Hepinizin bildiği gibi ülkemiz 24 Haziran 2018'de zorlu bir seçime girdi. Recep Tayyip Erdoğan 2002' de % 34 ile 363 vekil alarak partisini tek başına iktidar yapmıştı..
Hiç bir zorlama yok iken on beş sene sonra mevcut sistem ile değil % 34 ile Ecevit'in DSP'si % 21.75 ile ülkede hükümet kurdu.
Erdoğan seçmen iradesinin büyük oranda meclise yansımadığını ve bazı eksiklikler olduğunu gördüğü için yeni sistem için referandum yaptı.
Bu referandum da halkın tercihi % 51 ile evet yeni sistem gelsin dedi. Bu sistem değişikliği için 24 Haziran 2018' de sandık başına gittik.
Seçmenin % 52.5' i ilk turda Ak Parti adayı Recep Tayyip Erdoğan'ı yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı seçti.
Yeni düzenleme ile artık % 21.75 veya % 34 ile hükümet kurmanın mümkün olmadığı ortada. En az % 50 + 1 alamayan adayın seçilme şansı yok.
Keşke o zaman ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere diğer partiler Hükümet kurmak için % 51 barajına tamam ama biz parlamenter sistemden yanayız diyebilseydi.
CHP'de bir parti yetkilisi Ak Parti ne diyorsa biz ona yok deriz demedi mi bu ülkede. Bu ne kadar yanlış ve saçma bir muhalefettir.
Kılıçdaroğlu ayrı telden Muharrem İnce ayrı telden çalıyor
24 Haziran 2018 seçimlerinden önce Muharrem İnce oyunu Yalova'da kullanacağını sonrada Yüksek Seçim Kurumunun önüne geleceğini söylemişti.
Bunu yapmadı. Aynı gece seçmeninin önüne çıkıp açıklama yapmadı. O gece yarısı bir gazeteci meslektaşımıza Whats Up tan mesaj atarak fikrini söyledi.
Oysa kazandığı zaman seçmeni ile sevinmesi ,kaybettiği zaman da onlarla üzülmesi lazım değil miydi ?
Muharrem İnce yine de bir sonra da olsa Whats Up mesajı ile açıklama yapmam doğru değildi. Arkadaş adam 11 milyon oy farkı ile önde bunun neresine itiraz edeceğim diyerek Erdoğan'a hakkını teslim etti.
Yarın arayıp tebrik edeceğim diyerek doğrusunu yaptı. Buna aklı selim hiç kimse itiraz edemez hatta takdir edenlerde çoktu.
Peki partinin genel başkanı olan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bu yönde bir çıkış yapması gerekmez miydi ? bence gerekirdi ama o bunu yapmadı % 52.5 oy alan Erdoğan'a çok kaba sözler söyleyerek neden tebrik edeceğim onu dedi.
Demezler mi sayın Kılıçdaroğlu bari İnce ile söz birliği edip ikiniz aynı şeyi söyleseydiniz.
Burada mantık CHP'nin kendi içinde istişare ve söz birliği etmediğini gösteriyor. Seçmende kendi içinde bile böyle kopuk olanlar nasıl ülke idare edecek demez mi ? Ben bir seçmen olarak derim ve diyorum.
Tebrik edilecekse ikiniz ederseniz edilmeyecekse de ikiniz etmezsiniz kendi içinizde bir tutarlılığınız olur.
Cumhurbaşkanı adayınız olan Muharrem İnce arkadaş arada 11 milyon oy farkı var bunun neresine itiraz edeceğim derken genel başkan ayrı telden çalarak adam diktatör neden tebrik edeyim diyebiliyor.
Ak Parti'de bu tür bir çelişki göremezsiniz. Herkes genel başkanı bekler onun direktifleri doğrultusunda konuşmalar olur.
Bu Ak Parti de demokrasi yoktur şeklinde algılanmasın. Kendi aralarında ve basına kapalı grup toplantılarında her şeyi istişare ettiklerini biliyorum.
Ama basının ve kamuoyunun önünde partinin iki yetkilisinin ayrı telden çaldıklarını göremezsiniz.
Dünya Artık Küçük Bir Köy Seçmen Her Şeyi Görüyor
Seçmen her şeyi sosyal medyada veya diğer kitle iletişim araçları sayesinde an be an artık canlı şekilde gelişmeleri takip edebiliyor.
Bazı dostlarım kızgın bir şekilde dolar 5 lira, Euro 6 lira Mazot 7 lira asgari ücret 1.600 TL hayat pahalı yaşam zor nasıl oluyor da seçmen bu şartlar altında Ak Parti'ye oy veriyor diyerek hayretini dile getiriyor. Onlara dilimin döndüğü kadar cevap vereyim.
Evet bu yazdıklarınızın hepsi doğru ben de katılıyorum. Benimde bunlara sorum şu :
Peki seçmen Ak Partiye değil de size oy verirse Dolar'ı 3 ,Euro'yu 4 , Mazot'u 3.5 liraya nasıl indireceksiniz ?
Ayrıca 1.600 TL olan asgari ücreti hangi kaynak ile 2.300 TL ye çıkaracaksınız ? ve Bu maaşı ödeyecek iş veren bu arttan SGK pirimini nasıl ödeyecek ? Halka bununla alakalı kaynağınızı ortaya koymadan bana oy ver derseniz işte böyle bir sonuç alırsınız.
Muhalefet çekinmezse ve utanmazsa seçmene oh olsun diyecek
24 Haziran 2018 seçiminden sonra parti yetkilileri olmazsa da muhalefete oy veren bir çok kişiden kendim duydum. Benim tuzum kuru. Ama 1.600 TL maaş alan asgari ücretli "AKP" ye oy veriyor ölsün gebersin umurumda değil diyen çok kişi duydum. Bu Mantık ile hiç bir zaman iktidar olunmaz ve olunmuyor da zaten.
Halbuki Parti yetkilileri ve Muhalefete oy veren seçmen biz nerede eksik ve yanlış yapıyoruz ki seçmen bize oy vermiyor sorusunu kendilerine sormaları gerekmez mi ?
Basın Erdoğan'ın elinde deyip kenara çekilmek kolaycılıktır. Erdoğan 1994' de İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olduğu zaman medyası mı vardı ?
Muhalefet suçu kendisinde arasın neden mi ?
Bakınız İstanbul Times Tv Özel You Tube Kanalımız için İstanbul'un 39 ilçesinin 37 sinde ve Ankara Nüfusu olan beş milyon 400 bin kişiden dört milyon 800 bin kişinin yaşadığı 10 ilçede yarın seçim olsa hangi partiye oy vereceksiniz sorumuzu sorduk her gün 800 bin aklı başında okuyan araştıran insan bizim çalışmaları izledi.
Bir çok muhalefet partisinin yetkilisine bakınız böyle bir yayın mecrası var reklam çalışmalarınızı bizim üzerimizden yapabilirsiniz dedik. Ama hiç birisi halkın içine inemedi veya inmedi.
Hatta yayın grubumuza yakın muhalefet parti ilçe başkanları bile gelip bir çayımızı içme gereği duymadı. Sonrada seçmen neden böyle yapıyor diyerek döğünmelerinin bir kıymeti yok.
İnsan başına bir musibet geldiği zaman sağa sola çamur atacağı yerde acaba biz nerede eksik ve yanlış yaptık ki bu musibet başımıza geldi sorusunu kendisine sorsa ve cevabını bulsa daha güzel bir iş yapmış olmaz mı ?
Özetle herkes ancak çalıştığının karşılığını alır. Allah'da kulda çalışana verir. Sen yerinde otur ter akıtma sonrada suçu seçmende bul olur mu yani bu ?
Bakınız size minik bir örnek vereyim Ak Parti Zeytinburnu ilçe başkanı Abdulselami Delibalta ve ekibi biz iktidar partisiyiz bütün şartlar bizden yana bizim alanlarda çalışmamıza gerek yok demediler.
Sahurun yemeği bir dernekte, çayını öteki dernekte suyunu bir başka dernekte içerek 2 saatlik sahur süreci içinde 3 tane derneğe gittiklerini kendi gözlerim ile takip edip haberini yaptım.
Öte yanda Muhalefet ilçe başkanlarının bu kadar yoğun ve özverili çalıştıklarını görmedim.
Yine Ak Parti'de 16 sene içinde 3. ilçe başkanı geldiği halde ana muhalefette aynı başkanın olduğunu herkes görmüyor mu ?
Amacım kimseyi suçlamak değil ama herkesin de kendi k...çındaki kazığı görmeyip başkasının gözündeki tozu görmesinin de zamanı gelmedi mi ?
Halk da seçmende samimiyet ve iyi niyet istiyor. Sana çiçek vermeye gelen çocuğu sahneden kovarsan senle konuşamam bir dakikam gider dersen bir başka lider ayağı sıkışan çocuk için programını erteleyerek insani bir durum yaparsa sen bir dakika değil BİN dakika konuşsan bile aradaki farkı kapatamazsın dostum...
Binlerce kez suikast tehdidi ile karşılaşan cumhurbaşkanı herkes ile foto çekerken sen daha aday iken Fotoğraf çekmeye gelen adamın ellerinden tutulup sahneden fırlatılmasına sebep olan korumalarının verdiği zararı ne ile telafi edeceksin ?
Özetle seçim sonuçları ile alakalı seçmemi suçlamak en hafif tabiri ile siyasi bir cehalet değil de nedir ?
İstanbul Times / Hüseyin Çetiner - 8 Temmuz 2018