Siyasete ilk atıldığı 2009 CHP Başakşehir ilçe başkalığından bugüne kadar bilgi birikimi ve donanımı ile başarı merdivenlerini adım adım tırmana Mali Müşavir Özgür Karabat 4-5 Kasım 2023 tarihide yapılan genel kurultay sonrası Mali Ve İdari İşlerde n sorumlu genel başkan yardımcısı olana kadar görev aldığı her yerde hep halkın sorunlarını dile getirip çözüm araması ile CHP örgütünde ve halk nezdinde ciddi bir karşılık buldu.
İstanbul Times Haber Merkezi -Hüseyin Çetiner
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutladığımız bu yıl, enerji özelleştirmelerinin de 10’uncu yılı.
Ama bu 10’uncu yıl kutlama değil, bir utanç dönemidir. Enerjideki en büyük vurgun, dağıtım sektörü üzerinden yapılmıştır. Ülke, 21 dağıtım bölgesine bölünmüş, vatandaşa daha ucuz ve daha kaliteli enerji hizmeti verileceği vaat edilmiştir.
Günün sonunda vatandaşlar faturalarını ödemekte zorlanıyor, işletmeler yüksek enerji maliyetleri altında eziliyor. Isparta’daki vaka gibi, kış koşullarında koca şehir 3 gün elektriksiz kalabiliyor.
Hani özelleştirme sonrası devletin üzerindeki yük kalkacak, devlet vergi gelirleri ile kalkınacaktı? Bunun büyük bir yalan olduğunu bir önceki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez itiraf etmişti. Dönmez, “100 liralık elektrik faturasının 50 lirası, doğal gazda ise 100 liralık faturanın 75 lirası hükümetimiz tarafından karşılanmaktadır” demişti.
Elektrik üretiminin yüzde 80’i, dağıtımının da tamamı özel sektörün elinde. Peki, devlet para ödeyecekse neden özelleştirme yapıldı?
Çünkü burada çok büyük rant yaratıldı. Dağıtım şirketlerine sözleşmelerinde kâr garantisi verildi. Özelleştirmelerin savunulacak tarafı yok. TEDAŞ’ın 2017’de bir davaya gönderdiği savunmasında, dağıtım şirketlerinin kâr odaklı uygulamaları sonucu kamu zararı oluştuğu ve özelleştirme ile amaçlanan hizmet kalitesine de ulaşılamadığı itiraf edildi.
Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) her yıl zarar üzerine zarar ediyor. Oysaki TEDAŞ sadece denetleyici konumunda. Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrıldı ve bunların tamamı yaklaşık 15 milyar dolara özelleştirildi.
Peki, TEDAŞ neden zarar ediyor?
Çünkü bir kamu kurumu olan TEDAŞ alacaklarının peşine düşmüyor.
21 dağıtım şirketi kamuya yapması gereken ödemeleri yapmıyor. Devletten aldığı araçları, teçhizatları, taşınmazları haraç mezat satıyor.
Panolara asılan reklamların, taşınmazların kira gelirlerinin ödemelerini bile yapmıyorlar.
Sözleşmelere göre, dağıtım şirketleri belirli aralıklarla teçhizat ve taşınmazların envanterini devlete bildirmek zorunda.
Ama bunu da yapmıyorlar. Sayıştay raporlarında bunlar tek tek tespit edilmiş durumda. Normalde Sayıştay suç duyurusunda bulunmalı ama bunu yapmıyor. AKP Hükümeti de şirketlere hesap sormuyor. Çünkü boyutu yüz milyarlarca lirayı bulan bir rant sistemi söz konusu.
Gelelim ikinci konuya…
Türkiye’nin Rusya’da ucuz petrol aldığını yerli ve yabancı pek çok basın organı yazdı.
Rusya’da çıkan haberlerde, dünyada petrolün varil fiyatının 78 dolar, Türkiye’nin aldığı petrolün varil fiyatının da 38 dolar civarında olduğu ifade edildi.
Yani, Rusya bize yarı yarıya ucuz satıyor.
Ancak bakıyoruz, akaryakıt fiyatları 80 dolarlık varil fiyatı üzerine düzenleniyor.
Ucuza petrol alınıyorsa neden vatandaşa pahalı satılıyor?
Enflasyonla mücadele etmek istiyorsanız önce buraya bakın. Çünkü Türkiye’nin yaşadığı enflasyon talep kaynaklı değil, maliyet kaynaklı. En büyük maliyet de enerjiden geliyor.
Çiftçiye, nakliyeciye neden uygun fiyatlı akaryakıt vermiyorsunuz?
Rusya’yla yaptığınız bu anlaşmanın bedeli ne olmuştur?
Rusya’ya diplomatik taviz verildiği doğru mudur?
Bir ülkeye enerji gibi stratejik bir üründe bu kadar fazla bağımlı olmak doğru mudur?
Açık bir şekilde görünüyor ki, Türkiye’nin enerji arz güvenliği de risk altındadır.
Kaynak:İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)