GÜNCEL

Vergi Ziyaı Cezası Nedir?

Vergi mükelleflerinin borcuna dair ödev ve sorumluluklarını zamanında yerine getirmemesinden dolayı verginin tahakkuk ettirilmesinin gecikmesi ya da vergi tahakkukun hiç gerçekleşmemesi, vergi ziyaı cezası yaptırımına neden olmaktadır. Vergi ziyaı cezası mali bir idari yaptırımdır ve niteliği itibariyle kabahat olarak sınıflandırılmaktadır.

Medeni durum veya hususi haller hakkında yanıltıcı bilgi vermek suretiyle verginin eksik tahakkuku ve verginin iade şeklinde geri alınması da vergi ziyaı cezası alınmasının sebepleri arasındadır. Vergi Usulü Kanununa göre; vergi ziyaı kabahatinin işlendiği durumlarda borcun sonradan ifası ya da eksik olan kısmın tamamlanması, cezanın uygulanması önünde bir engel oluşturmamaktadır.

Verginin tahakkukundan önce vergi ziyaı cezasına neden olacak eylemler gerçekleşmiş durumdadır; çünkü, vergi zıyaının nedenini, verginin tahakkukunun gerçekleşmemesi ya da geç gerçekleşmesi oluşturmaktadır. Vergi tarhı ve ilgili mükellefe tebliğ edilmesinden sonra tahakkuk sürecinde yaşanan kayıp, ilgili mükellefe vergi ziyaı cezası olarak geri döner.

Vergi ziyaı cezalarına itiraz etmek ve dava açmak mümkündür; ancak, vergi hukuku diğer hukuk dalları arasında zor ve özel uzmanlık gerektiren bir alandır. Bu süreçte, özellikle İstanbul’da ve çevresinde ikamet eden ve vergi ziyaı cezasıyla karşı karşıya kalan mükellefler, vergi avukatından hukuki destek talebinde bulunabilir.

Vergi Ziyaı Cezası Hangi Hallerde Kesilir?

İlgili mükellefin fiilinden kaynaklanan vergi kaybı durumunda vergi ziyaı cezası kesilmektedir. Mükellefin fiilinden dolayı vergi kaybının gerçekleşmemesi durumunda fiil hukuka aykırılık teşkil etse dahi vergi ziyaı cezası söz konusu değildir. İlgili mükellef tarafından işlenmiş fiil ve fiilinden kaynaklanan vergi kaybı, kabahatin işlenmesi için gerekli unsurlardandır.

Vergi Usulü Kanuna göre vergi mükelleflerinin vergilendirmeyle alakalı birtakım ödevleri bulunmaktadır. Vergi tahakkukun gerçekleşmemesi ya da eksik gerçekleşmesine neden olan mükellef, vergilendirmeye ilişkin ödevini zamanında yerine getirmemesi sebebiyle vergi ziyaı cezası almaktadır. Bu cezanın miktarı, kayba neden olunan miktarın bir katı tutarında ilgili mükelleften tahsil edilir.

Vergilendirmeye ilişkin ödevlere; söz gelimi, ibraz edilmesi zorunlu beyannamelerin geç ibraz edilmesi ya da edilmemesi, mükellefin eksik beyanda bulunması veya medeni halini mazeret göstererek vergi indiriminden yararlanması örnek gösterilebilir. Yasalarca vatandaşların ödevlerini zamanında yerine getirdiği kabul edilmektedir. Dolayısıyla, zamanında yerine getirildiği kabul edilen ödevlerde, örneğin vergi borcunun zamanında ödenmesi, yaşanan gecikmenin cezai müeyyidesi vardır.

Vergi kaçakçılığı suçunun işlenmesi hasebiyle vergi kaybına neden olan mükelleflere de vergi ziyaı cezası uygulanmaktadır. Vergi Usulü Kanununa göre vergi kaybına uğratılan miktarın 3 katı, mükellefe vergi ziyaı cezası olarak kesilmektedir.

Vergi kaçakçılığı suçundan dolayı hapis, adli para cezası veya usulsüzlük cezasının alınması, vergi ziyaı cezasının kesilmesinin önünde bir engel oluşturmamaktadır. Vergi ziyaı cezası bir idari para cezası olup alınan adli para cezalarını bağlamaz. Vergi kaçırma suçuna ilişkin davalar asliye ceza mahkemesinde görülmektedir. Oysaki, vergi ziyaı cezası idari türde bir yaptırımdır.

Vergi kaçırma suçundan dolayı vergi kaybına neden olan mükelleflere kayba uğratılan zararın 3 katı ceza kesilmekte olup iştirak edenlere de vergi kabının 1 katı tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.

Vergi Ziyaı Cezasına İptal Davası ve İtiraz

Vergi ziyaı cezası idari yaptırım niteliğinde olup işlem hakkında vergi mahkemelerinde iptal davası açılabilmektedir. İptal davasını açma süresi 30 gün olup, süre, işlemin mükellefe tebliğ edildiği günü takip eden günden itibaren başlamaktadır. İdari işleme doğrudan iptal davası açılabileceği gibi idari makama itirazın ardından da iptal davası açılabilir. Somut olayda hangi yolun hak aramaya pozitif katkısının olacağı tespiti, vergi hukuku avukatı marifetiyle yapılabilir. Mükelleflerin İstanbul avukat aracılığıyla dava sürecini takip etmesi, sürecin en doğru şekilde yürütülmesine ve sonuçlanmasına yardımcı olacaktır.

1. Doğrudan İptal Davası Açma

Vergi ziyaı cezası tebliğ edildiği günü takip eden günden itibaren dava açma süresi başlamaktadır. Mükellefler 30 gün içinde vergi mahkemesine iptal davası açabilirler.

2. Vergi Dairesine İtirazın Ardından İptal Davası Açma

Vergi cezaları zaman zaman idarenin faaliyetleri sırasında kaynaklanan hatalardan dolayı yanlış uygulanabilmektedir. Mükellef, vergi ziyaı cezasının kesilmesinin ardından 5 yıl içinde vergi dairesinden düzeltme talebinde bulunabilir. 5 yıl hak düşürücü süre olup 5 senenin sonunda mükellefin konuya ilişkin hakları ortadan kaybolmaktadır.

Vergi dairesine yapılan düzeltme talebi dava açma süresini durdurmaktadır. İdarenin ret ya da zımni ret kararının ardından dava açma süresi yeniden başlamaktadır. İdarenin 60 gün içinde mükellefin talebine cevap vermemesi durumunda isteği reddetmiş sayılır. Vergi ziyaı cezasına ilişkin 30 günlük iptal davası açma süresinin herhangi bir bölümünde idareye başvuruda bulunulabilir; idareye başvuruna kadar olan kısım dava süresinden düşer.

Örnek vermek gerekirse, 30 günlük dava açma süresinin 20. gününde idareye düzeltme talebinde bulunulmuş olsun. İdarenin cevap vermesi için en fazla 60 günlük süresi vardır. 60 günün sonunda cevap vermezse, mükelleflerin 10 günlük dava açma süresi hukuken saklıdır. 10 gün içinde iptal davası açmak mümkündür.

Vergi Ziyaı Cezası Yürütmenin Durdurulması

Vergi ziyaı cezasına ilişkin açılan iptal davası sonucunda işlemin yürütülmesi dava sonuna kadar durmaktadır. Mahkemeden ayrıca yürütmenin durdurulması kararı alınmasına gerek yoktur. İdari cezanın dava sonuna kadar tahsilatının durdurulmasındaki nihai hedef, kişinin haklı olması durumunda dava sonuna kadar yaşayabileceği mağduriyetlerin önüne geçmektir. Sonuç olarak, vergi ziyaı cezasına karşı iptal davası açılması durumunda borcun tahsilatının mahkemenin kesin kararına kadar yapılması mümkün değildir.