29 Mart 2017’de yazdığım makalemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Dr.Mimar Kadir Topbaş başta olmak üzere bir çok ilçe belediye başkanının kendi ilçe belediye seçimlerinde yaptıkları candan çalışmaları bu referandum’da yapmadıklarını kendim gördüm ve biliyorum.
Kayyum neden atanmalı peki ?
Referandum’da samimi çalışmadıkları için kayyum atansın diyor değilim. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce 17-25 Aralık’tan sonra pararel yapı ile arasına mesafe koymayanlar’a 247 şehidimiz ve 2 binden fazla gazimizin anısı nedeni ile müsamaha etmeyeceğim demişti.
Peki 17-25 Aralık’tan sonra adı bir çok şekilde ifade edilen İstanbul’un bir ilçe belediye başkanı FETO’nun kız yeğeni ile evli olan birisinin de ortağı olduğu bir gruba büyük meblağlı bir ihale verdiği defalarca ifade edildi. Ama ne hikmetse bu ve başka şekilde artık başkanı oldukları ilçeye yük olan 10 ilçe belediye başkanı yerine kayyum atanmayıp ne bekleniyor acaba ?
Bazı Ak Parti ilçe belediye başkanları artık yoruldu ya erken seçim ya da yerlerine kayyum atanmalı…
Ak Parti’nin İstanbul’da 26 ilçe Belediye başkanı var. Bunların bazıları gerçekten samimi ve içten bir şekilde çalıştılar. Ama bazıları da bu referandum’a kendi ilçe belediye seçimi kadar önem vermediklerini 16 Nisan 2017 İstanbul Referandum sonuçlarında ’unda İstanbul’da % 51.5 hayır ve % 48.5 de evet çıkmazdı. Bunu söylerken sadece referandum sonuçlarına bakıp konuşuyor da değilim.
Bu düşüncemi 29 Mart 2017 de yazdığım makale ile örneklendirmişim. Özetle Ak Parti üst yönetimi İstanbul başta olmak üzere oy kaybettiği illeri masaya yatırması gerekir.
Cumhurbaşkanı ve başbakan tarafından Türkiye tarihinin en büyük seçimi olduğu ifade edilen bu çalışma da bazı ilçe belediye başkanlarının çalışmaları mercek altına alınmalı diye düşünüyorum.
Sonuç kazananı da kaybedeni de memnun etmedi
Ak Parti yani evet diyen cephe en az % 55 ile 56 arası oy bekliyordu. Tabi CHP ve hayır cephesi de % 51.5 ile hayır oylarının olacağını ifade ediyordu. Ben de ilk günden beri sokakta aldığım izlenimlere göre evet ve hayır arasında aşırı, bir farkın olmayacağını ifade etmiştim. Kesin olmayan sonuçlara göre sonuç şöyle oldu:
Evet % 51.4
Hayır % 48.6 oldu. Yani aradaki fark 2.4 puan oldu.
CHP’li kurmaylar İstanbul, Ankara ve İzmir gibi Türkiye’nin en büyük üç ilinde hayır oyları önde iken nasıl oluyor da biz referandumda kaybeden taraf oluyoruz diyerek konuşmalar yaptı.
Bunun sağlıklı bir yaklaşım olmadığını vurgulamak isterim. Üç büyük ilde birinci olan taraf Türkiye genelinde 1.olmuştur diye bir madde mi var ?
Kazanan taraf olan Ak Parti 1.5 puan fark ile kazanmaktan çok memnun değil kaybeden tarafın en büyük partisi olan CHP de 2.40 puan ile kaybetmekten menün değil.
Seçmen çok şey söylemek istedi tabi anlamak isteyene
Seçmen 1Kasım 2015 de tek başına Ak Partiye % 49.5 oy verdiği halde 16 Nisan 2017’de Ak Parti, MHP, Büyük Birlik Partisi, Hüdapar ve evet diyen diğer bütün partilere sadece % 51.4 oy vererek senin yapmak istediğin anayasa değişikliğini az oy farkı ile onaylıyorum ama sende bu tercihimi dikkate al demek istedi.
Ak Parti’nin 1 Kasım oyu % 49.5 idi, MHP’nin ki ise11.90 idi ikisinin toplamı % 61.5 yaptığı halde bu referandum’da yanlarına Büyük Birlik partisi, Hüdapar başta olmak üzere diğer bazı partileri aldıkları halde ancak % 51.4 oy alması kendileri için iyi bir sonuç olmadığını söylemek isterim.
Tabi burada MHP’seçmeninin blok olarak EVET’e oy vermediğini bilsek bile Ak Parti içinde de evet oyu vermeyen ciddi oranda seçmenin olduğunu sandık sonuçları ile gördük.
Hayır Cephesinin işini büyük oranda Almanya, Hollanda ve Avusturya’nın başına çektiği Avrupa ülkeleri’nin bakanlara yaptıkları baskılar seçmenin tercihini evet’ten yana kullandığını net bir şekilde ortaya koydu. Ab ile kavga olmasaydı evet en az % 2.5 ile 3 arasında daha düşük oy alacağı kanısı bende hakim.
Zaten Cumhurbaşkanı referandum kararı alındığı zaman evet oylarının oranı % 38 olduğunu söyleyerek yaptığımız çalımalar ile % 51.4 e kadar çıkardık dedi.
Kılıçdaroğlu kıt kaynaklarına rağmen iyi bir sonuç elde etti ama işine yaramadı
Referandum olduğu için devletin partilere seçim desteği olmadı. İktidar partisinin seçimlerde muhalefete göre avantajlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Buna rağmen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu seçim sürecinde kendisine yapılan eleştirilere cevap verip kavga içine girmeyeceğini söylemişti ve öylede yaptı.
1 Kasım 2015 seçiminde CHP’nin oyu % 25.3 idi. HDP’nin oyu ise 10.80 idi Toplamı ise 36.1 yapar. Saadet Partisi, Vatan Partisi, Demokrat Parti ve bazı diğer partilerin desteği ile hayır cephesi % 48.6’ya kadar çıktı. Bu bir başarı olsa da sonuçta işe yaramadığını gördük. Elbette bundan sonra yapılacak olan çalışmalarda partiler bu sonuçları dikkate alacak ama anayasa değişikliği bu oy oranı ile kabul edilmiş oldu.
Netice itibari ile özetlemek gerekirse EVET cephesi 2.40 puan fark ile referandum’u kazandı ama çok sevindiler mi derseniz ben rahat biri şekilde evet diyemem. Çünkü Ak Parti teşkilatları veya oy verenler ile yaptığım konuşmalarda % 68 ve 71 lere kadar çıkan çok sayıda kişi vardı. Ama Ak Parti İstanbul Milletvekili Sayın Nurettin Nebati % 55 başarı üstü ise zaferdir diyerek gerçekçi bir bakış açısı sergilemişti.
Sonuç itibari ile ben yazdığım yazılarda ve konuşmalarda sonuçların çok açık ara fark ile olmayacağını en fazla 2 ile 3 puan arası farkın olacağını ifade ederek sandıkta evet ve hayır’ın aynı derece şanslı olduğunu ifade etmiştim. Ve o da oldu.
Çıkan sonuçlara CHP tarafından itiraz da olsa yapılan referandum’da Evet çıkmıştır. İnşallah sonuçları ülkemiz için hayırlar getirir demekten başka elimizde bir şey gelmiyor.
Her şey Türkiye için Evet Hayırlı olsun diyorum.
İstanbul Times / Hüseyin Çetiner