Üç yürekli insan

Bu yazımda kötü gidişatları değil bireysel de olsa ülkede yapılan güzel işleri köşeme konu etmek istedim. Gerçekten yapılacak olan bu güzel işlere ihtiyacımız var.

Çok ağır bedellerle, yavaş da olsa Türkiye’de demokrasi kültürü gelişiyor. MHP’li bir milletvekili BDP’li bir milletvekili meslektaşını arayıp, Sevgili Aylin KOTİL, Sevgili Ecem DERİCİ ve Sevgili Cem Bağcı tarafından başlatılan eylemde tüm Türkiye tarafından gönülden kutlanacak üç yürekli insana destek vermeleri yönünde talebini bildiriyor. BDP’li vekiller ise yürekli insanlarımıza telefonlarla desteklerini bildiriyorlar.

CHP baştan beri üç yürekli insanın başlattığı yürüyüşü destekliyor. BBP mensupları Sakarya’da destek amaçlı çiçekli karşılama yapıyor. DSP’liler telefonla desteklerini bildiriyor. Ülkemiz adına yapılan bu erdemli tavırlar aynı zamanda bir demokrasi olgunluğudur. 

Kürtçede bir deyim var; 
"Şêr şêre çi jine çi mêre" “Aslan aslandır dişisi veya erkeği değişmez aynıdır.” Yiğit yiğittir kadını yâda erkeği fark etmez. Erdemli tavır manasındadır. 

Güzel yürekli idealist insanlar… 

 “Türkiye’de siyasi parti yasası denen garabete dikkat çekmek ve seçim barajının kaldırılması veya düşürülmesi için erdemli, cesur bir tavır gösteren Sevgili Aylin Kotil başkanlığında Sevgili Ecem Derici ile Sevgili Cem Bağcı çiçeği burnunda iki genç hukukçu, mesleğe yeni başlıyor.
Ülkesinde katılımcı, çoğulcu demokrasiyle bağdaşmayan, temsilde adaletli olmayan yanlış olan bu uygulamaya ‘dur’ deme medeni cesaretini İstanbul’dan Ankara’ya yürüyerek başta hükümete ve tüm Türkiye’ye seslerini duyurmaya çalışıyorlar. 
Bu meşru yolla, yürekli demokratik tepkilerini ortaya koyuyorlar. 

Toplum mesajı aldı anında. Farklı siyasi parti ve farklı görüşlerden insanlar tarafından Sevgili Aylin, Sevgili Ecem, Sevgili Cem’in erdemli tavrı destek gördü. 

İnsanlarımız bu eylemi yapan bu değerli insanlara; “Yaptığınız bu güzel işe, demokratik tepkinize yürekten destek veriyoruz. Yolunuz açık olsun.” dedi

Sevgili Aylin, Sevgili Ecem ve Sevgili Cem,

Bu yürüyüşleriniz ülkede yaşayan her bireye tek tek çok anlamlı görevler yüklüyor. Mesajınız toplum tarafından çok net alınmış ve kabul görülmüştür. Her kesimden sizlere gönülden destek var. 

Umarım Ak Parti iktidarı ve hükümet kanadında bu mesajlarınız doğru algılanır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından karşılık bulur. Aksi durumda iktidar toplumun gerisinde kalır. Ak Parti Türkiye’yi yönetmede şeffaf davranmalı, demokrasi ve özgürlükler yolunda olan tüm engeller kaldırılmalı, anti demokratik uygulamalar şu an iktidarın işine yarıyor diye zamana yayılmamalıdır. Aksi söz konusu olduğunda neticede kaybeden taraf iktidarla beraber tüm toplum olur.

Tıpkı geçmiş iktidarlar gibi kazdıkları kuyuya mutlaka bir gün kendileri düşerler. 
Bir devlet organizasyonunda var olan hataların işleyişi mütemadiyen mağdur yaratıyor, insanlara travmalar yaşatıyorsa yaşanan tüm olumsuzluklar toplumda telafisi zor izler bırakıyor demektir.

Mevcut faşist darbe ürünü olan anayasal düzen Türkiye’de bir ucubeye, yanlış bir sisteme dönüştü. Bu sistemi baştan aşağı değiştirmediğimiz sürece, yapı insana hizmet odaklı bir organizasyona dönüşmediği sürece, başına kim gelirse gelsin allame-i cihan olsa bile fark etmez.  Sistemin işleyişi yanlışsa ancak zalimler yer değiştirir. Zulüm orta yerde öylece durur.
 
*******************
Türkiye’yi yönetenlerin vatandaşına günlük hayatı kolaylaştırma gibi bir derdi yok maalesef. Basit gibi görülse de bu örnek günlük yaşantımızda trafikte park yasağı sebebiyle araç çekme denen zalimce uygulama var malumunuz.

Bu sebepten dolayı mağduriyet yaşamış on binlerce insan var. Ülkede araç çekmeden dolayı neredeyse sıkıntı çekmeyen hiç kalmadı, araç kullanan her insan bu mağduriyeti mutlaka yaşamış diyebiliriz. Değişen onca hükümet, iç işleri bakanları nafile.

Hiçbirinin umurunda bile değil. Bu rezilce uygulama halen orta yerde yanlış uygulamaya devam ediyor. Maganda tarzı çekici şoförleri yanında devletin üniformalı bir polisiyle beraber anlaşmalı otoparklara gelir kaynağı gibi çalışıyorlar.

Bu çete vari rant paylaşımı maalesef hiçbir savcının fezlekesine konu olmuyor. Park yasağı ihlalinden para cezası yazma yerine, alakasız her yerde harıl harıl insanların geçici kısa süreli park edilmiş araçlarını yangından mal kaçırır gibi çekiyorlar.

Bunun sonucunda büyük şehirlerde insanlara yaşatılan kelimenin tek anlamıyla eziyettir, zulümdür. 
Neyse ki hamd olsun anti demokratik uygulamalara ve tüm yanlışlara itiraz eden Aylin’ler, Ecem’ler ile Cem’ler var.

Güzel yürekli insanlar, inşallah sayılarınız çoğalır, iyi ki varsınız. Tüm İslam âleminin mübarek Ramazan ayını kutlarım.


İstanbul Times  / Maksut KONYAR 13 Temmuz 2013