Bu Halk Her Zaman Haksızlığa Uğrayanın Yanında Durmuştur…
Sadece Cumhuriyet tarihinde değil bütün Türk tarihinde bu halk her zaman ve her yerde mağdur’un ve haksızlığa uğrayanların yanında durmuştur.
Ben bu yazımda sadece üç dört örnek vermek isterim.
Demokrat Parti CHP’ye karşı girdiği ilk seçimde kazandığı halde o devrin CHP’lileri sizin birinciliğinizi kabul etmemiz mümkün değil eğer sandıkta elde ettiğiniz başarıyı biraz değiştirmemize müdahale etmezseniz sizin ikinciliğinizi kabul ederiz dedikleri ile alakalı bilgiler var. (Açık oy Gizli tasnif garabeti bu topraklarda yaşandı)
Halk bu haksızlığı gördüğü için Menderes’i tek başına iktidar yaptı.
Yine Darbeci Kenan Evren Darbeden sonra 1983 seçimine girecek siyasi partiler içinde Asker genel başkanı aleni bir şekilde destekliyor ve Özal’a şans vermiyordu.
Ancak bu halk darbenin Kudretli paşası Evren’i dinlemeyerek tam tersini yaparak Turgut Özal’ın ANAP’ını 1983 genel seçiminde birinci parti yaptı….
- Erbakan’a karşı yapılan yıpratma ve hakir görmelere rağmen bu halk Erbakan’ı birinci parti yaptı.
Erbakan ile beraber bir çok haksızlığa uğrayan Erdoğan Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 31 Mart 2019’da İstanbul’da seçimi kazanmasına rağmen halkın iradesine müdahale ederek 5 pusula’nın 4’ünü geçerli sayıp sadece İBB seçimini iptal ettirmeleri halkı kızdırdı.
Ve 31 Mart 2019 seçiminde İmamoğlu 13 bin oy farkı ile seçimi kazandığı halde sadece Ak Parti adayının kaybettiği İBB seçimi dışında diğer seçimler geçerli sayıldı sadece İBB seçimi iptal edildi ve yeniden seçime karar verildi. Halk bu duruma kızdığı için 13 bin lik farkı 23 Haziran 2019’da bu sefer 806 bin’e çıkardı.
1 Nisan 2020’de SOYLU İMAMOĞLU’nu GÖREVDEN ALMAK İÇİN ZEMİN Mİ YOKLUYOR ? Başlıklı yazımda manidar konulara değinmiştim…
Makalemde adeta bugünleri görerek İstanbul seçimlerinde yaşanan yenilgiyi kabullenmeyen Bakan soylu bazı bahaneler öne sürüp ihale verdiğin falan kişi ve kuruluşun falan filan örgütle ilişkisi var diyerek İmamoğlu’nu görevden almak için çaba sarf edecek diye yazmıştım.
İŞTE O ZAMAN YAZDIĞIM YAZININ TAMAMINI okumak için linkli tıklayın…
https://www.istanbultimes.com.tr/guncel/soylu-imamoglunu-aciga-almak-icin-zemin-mi-kolluyor-h45391.html (OKUMAK İÇİNTIKLAYIN)
Bu makalemi okursanız 3 sene önce adeta bugünü anlatmış gibi bir yazı olduğunu kendi gözleriniz ile görmüş olacaksınız.
İBB ‘de Terör iltisaklı kişiler var ise İç İşleri bakanlığımız gerekli delileri toplar suçun kişisel olma ilkesinden hareket ederek ve kamuoyunu tatmin edecek bilgi ve belgeleri İBB başkanı sayın Ekrem İmamoğlu’na sunar makul bir sürede İmamoğlu gereğini yapmaz ise ey halkım biz devlet adabına yakışır adaletli bir şekilde süreci tamamlayıp isimleri İBB yönetimine teslim ettik ancak makul süre geçtiği halde gereğini yapmadığı için biz bakanlık olarak olaya el atık ve gereğini yaptık demiş olsaydı bu yazıyı farklı yazardım.
Hükümet yani iç işleri bakanlığı İBB muhtarlar masasında çalışan sekreter’in görümcesinin kocası falanca örgütün üyesidir diyerek cezalandırma yöntemine girmeye çalışıp öte yanda FETÖ’nün kudretli generali’nin kardeşini büyükelçi yapıyorsa burada bir yanlışlık var dersek hata mı etmiş oluruz ?
Suç kişiseldir. Annesi,babası abisi, dayısı, halası,teyzesinin suçundan mesul olmaz.
İBB Basın danışmanı sayın Murat Ongun’un Muhtarlar masasında çalışan bir arkadaşımız için görümcesinin eşi falanca örgüte mesnup denilmesi ve bunun suçlanması doğru değil.
“AKP” FETÖ’nün en baş darbeci generalin kardeşini Büyükelçi yaptı. Diyerek suçun bireysel lik ilkesine dikkat çeken konuşması manalı değil mi ?
Bir yerde KİN aklın önüne geçmişe orada Adalet hak hukuk aramanın manası ve anlamı yoktur.
Özün Özü kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayacaksın azizim.
İstanbul Times / Hüseyin Çetiner