Bir yerin tarafı olan arkadaşlarımızın bir eli LAHMACUN’da bir eli ÇİĞKÖFTE’de desem gülmeyin. Hani Şener Şen bir filminde diyor ya o replikten alıntı yaptım ki biraz gülelim ama gerçeklik payı da çok.
Kimse yanlış anlamasın bu meslek Osmanlı'dan gününümüze hep meşakatli olmuştur halende meşakatli.
Ne için başlıkta gazetecilik zor zenaat arkadaş dedim biraz izahat vereyim?
Bugün 6 Ekim 2015
Saat 7.45 de evimde çıktım. Küçükçekmece Adliyesinde 6 Mart 2015 tarihinde Başakşehir Belediyesinde saldırıya uğradığım. Davada hem ŞİKAYETÇİ idim hem de Merhum‘un hakkımda bana hakaret etti diyerek yaptığı şikayet için hakim huzuruna çıktım. Burada ilk bizim davanız olduğu için çok şükür 2 saat zaman ile saat 10 da işim bitti.Dava ileri bir tarihe ertelendi.
Bu kadar ile işim bittiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz…
Daha sonra ise bir süre önce stajyerlerimizin “Seda’nın oğlu fena aşık” başlığı ile Seda Sayan’ın oğlu Oğulcan’ ın C.K.adındaki kıza fena aşık diye bir haber yayınlamışlar.
Kızın yaşı 18 den küçük olduğu için gıyabımızda dava açmışlar.Bir günde hakim haberin yayından çıkarılmasına kararı vermiş. Avukat Hüseyin Karaahmetoğlu adındaki zat davayı ben kazandım benim vekalet ücretimi ödemek zorundasınız dedi başka bir şey demedi.
Bizim gibi onlarca siteden 657.36 TL vekalet ücreti ödeyeceksiniz demişti. Biz de amacınız haberin yayından kaldırılması idi o da yapıldı siz zaten vekili olduğunuz yerden paranızı aldınız bizden neden para istiyorsunuz dediğimiz zaman mahkeme karar vermiş ya bu parayı icra dosyasına yatırırsınız ya da hacze geliriz dedi.
Biz de mecbur kaldığımız için bu bedeli Çağlayan adliyesine giderek İcra da ödenecek miktarın belgesini aldık Vakıfbank’a gidip ödedik. Burası için de tam 3 saat zaman harcadım yani burada da işim saat 13.00 da bitti.
Bugün yani 6 Ekim 2015 saat 13 henüz asıl işim olan gazetecilik için bir şey yapmadım peki işim bittimi sanıyorsunuz hayır durun bakalım daha ne oldu…
Avukat Hüseyin Karaahmetoğlu bizim üzerimizden zengin olmaya karar vermiş olacak ki daha önce müvekkilim C.K. için yapılan haberin yayından kaldırılması için biz TİB’e yazı yazdık siz sadece 657.36 TL vekalet ücreti ödeyenin işiniz bitecek demişti. Meğerse art niyetli bir şekilde diğer yandan da cumhuriyet savcılığına haberi yayından kaldırmadığımız için şikayette bulunarak dava açmış.
Savcılık bize yazı göndererek 100.09 TL öderseniz mahkemeden dava açmadan bu işlem ortadan kalkar demişti. Biz de hayır ödemeyeceğiz dava açılsın demiştik. Bugün bu dava için dilekçe vermek adına saat 13.30 dan 15.00 da kadar zaman harcadım evrak takibi dosyaya dilekçe vs. verdim. Burasını da bu şekilde yaptıktan sonra ne mi oldu dersiniz onu da anlatayım…
Savcılık bize yazı göndererek 100.09 TL öderseniz mahkemeden dava açmadan bu işlem ortadan kalkar demişti. Biz de hayır ödemeyeceğiz dava açılsın demiştik. Bugün bu dava için dilekçe vermek adına saat 13.30 dan 15.00 da kadar zaman harcadım evrak takibi dosyaya dilekçe vs. verdim. Burasını da bu şekilde yaptıktan sonra ne mi oldu dersiniz onu da anlatayım…
Kuzu Gurup Ataköy sahilini betonlaştırdı dediğimiz için hakkımda 10 bin TL lik tazminat davası açan Özen Kuzu bey’in davası içinde dilekçe işi ile meşgul oldum…
Saat 15.00 dan 16.00 a kadar da Ataköy sahilinde 130 bin M2 lik alana yüz binlerce M2 inşaat yaparak Ataköy Sahilini betonlaştırıyorsunuz dediğimiz için Kuzu Gruop’un sahiplerinden birisi olan Özen Kuzu hiç erinmeden 2 milyar 700 milyon dolarlık proje yaptığı halde hakkımda avukat ordusu tarafından 4.58 dakikalık You Tube çalışmamız için sert ifadeler içeren bir dilekçe ile bizi yayıncılık yapamaz hale getirmek adına bizimle ciddi bir uğraşa girmiş durumda.
Dostlar siz söyleyin bakın sabah 7.45 de evimden çıktım gazetecilik yaparak halkı bilgi sahibi yapmam gerekirken saat 16.00 a kadar mahkeme mahkeme dolaşarak hem kuruş kuruş elde ettiğimiz paradan 657.36 TL paramı hiç hak etmediğim bir dava için vekalet ücreti verdim , hem de mesainin bitimine bir saat kala gün bitti. Hadi gel de gazetecilik zor zenaat deme arkadaş…
SANSÜR sadece bu kelimeyi çıkar bunu ilave et demekle olmuyor… bu da SANSÜRÜN değişik bir boyutu değil de nedir.
Haber alma hakkı ve yanlış yapanları caydırması için basın özgür bırakılmalıdır…
Gazeteci şunu yazarsam kim beni darp eder,bunu çekersem kim benim reklam almamı engeller gibi konuları düşünmeden özgür bir şekilde kimseye hakaret etmeden ölçüleri içinde istediği konuyu sorgulayabilmeli ve soru sorabilmelidir.
Daha iki gün önce Polis’in Diyarbakır ‘da kameraların önünde gazetecinin kafasına silah dayadığı görüntüleri hep beraber gördük. Bu sahneleri gören eşimiz çocuklarımız bu meslek ne kadar da tehlikeli olmuş diyerek her gün bizimle HELALLEŞMEK ZORUNDA mı arkadaş…
Velhasılı kelam gazetecilik ateşten gömlek oldu… Seda’nın oğlu fena aşık diye 3 satırlık bir magazin haberi yayınlıyorsunuz sizin haberiniz olmadan gıyaben karar veriliyor bu haberi yayından çıkarın…Karar size gelmeden BİLİŞİM birimine de gidiyor ve haberi çıkarın deniyor o kuruma. Siz de nasılsa bu kurum haberi çıkardı diyerek rahatsınız birkaç gün sonra sizden Bİ HABER yapılan yargılamadan dolayı Avukat dava bizim lehimize sonuçlandı. 657.36 TL ödeme yapmazsan işyerine icraya geleceğiz diyerek seni tehdit eder. Sende mecburen bu yargılamadan bir şey anlamazsan da istenen parayı mecbur kalarak ödersin.
Bazen düşünmüyor değilim Mısır satan kardeşimiz ayda 10 bin TL para kazanıyor. Sen iki fakülte bitirmiş kitap yazmış ve binlerce makale ve habere imza atmış sarı basın sahibi bir gazeteci olarak HALKA HABER VERECEĞİM DİYE kendini paralıyorsun ama bunun kıymetini bilen BİLİNÇLİ bir halk yok karşında.
Basit bir örnek ile yazımı bitirmek isterim. TOKİ Ataköy konaklarını yaptığı ve sattığı zaman halka önünüz açık deniz görüyorsunuz diye sattı.
Şu an Kuzu Gurup’un Sea Peal projesi ile bu söz tutulmadı. Bu konaklarda yer satın alan hak sahipleri biz bu projeyi eleştirdik diye dev bir firma olan KUZU GROUP başımıza getirmediği EZİYETİ bırakmadı. Burada ikamet edenler başlangıçta bizimle temasa geçerek seslerini duyurmamızı istediler.
Daha sonra ise üzülerek belirtmek gerekirse Ataköy konaklarında ikamet edenler nasılsa İstanbul Times Yayın grubu bizim adımıza bir mücadeleye girmiş demiş olmalılar ki başlangıçtaki mücadele azimlerini biraz kaybettiler.
Ama değişik yerde ikamet eden binlerce okurumuz dik duruşumuzdan dolayı bizi tebrik ettiler.
Biz yaptığımız çalışmada Hakkın rızasını ön planda tutuyoruz. Kim Hakkın ve halkın rızasını gözetmeden olur olmadık yerlere bina yaparak canlıların hayatını tehlikeye atarsa biz mücadele için orada olmaya kararlıyız.
Yağmacılara,talancılara,bozgunculara,rüşvetçilere, velhasılı kelam hak etmeden zengin olan herkese karşı dim dik görevdeyiz.
İstanbul Times / Hüseyin Çetiner / 6 Ekim 2015