“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN SONUNU HAZIRLIYOR!”

Devlet bütçesinin etkili bir denetime tabi tutulmasının vahim sonuçlar doğurabileceğine işaret eden CHP’li Karabat Osmanlı döneminde denetlemeden sorumlu kurum olan Divan-ı Muhasebat’tan da örnekler vererek şunları söyledi:

“Divan-ı Muhasebat denetim görevini yerine getirebildi mi? Hayır. Osmanlı saray eşrafının ve yandaşlarının sömürüsüne engel olabildi mi? Hayır. Halk yoksulluğa mahkûm edildi mi? Evet. Şimdi maalesef benzer bir tabloyla karşı karşıyayız, Divan-ı Muhasebat Osmanlı'yı nasıl çöküşe götürmüşse bugün Sayıştay da Türkiye Cumhuriyeti'nin sonunu hazırlamakla meşgul.”

CUMHURBAŞKANLI BÜTÇESİNDE DİKKAT ÇEKEN SAPMA

2011 yılından bu yana Cumhurbaşkanlığının bütçe denetimlerinde bulgu sayısının sıfır olduğuna dikkat çeken Karabat; “2011 yılından bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı Sayıştay denetimlerinde bulgu sayısı sıfır. Cumhurbaşkanlığının 2023 bütçe gider toplamı 7 milyar 857 milyon.. Peki, planlanan ödenek ne? 6 milyar 600 milyon civarında. Arada 1 milyar 200 milyon fark var ve Sayıştay bunu bulgu konusu, eleştiri konusu, sorgulama konusu yapmıyor.” dedi.

“SAYIŞTAY’I ‘SAYIŞTAK’ YAPTINIZ!”

Bulgu sayısı sıfır olan kurumların sadece Cumhurbaşkanlığı ile sınırlı olmadığına işaret eden Karabat; “Dışişleri Bakanlığı, bulgu sayısı sıfır. Adalet Bakanlığı, bulgu sayısı sıfır. Millî Savunma Bakanlığı, bulgu sayısı sıfır. Diyanet İşleri Başkanlığı, bulgu sıfır. İletişim Başkanlığı, bulgu sıfır... ‘Sıkıysa denetleyin’ demişler, siz de denetlememişsiniz” diyerek eleştirilerini sürdürdü. Konuşmasının devamında Sayıştay’a yaptığı denetimler için not veren Karabat; “Sayıştay’ın itibarını yerle bir ettiniz; Sayıştayı sayıştak yaptınız… Ve şimdi ben de sizin notunuzu açıklıyorum: Sizin de denetim notunuz sıfır!” diyerek tepki gösterdi.

“RAPOR BÜKÜCÜ BAŞKAN”

Sayıştay Başkanı ile YSK başkanın kardeş olduğunu da hatırlatan CHP’li Karabat, bu durumun AKP’nin liyakatten uzak yönetim anlayışının bir sonucu olduğunu ifade etti. Karabat, “Rapor Bükücü” dediği Sayıştay Başkanına sert sözlerle yüklenerek şunları söyledi: “Sayın Başkan, rapor bükücü derken boşuna söylemiyorum. Elinizde bir kırmızı kalem, Sayıştay’ın kıymetli denetçilerinin bulduğu bulguları çiziyorsunuz. O yüzden rapor kırpıcısınız. Tek faydanız kısa süren raporlardan kaynaklı kırtasiye tasarrufunuz, başka faydanız yok.”

İŞTE CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ,GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PM ÜYESİ ÖZGÜR KARABAT'IN TBMM'KONUŞMA TUTANAĞINI AYNEN YAYINLIYORUZ  

CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayıştay bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Devletler vardır, yurttaşlarına korku yayar, biat ve itaat alır. Devletler vardır, yurttaşlarına güven verir, sevgi ve katkı alır. Güçlü devlet, milletine güven veren, sevgi ve sadakat yaratan, böylelikle inanç ve katkıyı alan devlettir. Bu tür devletlerin yurttaşları vergilerini, yalnızca mecbur oldukları için değil, devletlerine inandıkları için öderler. Zira ödedikleri verginin ne için harcandığını, harcanırken denetlendiğini bilirler. Bu bağlamda denetim, yalnızca devleti devlet yapmaz, aynı zamanda yurttaşı gönüllü yurttaş yapar. Bu açıdan denetim, yurttaş-devlet ilişkilerinin gönüllü işleyişinin ve ülkenin bekasının temelidir. (CHP sıralarından alkışlar) Ülkenin bekasını

ağızlarından düşürmeyen, milliyetçilikte mangalda kül bırakmayan sevgili arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum: Devletin bekasını sağlayan önemli kurumlardan biri devletin denetimini yapan Sayıştaydır. Denetlenmeyen devlet elbette devlet değildir, doğru denetlenmeyen devlet milletin vergilerini israf eder, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yer, yedirir. Bugün burada devlet olmanın önemli şartı millet adına denetimi konuşacağız. Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti'nin devletinin kurumlarını Türk milleti adına denetlemesi vazifesine sahip Sayıştayın durumunu konuşacağız. Bugün burada büyük bir ayıbı, büyük bir kaybı, gerçek bir beka meselesini konuşacağız. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, bugün milletimizin alın teriyle ödediği vergilerin nasıl heba edildiğini, Sayıştayın nasıl etkisiz hâle getirildiğini, bütçe şeffaflığının nasıl yok edildiğini konuşmak istiyorum. Açıkça ifade etmek isterim: Denetleme görevini yapan Sayıştay görevini yapmazsa o ülkede gerçek bir beka sorunu var demektir. Sayıştayın tarihçesine bakarsak 1862 yılında Sayıştayın bugünkü temeli olan Divan-ı Muhasebat kuruldu. Peki, Divan-ı Muhasebat denetim görevini yerine getirebildi mi? Hayır. Osmanlı saray eşrafının ve yandaşlarının sömürüsüne engel olabildi mi? Hayır. Halk yoksulluğa mahkûm edildi mi? Evet. Şimdi maalesef benzer bir tabloyla karşı karşıyayız, Divan-ı Muhasebat Osmanlı'yı nasıl çöküşe götürmüşse bugün Sayıştay da Türkiye Cumhuriyeti'nin sonunu hazırlamakla meşgul değerli arkadaşlar. Sayıştay çalıştırılmıyor, görevi yerine getirtilmiyor, trilyonlarca liralık kaynağın yerinde kullanılıp kullanılmadığı denetlenmiyor. Ey siyasi karar vericiler, ey

Sayıştay yöneticileri; Sayıştayı sayıştak yaptınız, Sayıştayın itibarını yerle bir ettiniz; Sayıştayı sayıştak yaptınız, sayıştak! Elinizdeki devletin mührünü milletin varlıklarına siper etmediniz; elinizdeki devletin mührünü varsıllara, zenginlere siper ettiniz. Ve söylemek isterim ki Sayın Sayıştay Başkanı, siz bir rapor bükücüsünüz, siz bir rapor kırpıcısınız. Onca yolsuzluk konuşulurken, onca konu konuşulurken Sayıştay denetiminde bulgu sayısı sıfır olan kurumların sayısı hızla artıyor. Niye, biliyor musunuz? Çünkü uzun süren iktidarlar kirleniyor. Yalnızca kirlenmiyor; aynı zamanda, kirletiyor, yozlaşıyor ve yozlaştırıyor. Denetimden azade olan konular ve kurumlar suistimale açık oluyor.

Şimdi size Cumhurbaşkanlığı bütçesinden bahsetmek isterim. Değerli arkadaşlar, 2011 yılından bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı Sayıştay denetimlerinde bulgu sayısı sıfır. Ben şimdi sadece bu konuya hazırlanırken iki dakika göz ucuyla baktım; bakın, değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığının bütçesi 7 milyar 857 milyon, geçen yılki ödenmiş ödenek. Peki, planlanan ödenek ne? 6 milyar 600 milyon civarında.

Arada 1 milyar 200 milyon fark var ve Sayıştay bunu bulgu konusu, eleştiri konusu, sorgulama konusu yapmıyor değerli arkadaşlar. Ve şunu söylemek isterim: Sadece bu mu? Hemen taşıtlar hesabına bakarsak 2022 yılında 1 milyar 200 milyon civarında olan taşıtlar 2023'te 5 milyar 215 milyon oluyor ve bu, Sayıştay yöneticilerinin dikkatini çekmiyor. O dikkatini çekmeyince bu araçların yakıtı, o dikkatini çekmeyince bu araçların sigorta masrafları da çekmiyor değerli arkadaşlar.

Ben buradan Sayıştay Başkanına bir şey söylemek istiyorum: Bana sadece 2 denetçi ver, üç günde ben sana kaç tane bulgu buluyorum, bak gör o zaman, bak gör. (CHP sıralarından alkışlar) Bulgu sayısı sıfır olan sadece Cumhurbaşkanlığı mı? Elbette değil, saymak isterim: Dışişleri Bakanlığı, bulgu sayısı sıfır; Adalet Bakanlığı, bulgu sayısı sıfır; Millî Savunma Bakanlığı, bulgu sayısı sıfır; Diyanet İşleri Başkanlığı, bulgu sıfır; İletişim Başkanlığı, bulgu sıfır. "Sıkıysa denetleyin." demişler, siz de denetlememişsiniz ve şimdi ben de size notunuzu açıklıyorum: Sizin de denetim notunuz sıfır, sizin de denetim notunuz sıfır değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, Sayın Başkan, rapor bükücü derken boşuna söylemiyorum. Elinizde bir kırmızı kalem, Sayıştayın kıymetli denetçilerinin bulduğu bulguları ne yazık ki çiziyorsunuz. O yüzden rapor kırpıcısınız, tek faydanız kısa süren raporlardan kaynaklı kırtasiye tasarrufunuz, başka faydanız yok ve siz son rapor bükücüsünüz. Bir şey daha sormak isterim: Hadi bulgular yok, sizde yeni tür denetime ilişkin bir vizyon var mı, bununla ilgili bir çalışmanız var mı?

Şimdi, şunu görüyorum değerli arkadaşlar: Sayıştayda vahim bir tablo var. Meraklısıyla bir notu paylaşmak isterim: Sayıştayın Başkanı ile YSK'nin Başkanı kardeş değerli arkadaşlar ve YSK tonla oy pusulası ihalesine çıkıyor taneyle çıkması gerekirken, herkes "Kaç oy pusulası var?" diye soruyor ve o Sayıştay onu denetlemek zorunda. Şöyle bir şey var: AKP bütün kurumlarda; Sayıştayda da Yargıtayda da İstanbul Başsavcılığında da görev alabilmeniz için AKP'de politika yapmış olmanız gerekiyor. Bu reva mıdır? Bu hak mıdır değerli arkadaşlar, bu hak mıdır? (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, bu vahim tabloyu anlattıktan sonra sizin... Değerli arkadaşlar, bir tabloyu daha anlatmak isterim.

Tam 439 kamu kuruluşunu denetlemek durumundasınız. Durum ne biliyor musunuz? 278 tanesi ödeneklerdeki sapmayla ilgili bilgi vermemiş. Sayıştayı o kadar itibarsız hâle getirmişler ki Sayıştay denetçilerini muhatap almamışlar, tam 439 kuruluştan 278 tanesi sapmalarla ilgili bilgi vermemiş. Peki, siz şimdi bu şirketlerin, bu kuruluşların geleceğe nasıl taşınacağı konusunda bir vizyon sahibi misiniz? Siz bu şirketlerin bilançolarını inceleyip yeni dönemdeki dünyaya hazırlayabilecek bir denetim vizyonuna sahip misiniz? Siz böyle bir stratejik planlama eleştirisi yapabiliyor musunuz?

Hayır. Ve bunun yanı sıra, bu konular denetim dışı kalırken, aynı zamanda değerli arkadaşlar, "Türkiye Varlık Fonu" diye bir kurum var. Kim var burada? Ziraat Bankası. Kim var? Halk Bankası. Kim var? Vakıfbank. Kim var? Borsa İstanbul. Kim? Türk Hava Yolları, PTT, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri, bunlar denetim dışında değerli arkadaşlar, bunlar denetim dışında. Peki, bunu söylediğimizde ne diyorsunuz? "Hayır, denetim var çünkü bağımsız denetçiler var." diyorsunuz.

Peki, bağımsız denetçiler ne görüş bildiriyor? Teknik deyimiyle söylüyorum, anlayanlar bilir, sınırlı sorumlu görüş bildiriyor. Bu ne demek? "Bana yeteri kadar belge, bana yeteri kadar bilgi verilmedi, ben görüş bildirmekten aslında kaçınıyorum, aslında denetleyemiyorum." diyor, "Denetleyemiyorum." diyor değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, siz, ey iktidar, bununla ilgili herhangi bir harekette bulundunuz mu, herhangi bir savunma aldınız mı, herhangi bir disiplin süreci yürüttünüz mü? Hani teğmenleri denetliyorsunuz ya, bu kuruluştakileri disiplin soruşturmasına sevk ettiniz mi değerli arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar) Böyle bir şey yok! Sayıştay esasen neyi denetliyor? Bir elle toplanan vergilerin diğer elle nasıl harcandığını denetliyorsunuz.

Dolayısıyla tüyü bitmemiş yetimin mamasından, emeklinin ekmeğinden, işçinin sofrasına koyduğu zeytinden alınan vergilerin nereye aktarıldığını denetliyorsunuz. Kutsal bir iş yapıyorsunuz. Dolayısıyla, pazar tezgâhında, daha bu pazar, gördüğü meyveyi canı çekmesin diye annesi gözünü kapatarak geçen kızın vebali sizin üstünüzde değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Pazar alışverişine çıkmak için akşam saatlerini bekleyen dar gelirlinin, "Kırık yumurta var mı?" diye soran emeklinin vebali boynunuzda değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Biz bunların hesabını elbette soracağız, elbette sorgulayacağız, siftah yapmadan akşam eve giden esnafın hakkını soracağız, denetim yaparken onlar adına denetim yaptığınızı her defasında hatırlatacağız, yüzünüze vuracağız değerli arkadaşlar.

Basın Platformu Derneğinden Muhteşem Dergi Tanıtım Gecesi (VİDEOLU ) Basın Platformu Derneğinden Muhteşem Dergi Tanıtım Gecesi (VİDEOLU )

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Karabat.

ÖZGÜR KARABAT (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Bunları yaparken ne yapmanız gerektiğini de kısaca hatırlatmak isterim. Bu karanlık tablodan çıkmanız için Sayıştayı bağımsız hâle getireceksiniz, denetim süreçlerine siyasi müdahaleler yaptırmayacaksınız, Türkiye Varlık Fonu ve diğer denetim dışı bırakılan yapıları tekrar Sayıştay denetimine alacaksınız, modern denetim yöntemlerini Sayıştayla buluşturacaksınız, liyakat esasına dayalı bir görev yapacaksınız. Bu halk parasının nereye harcandığını bilmek istiyor, bu halk şeffaflık ve hesap verilebilirlik istiyor. Milletimiz şeffaf, adil ve hesap verebilir bir yönetimi hak ediyor. O da çok yakında, o da pek yakında geliyor değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)  

Editör: Hüseyin Çetiner