ABD –İNGİLTERE – FRANSA – RUSYA ve ÇİN…
Bugün dünyanın en yardıma koşan ve çözüm oluşturan ülkeler birliği kim diye sorsam… tabiî ki BİRLEŞMİŞ MİLLETLER`dir dediğinizi duyar gibiyim. Peki bu Birleşmiş milletlerin güvenlik konseyinin 5 daimi üyesi kimlerden oluşuyor dersem? Ben yardımcı olayım;
ABD – İNGİLTERE – FRANSA – RUSYA ve ÇİN…
Bu yukarıdaki istatistiklere bakacak olursak bir çelişki var diye düşünmek lazım. Çünkü bir gönülde iki kalp olmaz. Hem melek olacaksın hem de şeytan vallahi şeytana bile pabucunu ters giydiriyorlar. Hani dünya beşten büyüktür diyerek;
“LAFLA PEYNİR EKMEK GEMİSİ YÜRÜMÜYOR.” Gemicikler yürüyor da şimdilik neden “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜK DEĞİL” sözünün ne anlama geldiğine bir bakalım mı?
DOSTLARA PARA AKIYOR BİZDE KAN AKIYOR…. DOSTLARA DAHA ÇOK PARA AKIYOR BİZDE DAHA ÇOK KAN AKIYOR….
DOSTLAR KINIYOR… BİZDE KAN AKIYOR…. DOSTLAR PKK-PYD-IŞID- DEAŞ TERÖR ÖRGÜTÜ DİYOR BİZDE KAN AKIYOR...Vb…
Bugün İslam dünyası 57 ülke 1,5 milyar insan(dünya nüfusunun yaklaşık ¼ biraz fazla) ama toplam üretimi bir ALMANYA olamıyor. Hatta dünya doğal kaynaklarının %65 sahip olmasına rağmen doğru kullanamıyor.
1,5 Milyar Müslüman 2 trilyon $ değer yaratırken; 350 milyon ABD 14,5 trilyon $ değer üretmektedir.
57 Müslüman ülkede 500 veya 600 üniversite var. Sadece ABD Devletinde 5855 tane üniversite var.
Kur`an-ı Kerim doğru kitap olduğuna göre birileri bizleri iyi kandırmış görünüyor. Bizi Hak kitaptan uzaklaştırarak kendilerine köle yaptılar. Atatürk bize gerçek Hak kitabımız Kur`an- ı Kerim ile kavuşturarak İslam Dünyasının yıldızı ve örnek bir toplum yapmak istiyordu. Bunu anlamamız niye bu kadar zor…
1918-1938 yılları arasında Mustafa Kemal Atatürk`ün bizzat uygulamaya koyduğu kavramlar Buradan anlaşıldığı gibi Mustafa Kemal Atatürk; Allah`ın son elçisi Ahmet Mahmut Muhammed Mustafa (SAV)` nın yolundan giderek İslam`ın ilk anayasası Medine Anayasası`nı(Sivas, Erzurum ve Amasya kongreleri, TBMM MECLİSİ gibi) birebir uygulamıştır. Bu Medine Anayasası`n da vatandaşlık, ülke sınırları içindeki insanların eşit hak ve hükümlülükleri olduğu hatta laiklik uygulanmıştır. Bize şeriat yeter diyenlere veya tarikat yeter diyenlere Medine Anayasası yeterde artar. Bugün din bezirganları dini şeriat ve tarikat ikileminde kendilerine bir saltanat kurarak İslam alemini kendilerine kul köle ilan ederek sömürmektedirler. Ayrıca marifet ve hakikat kapılarına ne olmuştur. Bu din bezirganları şeriat ve tarikattaki dünya nimetlerine çevirdikleri için ve nefislerinin esiri oldukları için diğer marifet ve hakikat sumen altı etmişlerdir. Gerçek din bu kadar mı tahrip edilebilir? Gerçekleri öğrenmek için okumak, araştırmak, aklını işletmek, harekete geçerek çalışmak gerekmektedir. ‘’Aklını işletmeyen toplumlara pislik atarım.’’(yunus,100) Kitabımız Kur, an-ı Kerim mana olarak bizi bekliyor ama telaffuz olarak değil hele Arap dili ırkçılığı olarak hiç değil. Herkesin anladığı ana dilinde okumasını ve Rab-bine yönelmemizi biz kullarından bekliyor. Mustafa Kemal Atatürk sadece Kur`an-ı Kerim`de okuduklarını ve son peygamberimizin yolundan giderek gerçek dini yaşamamızı bizlerden bekliyor. Yoksa;
“ATATÜRK SALTANATI VE HİLAFETİ KALDIRMAMIŞTIR. KALDIRDIĞI FİRAVUNUN DİKTA YÖNETİMİ OLAN BAŞKANLIĞI VEYA EMEVİ VE YEZİT HİLAFETİNİ YANİ BABADAN OĞULA GEÇEN SİSTEMİ VE DÜNYALIK İÇİN İKTİDAR SALTANATINI KALDIRARAK HALKIN İKTİDARI CUMHURİYETİ GETİRMİŞTİR. AYNI RESULÜMÜZÜN YAPTIĞI GİBİ…”
İnanmıyorsanız bu işi kimseye bırakmadan kendiniz aklınızı kullanarak araştırın ve bulun Allah her daim bizi bekler bütün rahman ve rahim kapıları ardına kadar açıktır. Ama bu hak ilim ve akılla bana ulaşırsınız. Başka yollara veya din bezirganlarının peşinde helak olursunuz. Doğru yol tektir. O da Allah kelamıdır. Başka kapı yoktur. Allah`ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Kurtuluş Savaşı sırasında Diyap AĞA dâhil hiç Kürt, Çerkez, Zaza v.b. adı geçiyor mu? Zaten Diyap AĞA da TBMM`de Kürt ya da Zaza olduğu için bulunmuyordu. Çünkü o dönem çok küçük bir hain güruhun dışında emperyalizmin Petro - politik çıkarları doğrultusunda yoğun Kürtlük – Kürtçülük propagandası yapıldığı halde Kürtçülük – Zazalık gibi bir sorun yoktu. Zaten kim kimdi pek ayırt edilmiyordu, buna ihtiyaç da duyulmuyordu. Sadece tek gayeleri ve ortak yanları vatanlarını kurtarmaktı.
Atatürk bir soru üzerine verdiği cevapta;
“Kürt sorunu, bizim yani Türklerin çıkarları için kesinlikle söz konusu olamaz. Çünkü bizim ulusal sınırlarımız içinde Kürt unsurları öylesine yerleşmişlerdir ki pek sınırlı yerlerde yoğun olarak yaşarlar. Bu yoğunluklarını da kaybede ede ve Türklerin içine gire gire öyle bir sınır oluşmuştur ki Kürklük adına bir sınır çizmek istesek, Türkiye`yi mahvetmek gerekir. Örneğin, Erzurum`a giden, Erzincan`a, Sivas`a giden, Harput`a kadar giden bir sınır aramak gerekir. Hatta Konya çöllerindeki Kürtleri de göz önünde tutmak gerekir.”
Atatürk`ün bir başka konuşmasında;
“DİYARBAKIRLI, VANLI, ERZURUMLU, İSTANBULLU, TRAKYALI VE MEKODONYALI HEP BİR IRKIN EVLATLARI, HEP AYNI CEVHERİN DAMARLARIDIR. BU DAMARLAR BİRBİRİNİ TANISIN. BU DEDİĞİM ŞEY OLDUĞU ZAMAN BAŞKA BİR ÂLEM GÖRÜLECEK VE ÂLEM DÜNYAYA HAYRET VERECEKTİR.”
Devlet idaresini beğenmeyen olabilir. Her hükümette olmuştur. “Bizim gibi düşünmeyen kafirdir.” Diye katledenler kendileri kafirdir de, kafirliklerinden haberleri olmayan gafillerdirler. Sünnilik mezhep değildir, hükümet idaresinin çarkını yürütmek için kurulmuş bir oluşumdur. Sonraki tarihlerde dinin mezhebi olmuştur. Muhalif olanlar da böylece din adına katletmek vacip olmuştur. Allah tarih boyunca, suçsuz yere akıtılan kanların hesabını sormuştur. Anadolu`muzda onlarca devleti haksız yere akıtılan kan yıkmıştır. Yıkılmış yerleri yurtları kaybolmuş, ahrette de dökülen kanın cezası ayrıca sorulacaktır. Bundan sonra ne mi oldu? Devletlerde hem kendi içlerinde hem de ülkeler bazında mezhep dini olarak varlıklarını sürdürmek için birbirleriyle güç, kuvvet, iktidar ve hükmetme yani orman kanunlarını din diye Mezhep adı altında bütün insanlığa kan ve gözyaşı olarak yaşatıyorlar.
Birlik olma zamanıdır… TEVHİD DER DİNİZ BİZİMKİLER İSE FIKRALARA BÖLÜNMÜŞ BEN MÜMİNİM DER DER DE İMAN GÖNÜLLERE İNMEMİŞ… DUDAKLARDA BİR SÖZ OLARAK MIRILDANIYOR…
O zaman bugün geldiğimiz nokta nedir?
Kimse kendini kandırmasın, boş yere aldatmasın. 1923 yılından beri büyük savaş görmemiş bir ulusuz. Zengin kaynaklarımız var. Bugünkü halimizden en az on, on beş kat daha iyi durumda olmalıydık. Eğer ATATÜRK`ü beğenmiyorsan o bir meşale yaktı sen al onu güneş yap. Oysa 89 yıl geçmiş fakir bir ülke olarak yaşıyoruz. Neden?
Türkiye`de Hesap ortada;
1950 yılında Türkiye`nin kişi başına milli geliri Japonya ve Kore`nin önünde, İtalya`nın ise 25 dolar gerisindeydik.
İkinci Dünya Savaşı`nda ağır bir yenilgiye uğrayan Japonya bugün kişi başı 32 bin dolar milli gelirle dünyanın ( Amerika`dan sonra ) ikinci ekonomik gücü durumunda…
Almanya ikinci dünya savaşında yerle bir edildi. Ekonomisi ve halkı çok kötü durumdaydı. Türkiye`den bile insanlar 1970 yıllarda çalışmaya gitti. Daha sonra İki Almanya birleşti. Bugün ise Avrupa birliğinin lokomotifi durumunda… Biz ise mirasyedi gibi yaşıyoruz ve elde edilenleri bile koruyamıyoruz…
1950`deki savaşta ikiye bölünen Kore`nin milli geliri bizi katlamış durumdadır.
İkinci Dünya Savaşı`ndan yenik ve perişan çıkan İtalya, şimdi kişi başına 25 bin dolar milli gelir düzeyinde zengin bir ülke… Hem de batıyor denildiği halde…
Hadi hepsinden geçtim… Peki, ATATÜRK`ün mirasına layık olabildik mi acaba? Öyleyse hala neyi tartışıyoruz ki ?
Bugün baktığımızda Türk Silahlı Kuvvetlerine,
Atatürk Cumhuriyetçilerine ve ulusalcılarına,
Birlik ve beraberlik içinde yaşamak isteyen Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarına kestiler.
Bu düşünceye sahip olan sosyal toplum kuruluşlarının yönetim kademelerini değiştirdiler.
HYSK değiştirildi, yargı tarafsızlığını yitirdi.
Basın yanlı basın haline dönüştürüldü.
Deniz BAYKAL bir kaset operasyonu ile alaşağı edildi. Yapılanlar doğru veya yanlış gündemde herkes konuşuyor fakat bu oyunu gören var mı? Yani anlayacağınız 1 MART TEZKERESİNE izin vermeyenler görev yerlerinde yeller esiyor… Farkın da mısınız?
Ve TÜRKİYE böl-parçala-yönet hızlı ve emin adımlarla düşman ve hainlerimizle yola devam ediyorlar…
“BUNUDÜŞMANLAR BU COĞRAFYADA MAHŞERİN DÖRT ATLISI GİBİ YAPIYORLAR.”
Aynı oyun bugün ORTADOĞU`daki diğer devletlere de oynanıyor. Özellikle Müslüman devletlere yani Haçlı zihniyeti hiç aralıksız çalışmaya devam ediyor ve sınırlarımıza kadar geldiler. Bugün Türkiye – İran – Irak – Suriye topraklarının birbiriyle birleştiği noktada her birinden parçalar alarak BÜYÜK KÜRDİSTAN DEVLETİNİ kurmanın büyük oyunu oynanıyor. Önde demokrasi masalı ile devletler karıştırılıyor, birbirlerine düşürülüyor, zayıflatıp, yenecek kıvama gelince akbabalar gibi üşüşüyorlar. Kimse bölgedeki insanların ve ülkelerin durumlarını düşündüğü yok ve kendi çıkarları uğruna bölgeyi kulla oynatır gibi yönetiyorlar.
Müslümanları kendi kanlarında boğmak istiyorlar. Bunu meshep ve ırkçılık ortamında SÜNNİ VE ŞİA, Şİİ çatışmasına götürüyorlar. Bunun sonucu IŞID VE EMPERYAL ÜLKELER kenara çekildiklerinde; ŞİA, Şİİ TEMSİL EDEN ve şu an orda askeri varlığı olan İRAN GİZLİ KUVVETLERİ ile SÜNNİ SİYASETİ YAPAN TÜRKİYE GİZLİ VEYA AŞİKAR ASKERİ KUVVETLERİ birbirine girsinler diye PARA BARONLARI, SİLAH TÜCCARLARI VE DÜNYAYI YÖNETTİĞİNİ SANAN SİYONİST MASONİK TEŞKİLATLAR ellerini ovuşturmuş BÖL-PARÇALA-YÖNET oyununu bir kez daha aynı çorbayı bize içiriyorlar…
- ÇÖZÜM İSE BÖLGE ülkelerinin( TÜRKİYE – İRAN – IRAK MERKEZ YÖNETİMİ – SURİYE )
ortak hareketi ile dışarıdan müdahaleleri engelleyerek ortak paylaşımla kendi bölgelerini, kimsenin iç işlerine karışmadan çözülebileceğinin sağlanacağı bir birliktelik oluşturulabilir.
Bunu da bu toprakların sahipleri olarak ve yaşayan halkları olarak 4 ülkenin birleştikleri sınırda “KOMŞULAR ARASI GÜVENLİK ÇEMBERİ” oluşturmak için ortak bir askeri üst kurulabilir. Bunu kurarken herkes kendi sınır içinde kalmak kaydı ile askeri güç SINIRDA bulunduracak ve bu dört komşu Müslüman devlet her yıl biri dönüşümlü olarak yönetecektir. Bu 4 ülkenin sınırında bir çatışma veya terör eylemi olursa o ülke kendi sınırları içinde müdahale edebilecek ve sınırda sızmalar olmayacaktır. 4 ülke birbirine güvenecek ve birlikte hareket edecektir.
Bu 4 ülke bir anlaşma yaparak herkes birbirinin toprak bütünlüğünü tanıyacaktır. Dışarıdan veya içerden bir saldırı olduğunda birbirlerine yardım edeceklerdir. Veya bizden sana zarar gelmeyeceğini bilecektir. Ola ki bir ülke bölünürse kendi iç hesaplaşmalarından dolayı diğer devletler birliğini sağlamak için yardım edecektir. O zaman dışarıdan veya içerden bir sorun oluşmaz. Müslümanlığın gereklerini yerine getirmiş oluruz.
Bu konuda Kur-an`ı Kerim Müslüman devletlere ve halklarına ne diyor;
HUCURAT SÜRESİ 6-7-8-9-10 AYETLERİNDE bakın ne diyor;
6. AYET - Ey iman edenler! Eğer size bir fasık, bir haberle gelirse onu iyice araştırın ki, bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da, yaptığınıza pişman olursunuz.
7. AYET - Hem biliniz ki, içinizde Allah`ın Rasülü var. Eğer O, BİR ÇOK İŞLERDE SİZE İTAAT EDER OLSA, HALİNİZ YAMAN OLURDU. Fakat, Allah size imtihanı sevdirdi ve inkara, fasıklığı, isyanı size çirkin gösterdi. İşte onlar ki, doğru yolu bulmuş olanlardır.
8. AYET - Bu da Allah TARAFINDAN BİR LÜTUF VE NİMETTİR. ALLAH BİLENDİR, HÜKÜM VE HİKMET SAHİBİDİR.
9. AYET - Ve eğer müminlerden iki topluluk çarpışırlarsa, hemen aralarını bulun, barıştırın. Şayet biri diğerine karşı azgınlık ediyorsa, o zaman azgın olanla Allah`ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer dönerse, yine adaletle aralarını barıştırın ve hep adaletli olun. Çünkü Allah, adaletli olanı sever.
10. AYET - müminler, ancak kardeştirler. Onun için, iki kardeşinizin aralarını düzeltin ve Allah`tan korkun ki rahmete kavuşasınız.
Allah biz kullarına daha nedesin! Halkımızı öyle bir derin uykuya dalmış ki…
Gözlerimizin içine baka baka her şeyi yapıyorlar…
Ellerimizin ve ayaklarımızın altından emanetlerimizi birer birer alıyorlar…
Adına demokrasi diyorlar biz de hapı yutuyoruz.
YAZACAK ÇOK ŞEY VARDA ÇÖZÜM BİZDE FAKAT NE DUYAN VAR NE GÖREN VAR NE DE GELEN VAR…LEŞ KESİLMİŞİZ ANLAYACAĞINIZ…BİZİ YÖNETENLER AKBABALARA HİZMET EDİYORLAR VESSELAM…
Sevgi ve saygılarımla…BİRLİK OLMA ZAMANI…murat akbaş…ata mirası ulus