“DEVLET HALKINA HİZMET ETTİKÇE VAR OLACAKTIR. HALKIDA BİRLİK, BERABERLİK VE VATANDAŞLIK BİLİNCİ İLE BU VAR OLUŞUN TEMELİ OLACAKTIR. EĞİTİM BU ANLAYIŞI, BU BİLİNCİ ARTTIRMAK İÇİN SEFERBER OLACAKTIR.” CHP; bu oluşumu 1919 – 1938 yılları arasında en güzel bir şekilde bütün dünyaya göstermiştir.
Bu tespitler ışığında örgütsel zaaflardan giderilmesi gerekir. Nasıl ki ülkemizde demokrasi vazgeçilmez bir yaşam biçimi ise partimizde de parti içi demokrasi ve parti içi ekonomi vazgeçilmez olmalıdır. Artı parti içi eğitim ile birlikte düşünülmelidir. Bize bahşedilen bu cumhuriyet kurucu idarenin halka verdiği o günün şartlarının en güzel yönetim şekli olarak verilmiştir. O günden bugüne geçen süreç bir sindirim ve hazmetme meselesidir. Daha sonrasında ise; CHP`sinin öncesinde sissice ve bugün “YENİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ” ile açıkça yoldan sapış sorunudur…
Cihana mal olmuş bir kurucu önderi varken; başkalarını örnek almak aklını yitirmektir. Cumhuriyet Halk Partisi varken; başka bir isim arayışına girmek özünden kopuştur. Cumhuriyet, demokrasi varken; tabanını dinlemeden hareket etmek FİRAVUNLUKTUR. ATATÜRK GENÇLİĞİ VARKEN; başka gençlik aramak ihanettir. Başımızın tacı kadınlarımız sizler her şeye laiksiniz varken; kadınları yok saymak dalkavukluğun daniskasıdır...
Atatürk Gençliği geliyor. Sizler daha bir Atatürk`le baş edemediniz. Gerisini siz düşünün…
Tabandan gelen CHP`si Seçme ve seçilme hakkı yeniden düzenlenmelidir ki temsil noktalarına temsil yetkinliği ve yeterliliği olanların gelmesinin önü açılabilsin.
Örgütler kendi içinde ülkeye ve yöresine uygun proje üreten projelerin önce genel merkezle paylaşan sonra parti politikası haline dönüşünce parti politikaları ile birlikte en yaygın şekilde halkla paylaşan yapılara kavuşturulmalıdır.
Örgütsel yapı aşağıdan yukarıya demokratik yukarıdan aşağıya merkezi olmalıdır.
EMPARYALİZME KARŞI
TAM BAĞIMSIZ
LAİK, SOSYAL DEMOKRAT, MİLLİ DEVRİMCİ VE HALKI İLE
BÜTÜNLEŞEN BİR TÜRKİYE İÇİN