNLARINI ÇÖZSEYDİNİZ İŞLERİNİ BIRAKIP BURAYA GELMEZLERDİ TEPKİSİ …
CHP.Başakşehir Belediye Meclis Üyesi ve Gurup başkan vekili sanayici iş adamı Nizamettin Kümeç partisinin gurubu adına Şahintepe de yaşanan İmar sorunu ile alakalı uzun ve geniş bir kroınolojik açıklama yaparak halkın mağdur edilmesini doğru bulmadığını ifade etti.
Başakşehir Belediye Başkanlığı Makamına ;
1- Şahintepe Mahallesi’nde halihazırda onbinlerce insan yaşamasına rağmen, 08/09/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile mahallenin tamamı dönemin Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tabiriyle “çılgın proje” KANAL İSTANBUL sebebiyle Rezerv Yapı Alan olarak ilan edilmişti. Bu bakanlar kurulu kararı sonrasında uzun bir sessizlik oldu fakat her ne hikmetse 2020 de hukuka aykırı uygulamalar Bakanlık ve TOKİ eliyle yeniden devreye sokuldu ve Şahintepelilerin bütün huzurları bozuldu. Bu yetmezmiş gibi maalesef Belediyemiz de bu hukuksuzluklara son dönemde açıkça ortak olmaya başladı.
2020 den bugüne neler olduğunu kısaca özetlemek gerekirse;
- ilk olarak Şahintpe Sonevler bölgesine özel İmar 18 uygulaması (parselasyon) 17.02.2020 tarihinde TOKİ tarafından askıya çıkarıldı; vatandaşların taşınmazları paramparça edildi ve evlerinin olduğu yerlerdeki tapuları 70-75 m² ye kadar düşürüldü.
- hemen akabinde ise 04/03/2020 tarihli 1/1000 Revizyon Uygulama İmar Planı ile Şahintepe’nin imar sorunu çözüldü masalları ile vatandaş TOKİ’nin insafına terk edildi ve 17.02.2020 tarihli Sonevler parselasyonu sonrasında taşınmazlarının bir kısmı 1446 ada 2 parsele taşınan vatandaşların yerleri ,Kuzey Marmara Otoyolu sahasında kalıyor sebebiyle 03/10/2020 tarih ve 3165 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Acele Kamulaştırmaya konu edildi.
-2020 nin sonunda ise Şahintepe’nin Sonevler dışındaki kalan bölgesi için bir tane daha İmar 18 Uygulaması (parselasyon) vatandaşların haberi olmadan pandeminin en yoğun hissedildiği günlerde askıya çıkarıldı aynen Sonevler'de olduğu gibi hukuka aykırı bir şekilde tapularda kesintiler ve parçalamalar yapılarak vatandaşların taşınmazlarının bulunduğu parsellerine hiç tanımadığı insanlar yerleştirildi.
-Bu saçmalıklar yetmezmiş gibi Sonevler'de yüzlerce vatandaşın evi 06/02/2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile Acele Kamulaştırma kararına konu edildi , devamında ise Aşık Veysel Caddesi’nin alt kısmında kalan binlerce vatandaşın taşınmazları evleri ile beraber 17/01/2022 tarihinde askıya çıkarılan başka bir İmar 18 Uygulaması(parselasyon) ile kilometrelerce uzaklıktaki Arnavutköy Hacımaşlı’ya sürgün edilmeye çalışıldı. Ama bu sefer Şahintepeliler bu hukuksuzlukları nihayetinde mahkemeye taşıdılar ve bu her iki hukuka aykırı işlem de şimdilik hayata geçirilemedi; Sonevler Acele Kamulaştırma kararları Danıştay marifetiyle iptal edilirken , “Hacımaşlı Sürgünü” ise mahkemeler marifetiyle şimdilik durdurabildi.
barınma haklarına dönük gerçekleştirilen bunca hukuka aykırı bu saldırının karşısında vatandaşın yanında durması gereken belediyemiz tam aksini yaparak ; 09/06/2022 tarihli Şahintepe Belediye Meclisi’nde alınan kararla Şahintepe Mahallesi’ndeki 7 tane adada (1542,1543,1606,1540,1564 ve 1617) Bakanlığın belediyemize devrettiği “Kentsel Dönüşüm” uygulama yapma yetkisini maalesef hukuka aykırı bir şekilde Başakkent A.Ş ye devrederek vatandaşıza kabus dolu günler yaşatmaya başlamıştır. Bu yetki devri sonucunda bu 7 adadaki vatandaşlar çeşitli tehditler ile karşı karşıya kaldı , evleri iradeleri dışında İHALE usulü satılmaya çalışıldı ve rızaları zor yöntemleriyle üretilerek imzaları bir şekilde alındı ama evleri elinden alınan vatandaşlara verilen sözler 1 senedir hayata geçirilemedi.
Şahintepe’de bu 7 adada yaşananlardan ders almayan belediyemiz Başakşehir Belediyesi Meclisi’nin 08.12.2022 tarihli toplantısında; 16 adada daha (1552, 1553, 1565, 1572, 1604, 1605, 1616, 1655, 1743, 1744, 1745, 1746, 1747,1756, 1796 ve 1821) “Kentsel Dönüşüm” uygulama yetkisini Başakkent A.Ş ‘ye devretti fakat bu sefer vatandaşlar iş bu belediye meclis kararına dava açtılar ve belediye meclisi kararının yürütmesinin durdurulmasını sağladılar.
Belediye Meclisi kararının yürütmesinin durdurulmasına rağmen hukuksuz uygulamalarına devam eden belediyemiz, son olarak yürütme durdurma kararını dahi tanımayarak Çetinkaya Ailesi’nin … m² taşınmazını İhale Usulü ile satışa çıkardı ve vatandaşın adına açılan hesaba 1.450.000,00 TL yatırarak seçimden hemen sonra evini tahliye etmesi için ihtarname gönderildi.
-Uzun lafın kısası belediyemiz Bakanlık ve TOKİ işbirliği ile Şahintepe’nin genelinde ve özelde 7+16 adada zorla "El Koyma" ve hukuka aykırı "Kentsel Dönüşüm" uygulamalarını hayata geçirmeye çalışırken vatandaşlar haklarını ve mahallelerini korumak için itirazlarını yükseltiyor ve davalar açıyıorlar.
Şahintepelilerin Hacımaşlı Sürgünü olarak ifade ettiği İmar 18 uygulaması ve Başakkent A.Ş’ye Yetki Devri gibi hukuka aykırı işlemlerin iptali için açılmış olan onlarca davaya ek olarak 2020 aralık ayında askıya çıkarılmış İmar 18 uygulamasının iptali amacıyla açılmış 100lerce dava söz konusudur. Üzülerek belirtmek isterizki bu davalara belediyemizi de müdahil eden anlayış ile vatandaşımızın mağduriyeti katlanarak artacaktır.
Yukarıda bahsettiğimiz sorun ve hak kayıpları ışığında Başkanlığınıza şu sorularu sormak isteriz?
1-Bölgede kaç parselde kaç tane taşınmaz Acele Kamulaştırma kararına konu edilmiştir.
2-Vatandaşların açmış olduğu davalar ile ilgili son durum nedir ve kaç dava belediyemiz veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine sonuçlanmıştır?
3-Rezerv Yapı Alanı sınırları hangi kriterlere göre belirlenmektedir? Rezerv yapı alanlarında yerleşim ve yapılaşmanın olması hukuka uygun mudur?
4-Rezerv Yapı alanı olması sebebiyle vatandaşa verilmeyen ruhsat izninin Başakkent A.Ş ve yüklenici firmalara verilmesini, hali hazırda bu bölgelerde devam eden inşaatları Başkanlığınız nasıl izah ediyor ?
5-Başakşehir Belediyesi Meclisi’nin 08.12.2022 tarihli toplantısında alınan 16 adada Başakkent A.Ş’ ye yetki devri konulu kararın mahkeme tarafından yürütmesinin durdurulmuş olduğu hakkında Başkanlığınız bilgi sahibi mi?
6-Mahkeme kararına rağmen Çetinkaya Ailesi’ nin taşınmazının satışa çıkarılması ve aileye tahliye konulu noterden ihtarname tebliğ edilmesinin hukuki dayanakları nelerdir ve eğer bir hukuki dayanak söz konusu değilse Başkanlığınızın bu konudaki tasarrufu ne olacaktır?
CHP’NİN DİĞER BİR MECLİS ÜYESİ,BEYZADE KAYABAŞI’DA MECLİSTE UZUN BİR KONUŞMA YAPARAK AKP’NİN HALKI MAĞDUR ETTİĞİNİ İDDİA ETTİ
Başakşehir Belediye Başkanlığı Makamına ;
1- Şahintepe Mahallesi’nde halihazırda onbinlerce insan yaşamasına rağmen, 08/09/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile mahallenin tamamı dönemin Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tabiriyle “çılgın proje” KANAL İSTANBUL sebebiyle Rezerv Yapı Alan olarak ilan edilmişti. Bu bakanlar kurulu kararı sonrasında uzun bir sessizlik oldu fakat her ne hikmetse 2020 de hukuka aykırı uygulamalar Bakanlık ve TOKİ eliyle yeniden devreye sokuldu ve Şahintepelilerin bütün huzurları bozuldu. Bu yetmezmiş gibi maalesef Belediyemiz de bu hukuksuzluklara son dönemde açıkça ortak olmaya başladı.
2020 den bugüne neler olduğunu kısaca özetlemek gerekirse;
- ilk olarak Şahintpe Sonevler bölgesine özel İmar 18 uygulaması (parselasyon) 17.02.2020 tarihinde TOKİ tarafından askıya çıkarıldı; vatandaşların taşınmazları paramparça edildi ve evlerinin olduğu yerlerdeki tapuları 70-75 m² ye kadar düşürüldü.
- hemen akabinde ise 04/03/2020 tarihli 1/1000 Revizyon Uygulama İmar Planı ile Şahintepe’nin imar sorunu çözüldü masalları ile vatandaş TOKİ’nin insafına terk edildi ve 17.02.2020 tarihli Sonevler parselasyonu sonrasında taşınmazlarının bir kısmı 1446 ada 2 parsele taşınan vatandaşların yerleri ,Kuzey Marmara Otoyolu sahasında kalıyor sebebiyle 03/10/2020 tarih ve 3165 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Acele Kamulaştırmaya konu edildi.
-2020 nin sonunda ise Şahintepe’nin Sonevler dışındaki kalan bölgesi için bir tane daha İmar 18 Uygulaması (parselasyon) vatandaşların haberi olmadan pandeminin en yoğun hissedildiği günlerde askıya çıkarıldı aynen Sonevler'de olduğu gibi hukuka aykırı bir şekilde tapularda kesintiler ve parçalamalar yapılarak vatandaşların taşınmazlarının bulunduğu parsellerine hiç tanımadığı insanlar yerleştirildi.
-Bu saçmalıklar yetmezmiş gibi Sonevler'de yüzlerce vatandaşın evi 06/02/2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile Acele Kamulaştırma kararına konu edildi , devamında ise Aşık Veysel Caddesi’nin alt kısmında kalan binlerce vatandaşın taşınmazları evleri ile beraber 17/01/2022 tarihinde askıya çıkarılan başka bir İmar 18 Uygulaması(parselasyon) ile kilometrelerce uzaklıktaki Arnavutköy Hacımaşlı’ya sürgün edilmeye çalışıldı. Ama bu sefer Şahintepeliler bu hukuksuzlukları nihayetinde mahkemeye taşıdılar ve bu her iki hukuka aykırı işlem de şimdilik hayata geçirilemedi; Sonevler Acele Kamulaştırma kararları Danıştay marifetiyle iptal edilirken , “Hacımaşlı Sürgünü” ise mahkemeler marifetiyle şimdilik durdurabildi.
Barınma haklarına dönük gerçekleştirilen bunca hukuka aykırı bu saldırının karşısında vatandaşın yanında durması gereken belediyemiz tam aksini yaparak ; 09/06/2022 tarihli Şahintepe Belediye Meclisi’nde alınan kararla Şahintepe Mahallesi’ndeki 7 tane adada (1542,1543,1606,1540,1564 ve 1617) Bakanlığın belediyemize devrettiği “Kentsel Dönüşüm” uygulama yapma yetkisini maalesef hukuka aykırı bir şekilde Başakkent A.Ş ye devrederek vatandaşıza kabus dolu günler yaşatmaya başlamıştır. Bu yetki devri sonucunda bu 7 adadaki vatandaşlar çeşitli tehditler ile karşı karşıya kaldı , evleri iradeleri dışında İHALE usulü satılmaya çalışıldı ve rızaları zor yöntemleriyle üretilerek imzaları bir şekilde alındı ama evleri elinden alınan vatandaşlara verilen sözler 1 senedir hayata geçirilemedi.
Şahintepe’de bu 7 adada yaşananlardan ders almayan belediyemiz Başakşehir Belediyesi Meclisi’nin 08.12.2022 tarihli toplantısında; 16 adada daha (1552, 1553, 1565, 1572, 1604, 1605, 1616, 1655, 1743, 1744, 1745, 1746, 1747,1756, 1796 ve 1821) “Kentsel Dönüşüm” uygulama yetkisini Başakkent A.Ş ‘ye devretti fakat bu sefer vatandaşlar iş bu belediye meclis kararına dava açtılar ve belediye meclisi kararının yürütmesinin durdurulmasını sağladılar.
Belediye Meclisi kararının yürütmesinin durdurulmasına rağmen hukuksuz uygulamalarına devam eden belediyemiz, son olarak yürütme durdurma kararını dahi tanımayarak Çetinkaya Ailesi’nin … m² taşınmazını İhale Usulü ile satışa çıkardı ve vatandaşın adına açılan hesaba 1.450.000,00 TL yatırarak seçimden hemen sonra evini tahliye etmesi için ihtarname gönderildi.
-Uzun lafın kısası belediyemiz Bakanlık ve TOKİ işbirliği ile Şahintepe’nin genelinde ve özelde 7+16 adada zorla "El Koyma" ve hukuka aykırı "Kentsel Dönüşüm" uygulamalarını hayata geçirmeye çalışırken vatandaşlar haklarını ve mahallelerini korumak için itirazlarını yükseltiyor ve davalar açıyorlar.
Şahintepelilerin Hacımaşlı Sürgünü olarak ifade ettiği İmar 18 uygulaması ve Başakkent A.Ş’ye Yetki Devri gibi hukuka aykırı işlemlerin iptali için açılmış olan onlarca davaya ek olarak 2020 aralık ayında askıya çıkarılmış İmar 18 uygulamasının iptali amacıyla açılmış 100lerce dava söz konusudur. Üzülerek belirtmek isterizki bu davalara belediyemizi de müdahil eden anlayış ile vatandaşımızın mağduriyeti katlanarak artacaktır.
Yukarıda bahsettiğimiz sorun ve hak kayıpları ışığında Başkanlığınıza şu sorularu sormak isteriz?
1-Bölgede kaç parselde kaç tane taşınmaz Acele Kamulaştırma kararına konu edilmiştir.
2-Vatandaşların açmış olduğu davalar ile ilgili son durum nedir ve kaç dava belediyemiz veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine sonuçlanmıştır?
3-Rezerv Yapı Alanı sınırları hangi kriterlere göre belirlenmektedir? Rezerv yapı alanlarında yerleşim ve yapılaşmanın olması hukuka uygun mudur?
4-Rezerv Yapı alanı olması sebebiyle vatandaşa verilmeyen ruhsat izninin Başakkent A.Ş ve yüklenici firmalara verilmesini, hali hazırda bu bölgelerde devam eden inşaatları Başkanlığınız nasıl izah ediyor ?
5-Başakşehir Belediyesi Meclisi’nin 08.12.2022 tarihli toplantısında alınan 16 adada Başakkent A.Ş’ ye yetki devri konulu kararın mahkeme tarafından yürütmesinin durdurulmuş olduğu hakkında Başkanlığınız bilgi sahibi mi?
6-Mahkeme kararına rağmen Çetinkaya Ailesi’ nin taşınmazının satışa çıkarılması ve aileye tahliye konulu noterden ihtarname tebliğ edilmesinin hukuki dayanakları nelerdir ve eğer bir hukuki dayanak söz konusu değilse Başkanlığınızın bu konudaki tasarrufu ne olacaktır?
Gaziosmanpaşa'nın mahalleleri ile ilgili olarak alınan ilk Riskli Alan kararı 26 Ocak 2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmış olup bu kararda "Yıldıztabya Mahallesi Batı" adı ile anılan bölge koordinatları içinde bulunan Karlıtepe Mezarlığı da bulunmaktadır.
CHP BAŞAKŞEHİR VE İBB MECLİS ÜYESİ MALİ MÜŞAVİR HAYRETTİN ÖZBAKIR’DA ŞUNLARI SÖYLEDİ
Sayın başkan , Saygıdeğer meclis üyelerimiz
Bugün Şahintepe mahallemizin Şahintepeli vatandaşlarımızın bizler için çok ama çok önemli meclis gündemini görüşeceğimiz meclis oturumunu gerçekleştireceğiz
Bizler CHP meclis üyeleri olarak vatandaşlarımızın arsalarını zengine meze yapmalarına beton baronlarına peşkeş çekmelerine asla ve asla izin vermeyeceğiz
6-7 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye’de kentlerimizin deprem karşısındaki dayanıksızlığını ve AKP’nin 20 yıllık iktidar döneminde afet ve acil durum yönetimi ile ilgili ciddi hiçbir somut adım atmadığını bir kez daha gözler önüne serdi.
AKP, bu acizliğini kapatabilme gayretiyle her zaman olduğu gibi yine yalana ve çarpıtmaya başvurmak durumunda kaldı. Son örneği de, “kentsel dönüşümü CHP engelliyor” yalanı. Saray’ın propaganda odalarında kurgulanan ve bizzat Erdoğan tarafından dile getirildi
Nitekim Erdoğan’ın ardından başta İBB Meclisi olmak üzere, AKP sözcülerinin ve yandan gazetecilerin boy gösterdiği her ortamda bu yalan ısrarla gündemde tutulmaya çalışılıyor.
CHP’nin kentsel dönüşüme karşı çıktığı, hatta davalar yoluyla kentsel dönüşümü engellemeye çalıştığı yalanını vatandaşımıza anlatmalıyız
Erdoğan’ın “İhanet” İtirafı
Aslında AKP’nin kentsel dönüşüm politikasını özetlemek için, Erdoğan’ın bir sözünü, deyim yerindeyse bir itirafını hatırlamak yerinde olacaktır. Erdoğan, 2017’de yaptığı bir konuşmada, “İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.” diyerek AKP’nin kente ve İstanbul’a bakışını açıkça ortaya koymuştur.
İşte CHP, esasen AKP’nin iddia ettiği gibi kentsel dönüşüme değil, tam da Erdoğan’ın itiraf ettiği bu ihanete karşı çıkmaktadır.
Eğer yargı temel bir hak arama yolu ise ve hala bu ülkede bir nebze de olsa mahkemelere güveneceksek, AKP’nin, yargıya başvurma hakkını “kentsel dönüşümü” engellemek olarak nitelemesi, aslında demokrasiye ve temel haklara bakışının da tipik göstergesidir.
AKP istiyor ki, onlar ne isterse o olsun, kentlerimiz rant projeleriyle yaşanmaz hale gelsin, bir avuç insanın zenginleşmesi uğruna başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerimizde nefes alacak yeşil alan kalmasın, ulaşım tıkansın vb., ama CHP halkın sesi olmak için yargıya bile başvuramasın!
AKP, “CHP kentsel dönüşümü engelliyor” yalanıyla tam da ülkede istedikleri gibi at koşturmaya devam etmek istiyor.
Ama yağma yok!
Son depremler de göstermiştir ki AKP zihniyetinin kentlerimizi getirdiği nokta, on binlerce insanımızın hayatını kaybetmesi, tüm kentsel altyapının çökmesi, afetlerde acizlik ve beceriksizliktir.
CHP, İstanbul’da da aynı akıbeti yaşamayalım diye, Erdoğan’ın 2017’deki itirafı olan “ihanet” politikalarına karşı çıkmıştır, bundan sonra da böyle davranacaktır.
AKP’nin “Kentsel Dönüşüm” Politikası (!)
Kentsel dönüşüm, kelime anlamıyla, depreme dayanıksız yapıların yerine depreme dayanıklı yapılar üreterek, kentlerimizi deprem dirençli hale getirmektedir. Peki, AKP böyle mi yapmaktadır? Katiyen hayır AKP, riskli alan ilanında depreme dayanıksız alanları ihmal ederek, gerçekte kentsel dönüşümü hedeflemiyor.
Kamu Arazileri İmara Açılarak 85 Milyar Dolar Rant Elde Edildi!
İstanbul’da son 20 yılda, deprem dirençli kent yaratma yerine, rant odaklı büyük projelerle yeşil alanlar yağmalandı, nüfus artışı körüklendi, İstanbul adeta yaşanmaz hale getirildi.
İBB’nin bir incelemesine göre, sadece 130 büyük rant projesine bakıldığında, 17’si park alanı veya yeşil alan niteliğindeki alan ve 8’i askeri alan olan toplam 78 donatı alanının imara açılarak 3,6 milyon m2 donatı alanında toplam 16 milyon m2 inşaat üretildiği görüldü.
Donatı alanları, orman alanları ve askeri alanları imara açarak, mevcut imar parsellerine emsal artışı vererek, toplam 85 milyar dolarlık bir kazanç sağlandı.
Büyük ölçekli ulaşım projelerinin de etkisiyle 2000-2018 yılları arasında İstanbul’da 23.766 hektar orman alanı kaybedildi. Bu rakam 18 yılda orman alanlarının %10’a yakın azalması anlamına geliyor. Tarım alanları da 2000-2018 yılları arasında %23 azaldı.
85 milyar dolar ile İstanbul’daki orta ve üzeri riskli yapıların tamamı 4 kere dönüştürülebilirdi. İşte AKP’nin “kentsel dönüşüm” yalanıyla İstanbul’a ödettiği bedel bu!
Toplanma Alanlarına Lüks Konutlar İnşa Edildi!
1999 depreminden sonra 2002’de İstanbul Valisi başkanlığında kurulan ve 14 kişiden oluşan İl Afet Merkez Kurulu`nun belirlediği toplanma alanlarının birçoğu imara açıldı. Bugün, bu boş alanların büyük bir kısmı alışveriş merkezlerine, gökdelenlere ve çeşitli lüks konut alanlarına dönüştürüldü.
Bugün İstanbul’da AFAD tarafından 5.636 adet toplanma alanı belirlenirken, İstanbul genelinde kişi başına 2,99 m2 toplanma alanı düştüğü ve nüfusun %98’inin bu alanlara erişim için ortalama 1 km yürümek zorunda kalacağı görülüyor.
Bazı toplanma alanlarında kişi başına sadece 0,02 m2 alan düşüyor. A4 kağıtın üçte birine denk gelen bu boyut, bu alanında insanların toplanması bir yana ayak bile basamayacağı anlamına geliyor. Nüfusun %67’si yeterli toplanma alanına sahip değil.
. Son 20 Yılda İstanbul’un Dönüşüm Performansı
2007 yılından günümüze İstanbul’da sadece 75 bin yapı riski ilan edilirken, bunların çoğunluğu (yaklaşık 52 bin adet yapı) 2012-2019 yılları arasında gerçekleşti.
TOKİ İstanbul’da günümüze dek yaklaşık 50 bin konut yaparken 39 bin konut projesi devam etmektedir. Gerçekten “kentsel dönüşüm” odaklı konutlar bu dönemdeki toplam TOKİ konutlarının sadece yüzde 15’idir.
Emlak konut ise son 20 yılda İstanbul’da 90 bin üzerinde konut inşa ederken bunların %69’u lüks konut niteliğindedir.
Üstelik gerek TOKİ gerekse Emlak Konut’un projelerinin konumları, İstanbul’da deprem riski barındıran alanlarla nadiren örtüşüyor.
İBB’nin, https://istanbulgucleniyor.ibb.istanbul/ web sitesinde verilen bu bilgiler ışığında, AKP’nin son 20 yılda odaklandığı konunun “kentsel dönüşüm” değil tam da İstanbul’un kaynaklarını bir avuç insanın zenginleşmesine kurban ettiği açıkça görülmektedir.
CHP Kentsel Dönüşüme Değil “İhanet” Projelerine Karşıdır
İşte CHP, tam da bu nedenlerle AKP’nin bu “ihanet” politikasına karşı mücadele etmektedir. CHP İstanbul İl Başkanlığı Kent Hakları İzleme Kurulu’nun yargı yoluna başvurması da gerçek kentsel dönüşüm projeleri değil, Erdoğan’ın itirafıyla son 20 yıldaki bu “ihanet” projeleri ile ilgilidir.
2009’dan bu yana bu nitelikteki plan ve projelere açtığımız dava sayısı yaklaşık 500 civarındadır. Bunların önemli bir bölümü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ilan edilen plan değişiklikleri ile ilgilidir. Özellikle son yıllarda İstanbul’a ihanet odaklı plan ve projeler ağırlıkla Bakanlık tarafından yapılmaktadır.
Bu da Bakanlığın, 6303 sayılı yasa ile aslında gerçekten kentsel dönüşüm ile ilgilenmesi gerekirken, yasadan aldığı görev ve yetkiyi kötüye kullandığını, milyonlarca İstanbullu depreme karşı güvenceli konutlar beklerken, “kupon arazileri” bir avuç insanın daha da zenginleşmesine peşkeş çektiğini ortaya koymaktadır. CHP, tam da bunlara karşı mücadele etmektedir.
Bununla birlikte, önceki yıllarda, İBB Meclisi tarafından alınan bazı kararlara karşı davalar açılmıştır.
Örnek vermek gerekirse:
· Çevre ve Şehirlik Bakanlığı, Eyüpsultan Göktürk Mahallesinde Kemer Country olarak bilinen alanda 182 bin m2 alanı spor fonksiyonundan konut fonksiyonuna aldı. Demirören Grubunu kurtarmak için 182 bin m2 spor alanı imara açıldı. Biz “kentsel dönüşüm”e değil, bu “ihanet”e dava açtık.
· Küçükçekmece Halkalı Mahallesinde, plan değişikliği ile Marmara Üniversitesine ait alanda yaklaşık 1 milyon m2 konut imarına açıldı. Biz “kentsel dönüşüm”e değil, bu yanlışa dava açtık.
· Tuzla Manastır mevkiindeki İller Bankası kampındaki yaklaşık 50 dönüm alan çevreye göre yüksek emsalle imara açıldı. Biz buna dava açtık.
· İstanbul’un belki de deprem açısından en güvenceli yerlerinden olan Sarıyer Kilyos’ta, Tansu Çiller ve çocuklarına ait arazide yapılan imar değişikliği ile inşaat alanı 4500 m’den 24 bin m2’ye çıkarılmak istendi. Bunun “kentsel dönüşüm” ile ne ilgisi var? Biz bu rant projesine dava açtık.
· Kartal Soğanlık’ta önceki planlarda Şehir Parkı olan ve 147 bin m2’lik alanın yaklaşık 57 bin m’2si ticaret ve konut imarına açıldı. Daha önce üç kez iptal edilen bu plan, rant iştahıyla yine gündeme getirildi. Biz, halkın nefes alma hakkını koruduk; buna dava açtık.
· Kartal Esentepe Çavuşoğlu Mahallesinde “taş ocakları” olarak bilinen yaklaşık 483 bin m2’lik boş alanın, 104 bin m2’si 1.80 emsal ile konut ve ticaret imarına açıldı. “Millet Bahçesi” projesi adı altında bölgeye yoğun lüks yapılaşma getirilmek istendi. Bu mu, kentsel dönüşüm? Biz buna dava açtık.
· Eyüpsultan Kemerburgaz’da Bakanlık tarafından rezerv yapı alanı ilan edilen yaklaşık 405 bin m2’lik alan “ağaçlandırılacak alan ve tarım alanı” lejantında iken, bu alanın yaklaşık 229 bin m2’si konut ve ticaret imarına açıldı. Tanımı gereği “rezerv alan” riskli alanlardaki konutların taşınması gereken alandır. Soruyoruz; buraya hangi riskli konutlar taşınacaktır? Cevap, hiçbiri. Çünkü rezerv alan yetkisi burada da kötüye kullanılmıştır. İşte biz bu yetki gaspına dava açtık.
· Avcılar Firuzköy’de İstanbul Üniversitesi’ne ait yaklaşık 1,8 milyon m2’lik alan “bölgesel yeşil ve spor alanı1 iken, bu bölgenin yaklaşık 708 bin m2’si konut imarına açıldı. Buraya riskli konutlar mı taşınacak, tabii ki hayır. Biz buna dava açtık.
· Ayrıca, İstanbul’a ihanetin zirvesi Kanal İstanbul projesi ile ilgili 9 adet dava açtık.
Örneklere devam edelim:
· Biz Maslak 1453 projesine dava açtık. İşte AKP’nin eseri!
· İstanbul’un depreme en uzak bölgelerinden Sarıyer Zekeriyaköy’ün yağmalanmasına dava açtık. İşte bu yağmanın fotoğrafları!
· Yine deprem riski göreceli daha az olan Çekmeköy’de son ormanlık alanların betona gömülmesine dava açtık.
· Son bir örnek vermek gerekirse, Erdoğan’ın İstanbul’a ihanet itirafının simgelerinden olan, Tarihi Yarımada siluetine bir hançer gibi saplanan Zeytinburnu 16:9 projesine dava açtık.
Şimdi soruyoruz: Bu örneklerin “kentsel dönüşüm” ile ne ilgisi, ne alakası var?
Bu örnekler de gösteriyor ki, CHP, AKP’nin iddia ettiği gibi “kentsel dönüşüme” değil, AKP’nin 20 yıldır İstanbul’a ve kentlerimize reva gördüğü “ihanet”e karşı çıkmaktadır ve çıkmaya da devam edecektir.
AKP’nin yalanı çökmüştür! Zaten halkımız da artık bu yalanlara inanmıyor!
Yurttaşlarımız AKP’nin yıllardır başta İstanbul olmak üzere, şehirlerimizde bir rant ve yağma düzeni kurduğunu artık çok daha iyi görüyor!
Milyonlarca insanımız, kendileri deprem tehlikesi ile karşı karşıyayken, AKP’nin başta İstanbul olmak üzere kentlerimizi bir avuç insanın rant ve para hırsına kurban ettiğini artık daha iyi biliyor!
İstanbul’umuzun ve kentlerimizin ormanlarının, yeşil alanlarının, tarım alanlarının, doğal ve tarihi değerlerinin hırs uğruna yok edildiğini, bunun asla “kentsel dönüşüm” değil, açık bir atalan ve ayğma olduğunu artık herkes daha iyi görüyor ve anlıyor!
Kahramanmaraş merkezli depremler AKP gerçeğini açıkça ortaya koymuştur! AKP demek, “kentsel
dönüşüm” değil, “yağma ve talan” demektir!
İşte bu yağma ve talan düzenidir, CHP’nin karşı çıktığı!
Şahintepeli vatandaşlarımızın bu onurlu mücadelelerinde CHP meclis grubu olarak yanlarında olduk yanlarında olmaya her zaman devam edeceğiz.
ŞAHİNTEPE HALK DAYANIŞMASI ÜYELERİ ŞUNLARI SÖYLEDİ :
Sabite Yüce (Şahintepe Halk Dayanışması komite üyesi)
Şahintepe Mahallemizde rantsal dönüşüm nedeniyle insanların evleri ve yaşam alanları gasp edilmeye çalışılmakta. Tamam dönüşüm olsun buradaki halk olarak biz de bunu istiyoruz ama bu şekilde bize dayatılarak uygulanmak istenen ve yerimizden edip borca sokan bir şekilde olsun istemiyoruz. Hepimiz güzel, güvenli yaşanabilir evlerde yaşamak istiyoruz. Ama muhatap alınmıyoruz. Kendi malımızın üzerinde yapılan işlemlerden haberdar edilmiyoruz. Ve onların yapmış olduğu bu rantsal dönüşüme kabul ettirilmek için zorlanıyoruz. Biz de buna izin vermeyeceğiz.
Yasin Serindere (Şahintepe Halk Dayanışması komite üyesi)
Bu insanların çoğu dişinden tırnağından arttırdıklarıyla burada iyi kötü bir yaşam alanı yapmışlar kendilerine. Başakşehir Belediyesi de bu el emeği göz nuru evlerini bir rant uğruna ellerinden almak istiyor. Başakşehir Belediyesi’nin bizi muhatap almadan kendi kurallarıyla kendi kanunlarıyla bu uygulamaları hayata geçirmeleri bize karşı yapılan büyük haksızlık. İnsanların en temel haklarının başında gelen yaşam ve barınma hakkıdır.
Şu an Başakşehir Belediyesi’nin yaptığı bizlerin yaşam ve barınma hakkımı elimden almaktır. İnsanların arsalarını kimseye danışmadan bilgi vermeden farklı bölgelere kaydırıp kendi arsalarını bize ortak etmeleri dünyanın hiçbir yerinde gerçekleşecek şeyler değil.
Mahalleli olarak hem imar uygulamasına açtığımız davalardan hem de yetki devri kararlarına açtığımız davalardan olumlu sonuçlar almaya başladık. Mahkemeler yürütme durdurma kararları vermeye başladı. İnanıyoruz ki davalarımız iptal kararlarıyla sonuçlanacak ve rahat nefes alabileceğiz.
Kaynak:İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA )