Değerli basın mensupları, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu sabah yaptığı açıklamanın tam metnini ve görüntü linkini dikkatinize sunuyoruz.

Değerli vatandaşlarım;   Aziz milletim,  Hafta başında bir basın toplantısıyla milletimize Satılmış B. isimli bir bilirkişiyi tanıttım. Bu şahsın, hukuksuzlukların perdesi yapılmaya çalışıldığını, olmayan raporların nasıl iddianameye girdiğini, raporların nasıl değişime uğradığını, imzasız raporla bu kişi üzerinden insanların nasıl suçlandığını belgeleriyle açıkladım. Bu tarihi ifşa, bize tezgah kuranları büyük paniğe uğrattı. Çünkü kötülük duvarının kilit taşını böylece yerinden söktük ve o duvar oyun kuranların üzerine devrildi.

AK PARTİ 2029 İBB Adayı Şimdiden Belli Oldu AK PARTİ 2029 İBB Adayı Şimdiden Belli Oldu

Bu sözde bilirkişiye ulaşan ve konuşmasını yayınlayan gazetecilere jet hızıyla gözaltılar yapıldı. Belli ki panikleri büyüktü. Nihayetinde Halk Tv’den 4 gazeteci gözaltıların ardından adli kontrolle serbest kalırken, ne yazık ki gazeteci Suat Toktaş tutuklandı. Çok üzücü. Suat beye ve Halk Tv’ye selamlarımı iletiyorum. Geçmiş olsun diyorum. Gazeteciler büyük sıkıntı çekerken, marifetlerini belgelediğimiz bilirkişi ise,ne yazık ki adeta büyük koruma altında.  ‘Sen ne yaptın?’ Diye soran bile yok.

Belli ki tek başına yapmamış. Bu olay bir gazeteci için tutuklama gerektiren suçsa hatırlatmak isterim. 31 Mart 2019 seçimlerinin hemen öncesinde, devletimizin  kırmızı bültenle aradığı bölücü bir terörist hem de devletin ve milletin kanalı olan TRT’ye çıkarılmıştı. Kendisine benim aleyhime, rakibimin lehine demeç verdirildi.

TRT’de bu şahsı konuşturanların başına bir şey geldi mi? Gelmedi. Garabetin dik alası işte budur. Ne yazık ki, Türkiye’de hukukun üstünlüğü değil,üstünlerin hukuku egemen olmuştur, daha doğrusu bir avuç insanın…

Oysa Anayasa’nın 10. Maddesinde ne yazıyor: Kanun önünde herkes eşittir. Kıymetli Dostlar;  Bu bir avuç insan; siyasetçiler, sivil toplum liderleri, medya mensupları, iş insanları ve akademisyenler dahil herkesi susturmaya çalışıyor.    Çünkü artık ekonomiyi yönetemiyor; ülkeyi yönetemiyorlar...  

Biliyorum; bu yüzden her biriniz uzun zamandır çok ağır hayat pahalılığı, işsizlik ve geçim sıkıntısı yaşıyorsunuz.    Biliyorum; ülkenin dört bir yanında yaşanan felaketler, milletimize yaşatılan büyük acılar, hastanelere kadar nüfuz etmiş yaygın bir çeteleşme ve buna karşılık ülkeyi yöneten bir avuç insanın sorumsuz tavırları canınızı çok sıkıyor.   

Biliyorum; tadınız tuzunuz kalmadı.   Karşınızda sizin halinizden anlamayan, sesinize kulak vermeyen ve gün geçtikçe daha fazla otoriterleşen bir iktidar var.    ‘Gerçek insan, başkasının yüzünde patlayan tokadı kendi suratında duyabilendir’ derler.    Ama onlar, sizin canınızın nasıl yandığını hissetmiyorlar.   

Bir avuç insanın mutluluğu onlar için yeterli.   Oysa ben başkasının yüzünde patlayan tokadı yüreğimde hissediyorum, içim acıyor.   Kimin başına gelirse gelsin, her türlü adaletsizliğe isyan ediyorum.    Belki ekonomik verilerde rakamlar değişiyor ama DERİN geçim sıkıntısı hiç değişmiyor.   Enflasyon zirvedeyken de geçim sıkıntısı var, düştüğü söylenirken de.   

İktidar, ne yazık ki ekonomik sorunlara çare olamıyor.    Milletten yetki isterken vaatleriyle kapınızı çalanlar, iş sorumluluk almaya geldiğinde ortadan kayboluyor.   Yılardır ‘ekonomimiz şahlandı, şahlanacak’ vaatleriyle sizleri aldattılar. On yıllar geçti ama, şahlanan sadece bir avuç insan oldu.

Türkiye gibi şahlanması gayet kolay, dinamik bir ülkeyi yönetemez hale getirdiler.   Baksanıza, iş sorumluluk almaya gelince bakanları bile birbirlerini suçluyor.   

Bu fotoğraf çöküşün fotoğrafıdır.  Türkiye bu akla, bu ahlaka, bu zihniyete daha fazla emanet edilemez.    Bu kötü gidişata dur demek için partimiz yola çıktı.   

Bu dibe vuruştan kurtulmanın tek yolu seçimdir. Erken seçim!   Bu yüzden Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, partimiz için son derece demokratik birCumhurbaşkanı adayı belirleme süreci başlattı.    Cumhuriyet Halk Partisi’nin tam 1 milyon 600 bin üyesi ön seçimlerde partimizin adayını belirleyecek.   

Ülkemiz tarihinde ilk defa yapılacak olan bu demokratik uygulama, yakın geleceğimiz adına tam bir devrimdir.    O yüzden partimizin bu kararını en güçlü bir şekilde destekliyorum.   

Tam bir “cesur demokrasi” uygulaması olacak olan önseçimler, sadece partimizi, seçmenlerimizi değil, inanıyorum ki ülkemizin demokratik muhalefetini de birleştirecektir.   

Kimsenin kaybetmeyeceği, sonuç ne olursa olsun, hepimizin ilk günkü şevk ve heyecanla tamamlayacağı bir süreç olacak bu.    Ama sevgili vatandaşlarım,   Bu yol, güllük gülistanlık bir yol değildir. Engebe ve tuzaklarla dolu bir yoldur. Hepimiz bu süreçte güçlerimizİ birleştirmeliyiz.   Ama çok iyi biliyorum ki, bu yolun sonu aydınlık ve huzur dolu, iktidar yoludur.    Biz bu yola çıktık.    Artık bizim için bu yoldan dönüş yok.  

Yolumuzu azimle, cesaretle yürümeye devam edeceğiz.   Her koşulda ve her zaman memleketimiz ve milletimiz için “Tam Yol İleri” diyeceğiz.   Kıymetli Yurttaşlarım;   Bir kısmınızın duymuş olduğu gibi yarın sabah Çağlayan Adliyesi’nde olacağım.  

Tam bir abi, baba duygusuyla bizlere bugünleri reva görenlere “Sizin bu milletin evlatlarına yaşattığınız adaletsizlikleri biz sizin evlatlarınIZAa yaşatmayacağız! Çünkü bizim iktidarımızda yargı bağımsız olacak” dediğim için hakkımda açılan soruşturmada ifade vereceğim.    

Ayrıca bize karşı kurduğu tüm tuzakları, hazırladığı sahte raporları ifşa ettiğimiz bilirkişiyi milletimize anlattığım için de ifadem alınacak. Düşünebiliyor musunuz; yargının bağımsız olmasını, herkesin adalete güvenebilmesini istediğim için ifadem alınacak.   Ama yarın sadece benden ifade alınmayacak...    Benim gibi düşünen on milyonlarca vatandaşımızdan ifade alınacak.  

Oysa demokrasilerde millet hesap vermez, hesap sorar.   Muhalefetsiz bir ülke yaratma hevesiyle, hukuk görüntüsü altında bir siyasi operasyon sürdürüyorlar.    Ama kimsenin endişesi olmasın.   Millet büyüktür...   Sandık gelir, herkes boyunun ölçüsünü alır.    Bu yoldan da dönmeyeceğim.  Cesaretimiz var, heyecanımız yüksek!   Bu aziz milletin evlatları için her alanda mücadeleye devam edeceğim.   Daha önce dediğim gibi...   Kurtuluş yok tek başına...   Ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Editör: Hüseyin Çetiner