Yani bu yol kazalarında değerlerimizi bilmemek, tanımamak, uğraşmamak geliştirememek den dolayı topraklarımızın 1/25 i kaldı elimizde
Bu büyük yol kazasına sebep olanlar kimlerdi?
Siz onların bu girişimine siyasi ihtiras mı dersiniz, kişisel menfaat mi, dış güçlerin oyunu mu?
Ne derseniz deyiniz bu girişim bu ülkenin kaderini alt üst etmeye yetmişti.
Karanlık merkezlerde hesap yapmak isteyenlere cevap ilerde gelecekti.
Türkiye gibi çok uluslu güçlerin daha doğrusu dünyaya hâkim olmak isteyenler ne kadar güç varsa hepsinin elde etmeye çalıştığı bir coğrafyadayız tarihte her türlü girift hile oyunlara ad olmuştur.
Bunu birazdan yazımda bahsedeceğim…
Ülkemizin kalkınması için canla başla çalışanlarını bu ülkenin derdini dertlenen iş dünyasının güzide insanlarından sadece biri olan Nuri Demirağ hayatına dikkat çekmek isterim.
TV lerde Eğitim alanlarında, tarihçilerin ağızlarında öğretmenlerin dilinde siyasetçilerin konuşmalarında basının renkli sayfalarında pek duyamazsınız.
Ama bilinmelidir ki herkes görmezden gelebilir ama tarih bir gün yapılan ne olursa olsun gün yüzüne çıkartır tüm engellemelere rağmen tarihi inceleyenler bu gerçeği görecektir.
Diyerek konumuza girmek istiyorum.
Kimdi bu Nuri Demirağ tarihte çokça adı geçen bu insanı birçoğumuz adını belki de şimdi duyuyor olabilir.
Tarihe izler bırakmış birini tam anlamıyla anlatılmaması açıkçası üzdü beni içimden neden diye sessizce bağırdım. Tarihe adını kazıyan bu insanı sizlerinde geç olmadan tanımasını istedim ve konuyu detaylı olarak araştırdım.
Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Türkiye tarihi için çok önemli bir isim birçok ilklere imza atmış teknoloji ve havacılığın gelişmesinde çok büyük çabalar sarf etmiş fakat bu çabaların karşılığını görememiş çok önemli bir kişidir. Türk savunma sanayiinin kurucularından kabul ediliyor. Anadolu’nun yiğit evladı Türkiye’de kendisi eksik tanınıyor bir mühendis değil memuriyet kökenli bir büyüğümüz. Osmanlı döneminde maliyede çalışmış ve kamudan istifa etmiş ve özel sektöre geçiyor kendi işini kurarak 1.Dünya savaşı ve kurtuluş savaşı arasında kendi işini kurdu. Cumhuriyet kurulduktan sonra Nuri Demirağ dönemi başlıyor. Adeta Nuri Demirağ’ın yaşamına baktığımızda sürekli olarak bir çaba, arayış içerisinde olduğu görülür. Onun yaşamında iniş ve çıkışlara değil devamlı olarak daha iyiye daha güzele doğru bir ilerleyiş bulunmaktadır.
Kısaca hayatına bakalım
Nuri (Nuri Demirağ) 1886 yılında Sivas Divriği’de doğmuştur. Divriği, Türklerin ilk yerleştikleri yerlerdendir. On yedi yaşında girmiş olduğu sınavı kazanmış ve Ziraat Bankası’nda memur olarak Kangal’da göreve başlamıştır.
Ziraat Bankası’nda çalışanlar, ıslahat hareketlerinde görevlendirilmeye başlamıştır. Nuri Bey de bu kapsamda 1911 yılında İstanbul’da daha iyi bir vazifeyle görevlendirilmiştir. İstanbul’da ilk görev yeri Hasköy Mal Müdürlüğü’dür. Bu sıralarda Yüksek Ticaret okulunda gece derslerine katılarak yükseköğrenimini yaptı. 1918 yılında işgalcilerin saygısız tavırlarından dolayı memuriyetten istifa etti. İstanbul’da bulunduğu süre içerisinde mesleki bilgisini geliştirmek için Darülfünun ’da verilen konferansları takip etmiştir. Tarih, edebiyat ve felsefe alanında dersler alarak kendini yetiştirmeye gayret etmiştir.
Yanlış bilmiyorsam 10. Yıl marşındaki demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan dizisi Nuri Demirağ’a hitaben yazılmış olduğu ve Atatürk marş yazıldıktan sonra Nuri beyi onurlandırmak için soyadını Demirağ olarak verilmiş olduğu tarihte önümüze çıkıyor. Ve bunu birçok kişi bilmiyor.
Tarihçi Naima, “İnsan rüzgâra göre eğilebilen servi ağacı gibi olmalıdır.” diyor. “Kendisini ruhu idealist, dimağı realist” olarak tanımlayan Nuri Demirağ bu gerçeğe uymamanın bedelini ağır ödemiş, bazı projelerini sona erdirememiş. Kendisine olan saygısını kaybetmemeyi, her şeyin ötesinde görmüş. Müteşebbis olmayı, yaratmayı hayatının felsefesi haline getiren Nuri Demirağ, hayatı boyunca insana saygı duymuş, hoşgörülü olmuş. Aynı inançta, aynı düşüncede olmadığı insanlara da elinden geldiği kadar yardım etmiştir.
19’uncu yüzyıldan itibaren Sanayii Devrimi ile birlikte Dünya’nın çehresi hızla değişmeye başlamıştır. Hiçbir kuvvet dünyamızın yüzünü endüstri çağının tekniği kadar kuvvetle şekillendirmemiştir. ”tespiti bu değişimin ifadesidir.
Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti tarihe intikal etmiş, Türk milleti İstiklal Savaşı vererek, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma iradesini göstermiştir. Bir devrin hüzünlü batışına ve yeni bir devrin başlamasına tanık olan vatanperver insanlar Türk milletinin bir daha geçmişte yaşanan talihsizlikleri yaşamaması için gayret etmişlerdir. Bu insanlardan biri de pek çok girişiminin yanında demiryolu yapmakla ün kazanan daha sonra uçak fabrikası ve uçuş okulu açan Nuri Demirağ’dır.
Uçak yapımı
1926 yılında hükümet tarafından Fransa'ya gönderilip uçak mühendisliği eğitimi almış olan Selahattin Alanı ortak alarak 17. Eylül 1936 tarihinde Beşiktaş'a Barbaros hayrettin iskelesinde kısa sürede uçak fabrikasına dönüşecek olan tayyare etüt atölyesi kuruldu. Bu sırada deneme uçuşları içinde Yeşilköy deki elmas paşa çiftliğinin olduğu yer seçildi. Sivas'ta gök okulunu kurdu. Türk yapımı ilk uçak İstanbul'dan Divriği'ye uçtu. Nuri Demirağ'ın oğlu ve Gök Okulu'nun ilk mezunlarından Galip Demirağ, bu uçuşta pilot olarak görev yaptı. Okul, 1943'e kadar 290 pilot yetiştirdi.
Tarihin yurt dışı kaynaklarına bakalım NUD 40 uçağın Almanya’da arşivlerde bulunmuş teknik kâğıtları ortaya çıkmıştır.
Türkiye'de ilk uçak mühendislerinden Selahattin Reşit Allan’ın çizdiği Türkiye’de 1936 yılında ilk motorlu uçak üretildi. Ve Nuri Demirağ’ın ismini simgeleyen NU. D -36 Adı verildi. 1938 de ise NU. D-38 Adlı çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yapıldı. NU. D-38 1944 te dünya havacılığı
Yolcu uçakları Sınıfına alındı. Deneme uçuşları İstanbul'da gerçekleştirildi. Deneme uçuşlarını yapabilmek için Yeşilköy'deki elmas paşa Çiftliği’ni satın alan Demirağ, üzerinde büyük bir uçuş sahası, hangarlar ve uçak tamir atölyesi yaptırdı. Uçuş sahası, Avrupa'nın en büyük havalimanı olan Amsterdam Havalimanı büyüklüğündeydi. Bu alanda halen millet bahçesinin de yapıldığı İstanbul Atatürk Havalimanı yer alıyor.
Türk havacılık sanayisi darbe aldı
Vecihi Hür kuş ile başlayan ve Nuri Demirağ ile devam eden Türk havacılık sanayisi hamleleri, yaşanan bu gelişmelerin ardından darbe aldı.
Kurduğu atölyede ilk yerli uçağımızı ürettiği gibi Nuri Demirağ Hava Okulu'nda da birbirinden mümeyyiz pilotlar yetiştirdi. Lakin her başarının cezalandırıldığı 1940'lı yıllarda kullanıcı hatası sebebiyle düşen bir uçak, büyük bir infiale yol açtı. İsmet İnönü'nün emri ile ülkemizin ilk yerli uçak fabrikası kapatıldı. O dönem uçakların yurt dışına satılamaması için bir de kanun çıkarıldı.
Bu alanda uzun bir süre yatırım yapılmaması yerli uçak çalışmalarının yıllarca ötelenmesine yol açtı. O yıllarda açılan uçak fabrikalarının kapısına ya kilit vuruldu ya da buralar başka amaçlarla kullanılmaya başlandı.
İspanya, İran ve Irak’tan alınan siparişler engellendi; elde kalan uçaklar hurdacıya satıldı. Nuri Demirağ’ın davayı kaybettikten sonra hükümet üyeleri ve cumhurbaşkanına mektuplar yazarak yanlışlığın düzeltilmesi için yaptığı girişimler başarısız oldu.
İstanbul Boğazı'na köprü inşası projesini başlattı
Demirağ, 1931'de İstanbul Boğazı'na köprü inşası projesini başlattı. Yurt dışından uzmanlar getirerek incelemeler yaptıran Demirağ, San Francisco'daki Golden Gate Köprüsü ile aynı sistemde bir köprü inşası için söz konusu yapıyı inşa eden firmayla anlaştı. Demirağ, tüm hazırlıkları biten projeyi 1934'te Cumhurbaşkanı Atatürk'e sundu. Cumhurbaşkanı tarafından beğenilse de proje hükümetten onay alamadı ve proje gerçekleşmedi. Bu, Nuri Demirağ'da büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Nuri Demirağ’ın adını belki duymuşsunuzdur. Peki, neler yaptığını biliyor musunuz?
*Türk havacılık sanayinin önderi Nuri Demirağ
* ilk yerli demiryolu inşasına başladı 1926
* İstanbul boğazına köprü tasarladı 1931
* Keban barajı projesini hazırladı 1933
* Karabük demir çelik fabrikasının inşaatının başlaması 1937
* ilk yerli paraşüt üretti 1939
* Sivas çimento fabrikasını kurdu 1942
* Milli kalkınma partisini kurdu 1945
* Gök okulunu kurdu
* Teknik ve ahlak üniversitesini kurdu 1953
* Bursa’da Sümerbank Merinos Fabrikası
* İstanbul’da Büyük Hal binası inşaatının yapılması ve Eceabat
* Havza şosesinin müteahhitliği, Divriği’de ilk şehir ve köy planlarını hazırlatması
* İzmit’te Selüloz Fabrikası kurulması
Nuri Demirağ'ın tarihe not düşen sözleri:
“Mademki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim.”
“Avrupa ve Amerika'nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir.”
“Yapamamak ‘yapamadım, yapamam demek; benliğinden, varlığından geçtim… Aczi, zaafı kabul ettim.’ demektir.”
“Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz.”
“Türk’ün zekâ ve yeteneğinin işlerlik kazanmasıyla, yaban ellere muhtaç olmaksızın hava kuvvetlerimizin gerektirdiği bütün işleri kendimiz yapacağız.”
“Göklerine hâkim olamayan milletler, yerlerde sürünmeye, yerin dibinde çürümeye mahkûmdur.”
“Avrupa’dan, Amerika’dan lisanslar alıp tayyare yapmak kopyacılıktan ibarettir.”
“Zafer süngünün ucunda değildir. Zafer kartalı süngünün ucundan kalktı, havalandı, tayyare kanadının üstüne kondu.”
Son vasiyetinde Nuri Demirağ oğluna köprü yapılması için mücadele etmesini vasiyet etmiştir.
“Göklerine hâkim olmayan milletler, yerlerde sürünmeye, yerin dibinde çürümeye mahkûmdur.” Demiştir. Nuri Demirağ
Kendini Türk havacılığının gelişimine adayan Nuri Demirağ, 13 Kasım 1957'de vefat eden Demirağ, İstanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığına defnedildi.
Ruhu şad olsun büyük Türkün
Ömer Kantemür
Kaynakça
"TBMM Albümü 2. Cilt (1950-1980)" (PDF). TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü. 12 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 20 Mart 2022.
Kelimeler
Makus: Eski
Mümeyyiz: İyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı ayıracak durumda olan