MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “devletin bekası” ile ilgili dile getirdiği söylemler gündemi hayli işgal etti ve 1 Nisan’a kadar da devam edecek gibi görünüyor.
Beka sorununun yerel seçimlerle ilişkilendirilmesi Millet İttifakı tarafında tepkiyle karşılansa ve dozu oldukça yükseltilerek zekâ sorununa kadar götürülse de Devlet Bahçeli, bu konuyu binlerce defa tekrarlayarak gündemde tutacağını açık açık söylüyor.
Peki, Bahçeli bu iddiasında haklı mı?
31 Mart gerçekten bir beka seçimi mi?
Sadece bir şehrin başkanını belirlemek için gidilecek sandık, koskocaman bir ülkenin bekasını (devamlılığını) etkileyebilir mi?
Türkiye gibi güçlü bir ülkenin bekasının yerel bir seçime bağlı olduğunu düşünmek tabii ki doğru değil.
Ancak konu daha derinlemesine analiz edildiğinde Bahçeli’ye hak veren pozisyonda buluyoruz kendimizi.
Bir defa beka sorunu bu coğrafyada yer alan bütün ülkeler için her zaman var olmuştur. Daha düne kadar, petrol zenginliği ile dünyaya nam salan Irak’ın, Libya’nın bugün ne durumda oldukları ortada.
Yemen’de milyonlarca insan açlık tehdidi ile karşı karşıya. Her gün onlarca çocuk yetersiz beslenme yüzünden ölüyor…
“Bahar” ayağıyla “kara kışa” mahkûm edilen bir başka Arap ülkesi Suriye’yi anlatmaya gerek var mı?
Devlet Bahçeli, Türkiye’nin bekası söz konusu olduğu dönemlerde adındaki gibi Devlet adamlığını her zaman göstermiştir. Birlik ve beraberliğimizi sergilememiz gerektiği durumlarda tarafını hiç çekinmeden belli etmiştir. Gerektiğinde, geçmişte en sert biçimde eleştirdiği Erdoğan’la birlikte yürümeye başlamış, aykırı sesler çıkaran partilileri ihraç etmiş hatta kendisine sunulan Başbakanlık teklifini bile reddetmiştir…
Beka, maalesef Türkiye’nin önemli bir sorunudur. Ancak bu sorun, zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. Arap Baharı maskesi altında yaklaşık 9 yıl kadar önce başlatılan ve Türkiye’yi de tehdit eden oyun hala sürmektedir. Bu zaman zarfında Türkiye, Beka sorununun tavan yaptığı “Gezi ve 15 Temmuz” gibi çok tehlikeli iki darbe girişimi ile karşı karşıya kalmıştır.
Bitti mi?
Daha birkaç gün önce Trump’un “Türkiye’yi mahvederiz” tehdidine maruz kaldık. Yarın ne çıkar bilemiyoruz ama bazı angutlar anlamasa da ülkemiz için beka sorunu maalesef hala devam ediyor.
Bu sorun sadece Arap ülkeleri ya da Türkiye’yi değil, ABD ve birkaç devletin dışında birçok ülkeyi ilgilendiriyor. İşte dünyanın en fazla petrol rezervine sahip Venezuela’nın yaşadığı sıkıntıları naklen izliyoruz. Eskiden böyle senaryolar gizliden uygulanırdı, şimdi apaçık sergileniyor.
Bu tür tehlikelere karşı direnebilmesi için ülke yönetimin güçlü olması gerekmektedir. İşte Devlet Bahçeli’yi bu yüzden takdir ediyoruz. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde Bahçeli, safını tereddütsüz bir şekilde belli etmekten geri durmamıştır.
Bahçeli, beka olmadıktan sonra belediyelerin bir anlamı kalmayacağını, taş bir binadan ibaret olacağını söylüyor. Daha ileri gidelim; beka olmadıktan sonra hükümetlerin de bir anlamı kalmaz, TBMM öyle taş yığını gibi ortada durur.