Toprak bir ülkenin vazgeçilmezi ve üzerinde yaşayan halkın egemenlik ve bağımsızlığının simgesidir. Toprağın ekonomik yönü kadar, siyasi yönü de önemlidir. Yabancıya satılması durumunda son derece sakıncalar doğurur.
Yabancılar GAP BÖLGEMİZDEN de toprak alıyorlar. Türkiye`nin su havzalarının % 30`dan fazlası bu bölgelerdedir. Önümüzdeki yıllarda su petrolden daha önemli bir konuma gelecektir. Bunu bilen emperyaller bu doğrultuda bu topraklarımıza yönelik çalışmalar yapmaktan bir adım bile kaçınmazlar.
Yahudiler Türkiye`nin vaat edilmiş topraklar ( ARZI MEV`UD ) olarak görüyorlar. İsrail gibi bir devletin toprak satın alma yoluyla kurulduğu gerçeğini sakın aklınızdan çıkarmayın. GAP BÖLGESİNDE faaliyet gösteren İSRAİL firmaları, yerli ortaklar adı altında hülle yolu ile bu topraklarımızı ele geçirdiler. Şu an gizli bir oyun içinde oynarken terörü kullanarak etnik yapıları değiştirerek bu topraklara sahip olmak için her türlü yola başvuruyorlar.
Bir zamanlar kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesi iken saman dâhil dışarıdan artık tarım ürünleri ithal (dışalım) alır hale geldik. Bugün tarımla daha çok ilgilenmek, çiftçimizi desteklememiz gerekmez mi? Fakat bir bakıyoruz Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı evlere şenlik bir karar alarak, SUDAN`da 5 milyon dönüm araziyi 99 yıllığına kiralıyor. Bu arazilerde sebze ve meyve başta olmak üzere çeşitli tarım ürünleri yetiştireceklermiş. Ya bizim bu vatan toprağımız ne olacak?
Atatürk`ün yadigar MİLLET ÇİFTLİĞİ`nin bir bölümü sözde turizm tesisi yapılmak üzere SUUDİ ARABİSTAN KRALI ABDULLAH BİN ABDÜLAZİZ`e satıldı. SEVDA TEPESİ`ni de satın alan bu zat, öyle anlaşılıyor ki TÜRKİYE`yi iyice kafaya takmış bulunmaktadır. Neyin karşılığında satılıyor… Bizim çiftçimiz bizim zenginimiz dururken neden yabancılara satılıyor? Hem Atatürk örnek çalışmaları, kendi parasıyla yaptığı çiftlikler millete emanet edilmişken hangi kanunla satmaya yeltenebiliyorsunuz?
Bugün YOZGAT en fazla toprak satışı olan illerimizden biri konumundadır. Yozgat son 13 yıl 234.000 veya daha üzeri göç verdi. Yabancılar bunu fırsat bilerek, sahipsiz kalan topraklara akın etmeye başladı. BOĞAZLIYAN ve SORGUN ilçelerinde sulu tarıma çok elverişli araziler bulunmaktadır. Yabancılar bunu keşfetmiş olabilir… ya bizim yöneticilerimiz ve tarımla uğraşan halkımız bunun farkında mısınız? Elin oğlu vermiş olduğumuz kararlar ve kanunlar sayesinde istediği gibi at koşturuyor. Bu topraklar için ne canlar feda edildi. Bugün ise savaş başka başka haller alarak hiç kan akıtmadan kendi ellerimizle teslim ediyoruz. Hani emanete ihanet etmeyecektik….!
En fazla mülteci HATAY`da ve en yoğun satışlarda HATAY`da olmaktadır. Aslında yabancıların Hatay`da toprak almaları kanunen yasaktı. Ancak isteyen taşınmaz almanın yolunu buluyor, satıcıları “zillet olarak kullanma” yoluna gidiyorlar. Fakat AKP İktidarı, Meclis çoğunluğu, Fransızların imdadına yetişti. 2008 tarihli yasa ile, yabancıların gerçek kişilere bir ilin imar sınırlarının % 10`una kadar satış izni verildi. Fransızlar memnun, zilletliğe son vererek arazilerini kendi üzerlerine almaya başladılar. Bunun sonucu olarak şu an Hatay`ın arazilerinin yarıdan fazlası yabancıların eline geçti. Neden Hatay? Çünkü hem Yahudilerin hem de Hıristiyanların kutsal kabul edilen çok sayıda yerleşim yerini içinde barındırıyor. “ikinci bir FİLİSTİN VAKASI mı yaşanacak” eğer sahip çıkmazsan ülkene kullalar eliyle ülkene daha neler yapılacaktır. Yahu hiçbir şey yapmasan atalarının sana bıraktığı toprakları ve anlaşmaları koruyarak sahip çıkabilirsin. Sen ne yapıyorsun kazanılmış hakları da kendi elinle vermek için canla başla ağa babalarına hizmet ediyorsun. Halka hizmet bunun neresinde?
“Bir millet herhangi bir şeye bağımsızlığından daha fazla değer veriyorsa; bağımsızlığını kaybedecektir.” SOMERSET MAUGHAM ne güzel demişte benim içim yanıyor bunu yazarken düşünebiliyor musun? Birilerinin rahatı ve daha çok para kazanma sevdası bir ülkeyi ne hale getiriyor…
Türkiye`de 2003 – 2012 yılları arasında yabancılara toplam 137.2 milyon metrekare taşınmaz satıldı. Bunun 126.1 milyon metrekaresi ana taşınmaz, 11.7 milyon metrekaresi ise kat mülkiyeti olarak gerçekleşti. Yabancılara mülk satışında “KARŞILIKLILIK İLKESİ” nin kalktığı ve üst sınırın 2.5 hektardan 30 hektara çıkarıldığı Mayıs 2012`den bu yana taşınmaz satışları; 90 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca satılan bütün alanın % 17`sini oluşturdu.
Yani anlayacağınız ülkemiz alanın elinde kalıyor… Cumhuriyet tarihimiz boyunca gerçekleşen toprak satışlarının % 90`ı AKP HÜKÜMETİ tarafından pazarlanıp satılıyor. Sanki bedavaya alınmış gibi yabancılara peşkeş ediliyor. Hatta dünyada 183 ülke vatandaşına gayrimenkul edinme hakkı tanındı. Artık yabancıların savaşla alamadıklarını para ve güçleri ile ele geçiriyorlar. Kanunlarda onları koruduğu için yarın bizleri ANADOLU COĞRAFYASINDAN kovarlarsa şaşırmayın…!
Bu arada bu işler AVRUPA BİRLİĞİNDE nasıl oluyor? Çünkü onları örnek alıyoruz ve uyum yasalarına uymaya çalışıyoruz. Fakat o da ne toprakla ilgili öyle kanunları var ki şaşarsınız..!
Örneğin ALMANYA ve İNGİLTERE`de yabancıya % 15`den fazla hisse verilmemektedir. Avrupa ülkelerinde yabancıya toprak, daire, saray veya fabrika satışı yerine 49 yıllığına kullanma hakkı verilmektedir. Yani TOPRAĞINI YABANCIYA VERMİYOR, SADECE KULLANMA HAKKINI VERİYOR. Şaşırmamak elde değil nerde kaldı AVRUPA UYUM YASALARI bizlerden neleri götürüyorlar haberimiz yok. hatta AVRUPA`da bankalar kamunundur. Halk ve özel sektör % 8-10 kadarından yararlanırken; yabancıya hak ise % 6- 7 olarak belirlenmiştir. Bam taline dokunalım biz bunları neden uygulamıyoruz? Bizim bankaların % 60`ı yabancıların elinde bulunmaktadır. Eğer HALK BANK ve ZİRAAT BANKASINI da özelleştirirsek % 80`i yabancıların eline geçmiş olacaktır.
AVRUPA UYUM YASALARINDA bunlar niye bize önerilmiyor da hep taviz, hep ver, ver kurtul, siyasi sorunlar önümüze konuyor. Bizim seçtiklerimiz ise kukla olmuş elin menfaatine çalışıyorlar. Bu ne güzel memleket değil mi dostlar?
Bizi yönetenler, YUNANİSTAN`ın 16 adaya el koymasına ses çıkarma, YUNAN uçaklarının it dalaşlarımız artık ayyuka çıkmış iken; Suriye sınırında bir RUS uçağının 12 saniye sınırımız ihlal etmesi yüzünden git uçağı düşür. Vaybeeee bu ne büyük bir karar ve iradedir anlayan beri gelsin…
Doğu Karadeniz`de bir banka (FİNANS BANK – YUNAN BANKASI) o yörenin tarımla uğraşan insanlarımıza toprağını ipotek etmek karşılığında çok cazip kredi imkânları sunuyorlarmış. Bayram değil seyran değil komşum beni neden öptü? Çünkü hala PONTUS RUM DEVLETİNİ kurma sevdaları devam ediyor. Uyan da balığa gidelim! Hatta bütün yabancı bankalar ucuz kredi adı altında topraklarımıza ipotek koyarak ele geçirmek istiyorlar. Savaşla alamadıkları topraklarımızı paranın gücü ile ellerimizden alacaklar… Bizi yönetenler bizler için ne güzel işler yapıyorlar değil mi?
Bir de bu aralar bizi yönetenler düşünmüşler taşınmışlar bizim için KİRALIK İŞÇİ kanununu hayata geçirerek KÖLE İŞÇİLER yasasını hayata geçiriyorlar. Bu topraklarda yabancıların yanında kendi ülkemizde köle olarak çalışabileceğimizi söylüyorlar… Bizi ne kadar düşünüyorlar değil mi?
Bunları yazdıktan sonra bir de basın yayın organlarına bakın halkı nelerle oyalıyorlar…!
İktidar, güç ve yönetmek adına ortalıklarda dolaşanlar yani ağa babalarının kuklaları görevlerini yerine getirirken; halkımıza hizmet eden var mı?
Ağa babaları eskiye dair ne varsa bütün partileri tasfiye ediyorlar farkında mısınız? Hem de bu tasfiyeyi kendi partilerinde söz sahibi olanlara BİR TRUVA ATI edası ile gözünü kırpmadan yapıyorlar farkında mısınız?
Bir ülkenin ordusunu tasfiye eden bundan sonra ne yapmaz ki! KALK KALK..! OTUR OTUR…!
İslam dinini ters düz etmişler ruhun bile duymaz LEŞ Mİ KESİLDİN…!
OKUMADIĞIN NE VARSA AHKAM KESERSİN… SONRA KUR`AN-I KERİM`i duvara asarlar ruhunu da fort mantoya asarlar…!
Daha söylenecek çok şey varda şimdilik bu kadar diyelim. Dost acı söylermiş, düşman ise yüzüne gülermiş… Artık gerisini sen düşün….
Sevgi ve saygıalrımla…SAHİPSİZ ÜLKEDE HALKI DÜŞÜNEN OLUR MU?...atamirası ulus…muratakbaş