Ölüm herkesin başına gelecektir.Zalim,mazlum,güçlü,
Büyük başlar dönüşmüştür birer kemiğe"
İnsanoğlunun sabah akşam karşılaştığı bu fanilik karşısında gaflet içinde olması,kendisinin,kendisinin nimetlerle birlikte ebedi yaşacağını zannetmesi,kaçınılmaz sonucu görmezlikten gelmesi ve her canlıyı bekleyen gerçek sonu vurdumduymazlıkla karşılaması gerçekten akıllara ziyan bir husustur.
"Sen onlardan herhangi birinden (bir varlık emaresi) hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun? (Meryem 98)
Onlardan geriye haber ve söylentilerden başka bir şey kalmamıştır.
Depresyona düşme.Depresyon mutsuzluğa götürür.Batılı, doğulu, fakir, zengin ayırımı yapmıyor.Herkese isabet eden bir hastalıktır. İntihar:isim,makam,mevki,
"Kendinizi öldürmeyin" (Nisa,29)
"kendi ellerinizle kendisinizi tehlikeye atmayın" (Bakara, 195)
Napolyon Bonaparte'ın da sürgündeyken depresyondan öldüğü söylenmektedir. İnsanlık tarihini okurken,çile çeken,başarısızlıklar ve felaketlerle karşı karşıya kalan nicelerini görürsün.
Hz.Ömer şöyle diyor:"Her sabah kalktığımda Rabbimin taktir ettiği kazalardan zdvk almaktan başka bir gayem ve arzum yoktur" Yani o,ister tatlı olsun ister acı olsun Allah'ın kazası ve kaderinden memnundur.
Nice defa ölümden korktuk,ama ölmedik!
Nice defa her şey bitti zannettik,ama beklenmedik bir anda her şey yeniden başladı,yeni bir güç geldi ve devam etti.
Nice defa yollarımız daraldı,iplerimiz koptu,ufuklarımız karardı,ama ansızın fetih ve zafer geldi,iyilik ve müjde geldi.
"De ki: Ondan ve bütün sıkıntılardan sizi Allah kurtarır"(Enam,64)
Kim bilir nice defa dünyamız karardı,canımız burnumuza geldi. Ama sonrasında genişlik geldi,iyilik yayıldı,kolaylık oldu,destek bulduk.
Allâh'ın işinin galibi olduğunu bilen kişi,başkasının işinden korkar mı hiç ? Her şeyin O'nun emri ve kontrolü altında olduğunu bilen başkasından nasıl korkar? Halbuki Allah Teala şöyle buyuruyor :
"Onlardan değil,benden korkun."(Al-i İmran,175)
İzzet ve şeref O'nun yanıbdadır. Galibiyet ve Üstünlük de O'nun yanındadır.
Dolayısıyla birçoğumuz nerede,nasıl yaşayacağımızı seçmiyoruz,bir robot gibi günlük rutinlerle hayata dalıyoruz.İlginç olan şey ise üzücü,duygusal bir olay yaşamadığımız sürece daha farklı,yaşamı arıyor olmamız.işimizden olur,sevdiğimiz biri ölür:eşimizle yollarımız ayrılır ancak o vakit günlerimizi nasıl geçirdiğimizi sorgularız.Katı,acımasız değerlendirmeler neticesinde pişmanlıklarla dolu bir yaşam sürdürdüğümüzü fark ederiz. Kim bilir belki kaybettiğiniz babanıza,annenize,yakın dostunuza yeterli ilgiyi ve sevgiyi göstermediniz,belki eşinize daha iyi davransaydınız boşanmak zorunda kalmazdınız,işinize gereken itinayı gösterseydiniz kovulmazdınız.Neden,niçin....
Her gün bir seçim yapıyorsunuz. Şu an bulunduğunuz noktanın,hayatınızın en büyük sorumlusu sizsiniz.kendinize kadersiz ya da şansız demeden önce bir kez daha düşünün,sahip olduklarınız için şükredin çünkü zannettiğinizden daha güçlüsünüz.