Yazımda sizlere Bismillahirrahmanirrahim diyerek başlamak istiyorum. Aslında manası büyüktür. Vesselam…
Otellerde yangın güvenliği, insan sayısının fazlalığı ve uyku sırasında meydana gelen yangınlarda binanın kısa süre içinde boşaltılmasının güçlüğü nedeni ile önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Topluma açık ve aynı anda pek çok insanı içinde barındırması nedeni ile otellerde yangın riski oldukça yüksektir. İnsanların otelde bulundukları sürenin üçte birini uykuda geçirmesi sebebi ile yangın sırasında tahliye en önemli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Binanın boşaltılma suresinin, can kaybını direkt olarak etkilemesinden ötürü, kaçış yolları büyük önem taşımaktadır. Otel yangınları, genellikle çok ölümle sonuçlanır ve uluslararası bir yankı uyandırır.
Tüm gelişmiş ülkelerde devletler, vatandaşlarının yangına karşı can güvenliğini sağlama sorumluğunu üstlenmişlerdir.
Ülkemizde de bu konudaki eksikliği, 26 Temmuz 2002 yılında Bakanlar Kurulunda kabul edilen “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik (BYKHY)”gidermiştir. Bu yönetmelikle, Türkiye’de ilk defa bütün ülke genelinde kamu, özel kurum, kuruluşlar ve kişilerce kullanılan her türlü yapı, bina tesis ve işletmeler kapsama alınmıştır.
Otellerde 2001 yılından önce yılda yaklaşık 11 bin yangın meydana gelirken günümüzde her yıl yaklaşık 6 bin yangın oluşmakta… Ama denetleme geride kalmaktadır.
Üzerimize sıçrayan en ufak bir kıvılcım da dahi canımızın nasıl yandığını aşağı yukarı hepimiz tecrübe etmişizdir. Kapalı bir alanda meydana gelen yangının ortasında çaresiz ve savunmasız bir şekilde kalma duygudaşlık kurma tahayyülü bile boğucu iken, bu vakanın gerçekleştiğini görmek ve bilmek çok büyük bir acı. İnsana bir defa verilen ömürün böyle felaketler sebebi ile son bulması büyük bir yeis.
İnsanın kendi yaşamı boyunca her şeyi bireysel olarak tecrübe edebilmesi mümkün değil. Bu nedenle çevremizde yaşanan her türlü hadiseden kendimize kıssadan hisse çıkarmalıyız. Burada değinmek istediğim konu şu ki can güvenliğimiz. Elbette her insanın bir vadesi var lakin olabilecek her türlü risklere karşı uyanık olmak zorundayız.
Bir tatil sebebi ile konaklama yapmak istediğimiz yere dair nasıl konfor alanına ait açıp bilgi alıyor ve rezervasyon öncesi sorup soruşturuyorsak aynı ehemmiyeti güvenliğimiz ve sağlık tedbirlerimiz içinde düşünmeliyiz. Konaklama mekânın da revir var mı?
İlk yardım müdahalesi yapılabilecek her daim sağlık personeli mevcut mu?
Hastane ve itfaiye mesafesi nedir?
Konaklama alanında yangın merdiveni her odaların ulaşabileceği yakınlık ve kolaylıkta mı?
Bunlara da bireysel olarak önem verir duyarlı olursak sadece kendimizin değil çevremizde ki insanların da can güvenliğini düşünüyor oluruz. Bu sorular dahilinde işletme sahipleri ve denetleyici birimler sorumluluklarının daha da bilincinde olmak zorunda kalacaklardır.
Mekânların dış cephe estetiği, güvenlik ve sağlık zafiyetinden daha önemli olmamalıdır. Müşteri bedel ödendiğinde sadece konaklama bedeli ödemiş olmaz. Müşteri, parasını öderken karşılığında can güvenliğini de teslim etmiştir. Konaklamak demek sadece yatak ve yemek bedeli hizmeti değildir.
Yaşanan bu elim vaka, bu alanda çalışan her işletmeye örnek teşkil etmelidir. Gelen müşterilere otel bilgisi verilirken bir yetkili tarafından acil durumlarda ne yapılması gerektiğine dair bilgi verme sorumluluğunda ve zorunluluğunda olmalıdır. Düzenli olarak duman detektörleri ve elektrik altyapısı belli aralıklarla kontrolden geçmeli ve bunu denetleyen birimler olmalıdır.
Ve tüm bunların günlük hayatımıza bir an önce işlemesi için önce bireysel olarak bizler duyarlı olmak zorundayız. Kişi kendini düşünmezse kimse onu düşünmez. Ne yazık ki "para kazanma ve çıkar hırsı" insanın varlığından çok daha üstün tutulan bilmektedir. Yaşanan bu hadise önemli bir örnek teşkil etmektedir. İhmalkârlığın her alanda mevcut olduğu bir ortam neticesinde hesaplar gün gelir mizana oturtulur. Ama yargı ama ilahi adalet...
Ülke olarak bizim ciddi ahlak, vicdan ve merhamet sorunumuz var. Para için satmayacağımız değer yok. Eve çağırdığımız ustadan bina yaptırdığımız yüklenici firma kadar dürüstçe, düzgün iş yapan insan sayısı elin parmaklarını geçmez. Ahşap yapılarda soğuk girmesin diye kimyasal sıkıldığı iddiaları da var olduğu bilinmektedir.
Gelelim duman hakkında bilgilere...
Duman ise katı, sıvı ve gazların karışımıdır. Normal duman yukarıya doğru yükselirken, kimyasal yangın dumanı ise aşağıya doğru hava akımını keserek yüzeyi kaplayarak havasız bir zemin haline getirir.
Duman nasıl bir maddedir? Sorusuna bakalım
Duman, çok küçük yanmamış parçacıkların, yani çok küçük karbon parçacıklarının ve minik katran damlacıklarının bir araya gelmesiyle oluşur. Duman, eksik yanma olduğunda (yakıtı tamamen yakmak için yeterli oksijen olmadığında) oluşur. Tam yanmada her şey yanar ve sadece su ve karbondioksit oluşur.
Sağlık Etkileri: Yangın dumanı, ince parçacıklar (PM2,5 ve PM10) içerir ve bu parçacıklar akciğerlere derinlemesine nüfuz ederek sağlık sorunlarına yol açabilir. Gözlerde yanma, burun akıntısı, öksürük, balgam, hırıltı ve nefes almada zorluk gibi yakınmalara neden olabilir. Ayrıca, astım ve KOAH hastalarında atakları tetikleyebilir ve is kemik kalp rahatsızlığı riskini artırabilir.
Dumana maruz kalmak vücudun savunma mekanizmasını harekete geçiriyor.
Beyin şok dalgası ile vücuda risk uyarısı verir uyarıyı tüm organlar alır ciğerler hariç yaşamsal fonksiyon anlamında oksijen olması gerekir bu da vücudun anatomik olarak açıklarından bu sebepten dolayı beyin bilinci düşünmez hale getirir.
Ondan dolayı dumanın durumu çok önemlidir. Yoğunluğu gaz hali kimyasal karışımı olan dumandan korunmak çok zor hatta imkânsızdır. Kimyasal yağın karışımı dumanında duman aşağıda başlar o yüzden insanın ciğerlerini karartır ve kaplar dumanlar aslında kendi içinde ayrılıyor aslında yangın dan daha çok önemli olan aslında kimyasal karışımı dumandır. Örneğin Dumaları içimize dahi çekiyoruz. Normal yangın dumanı oksijen dolu olduğu için fazla hava olmayan yerde zararlı olur. Ciğerler sadece kimyasal dumanı filtreleyemez.
Ortalama yangından kurtulma oranı %30’ da iken dumandan kurtulma oranı %12’ dedir ateş direk yakar öldürmez duman ise aniden şok ve ölümü yaratır. Yani vücut kendini kurtarmak için uğraşırken insan kendi sağlığını düşünmez bu sebepten dolayı kendini camdan atan olabilir…
Bolu'da meydana gelen yangında 79 vatandaşlarımız hayatını kaybederken akıllara dünyadaki otel yangınları geldi. Bu yangın dünya felaketleri arasına girdi.
Otellerde çıkacak yangınların sayısının azaltılabilmesi için öncelikle hangi nedenlerle yangının çıkabileceğinin iyi incelenmesi gerekir. Otelin özelliğine göre yangın nedeni değişmekle beraber, genellikle müşteri ve personel hatası, mutfak, kazan dairesi ve havalandırma sistemleri ile elektrik sistemindeki arızalar, bakımları ayrıntılı olarak uzman kişiler tarafından yapılmalı…
Otellerde en çok yangın çıkan mahaller yatak odaları ve mutfak lardır. Özellikle, kızartma yapılan mutfaklarda davlumbazlara biriken yağların tutuşmasına sık rastlanmaktadır.
Yakıtların yangına sebebiyetleri önlenmelidir. Kazan dairesi ile diğer bölümler arasında koruyucu bölmenin olmadığı otellerde yangının diğer bölümlere de sirayet ettiğine rastlanılmaktadır. Kazan dairelerinin çok temiz tutulmasına, yakıt deposu ile kaza arasında yanmaz bir duvarın bulunmasına ve brülörün sürekli bakımının yapılmasına dikkat edilmelidir. Herhangi bir yangın durumunda kazan dairesinde oluşacak dumanın yatılan bölümlere geçmemesi için aktif havalandırma tesisatı ve uygun bölmeler düşünülmelidir.
Yangınlarda hasarın ve ölüm sayısının büyük olmasının sebebi, yeterli yangın önlemlerinin alınması ve otel personelinin önceden eğitilmemeleridir. Otellerde yangın sayısının azaltılması ve yangına neden olacak faktörlerin ortadan kaldırması için kaçı yolları uygun olmalı, personel eğitilmeli, otomatik algılama sistemleri ve otomatik yağmurlama sistemi olmalı mutlaka…
4 kişilik, ailenin 2 çocuğu ve annesi öldü baba hayatta tek başına bu üzüntüyle yaşayacak bunun hakkını kim soracak şimdi?
Yetersizlik otelde ve yöneticilerde başlıyor.
Uçurumun dibinde neden otel yapımına müsaade edilmiş? Bu otel 20 yıldır faal ve bu otelde kalanlar gördüğüm kadarıyla eğitimli güngörmüş insanlar yöneticiler kamu görevlileri hiç mi ihbar edilmemiş uçurumun kenarında bir yangında ne olacak diye.
İtfaiyenin 38 km mesafeden yangın yerine ulaşması hesaplanmamış mı? Yangın konusunda elemanların yeterli bilgiye sahip mi?
Otele gelen kişiler yangın, afet, sel, fırtına, vs. gibi olaylarda olabilecek sığınma yeri ve yapılması gereken uygulamalar hakkında yetkili kişiler tarafından bilgilendirme yapıldı mı?
Şu da bir gerçek ki Ülkemizde kocaman otel yanıyor bir kurtarma helikopteri bölgeye gelmesi gerekmiyor mu? Helikopter ile yangına müdahale olmalıydı diye düşünüyorum ama sesli olarak
Otelde kamera odası ve takip eden yetkili kişi de olup olmadığı araştırılmalı eğer olsaydı yangın erkenden tespit edilerek can kaybı olmayabilirdi. Buda sorulması gereken sorular arasında yerini alıyor.
Kar merkezi turizmi yapılan O, bölgede itfaiye ekipleri hazır beklemesi gerekmiyor mu?
Böyle dağın başındaki yerlerdeki otellerde Ambulans hali hazırda beklemesi gerekmiyor mu?
1 ambulans 1 itfaiye arabası hâlihazırda beklemeli böyle bir yönetmelik olmalı sadece yangın alarmı yâda merdiveniyle de olmamalı mecburi yapılmalı.
Duman geçiş sistemi yok mu? Bunu sorgulayacak biz vatandaşlar olarak da sorumluluk sahibiyiz. İki bin yıllık Devlet aklında; Bir otelin denetlenmesi kimin sorumluluğunda buda belli değil…
Tüm bu soruların yanıtlanması şart.
Konuya girmişken kısa olarak yangın çeşitleri ve söndürme de neler yapmalıyız ona bakalım çünkü yangına müdahale etmekte bilgi gerektiriyor bilgisiz müdahale farkında olmadan yangını daha da çoğaltabiliriz.
Dünyada yanan oteller ve ölüm sayılarına bakalım…
1. Taeyokale Otel Yangını (1971, Güney Kore) Ölüm Sayısı: 158
2. Winecoff Hotel Yangını (1946, Atlanta, ABD) Ölüm Sayısı: 119
3. Dupont Plaza Hotel Yangını (1986, Porto Riko) Ölüm Sayısı: 97
4. Pattaya Royal Jomtien Resort Yangını (1997, Tayland) Ölüm Sayısı: 91
5. MGM Grand Hotel Yangını (1980, Las Vegas, ABD) Ölüm Sayısı: 85
6. Grand Kartal Otel Yangını (2025, Bolu, Türkiye) Ölüm Sayısı: 79
7. Grenfell Tower Yangını (2017, Londra, İngiltere) Ölüm Sayısı: 79
8. Hotel Corona de Aragón Yangını (1979, İspanya) Ölüm Sayısı: 78
9. Hotel Canard Yangını (1984, İspanya) Ölüm Sayısı: 72
10. La Salle Hotel Yangını (1946, Chicago, ABD) Ölüm Sayısı: 61
Son olarak ise;
Hayatını hiçe sayıp üstüne su dökerek otele girip dumanlar içinde cankurtaran insanlardan Allah razı Olsun. Aklın alacağı yüreğin dayanacağı bir olay değil Yüreğimiz yandı. Başımız sağ olsun güzel Türkiye’m.
Siz sanıyorsunuz ki hep tanımadıklarınız ölecek. Acı bir Türkiye gerçeği. Her an her yerde hiç beklenmedik bir anda hayatımızı kaybedebiliriz. Bu yangın 2025 Turizm sezonunu çok zedeledi. Bu yangın olumsuzlukları daha da artırdı. Geç kalınmış tedbirleri çoğalttı.
Otel yangınları; uluslararası nitelik taşıdıklarından ve turizm sektörüne önemli etkisi olduğundan üzerinde ciddi olarak durulması gereken önemli bir konudur. Otel yangınları, uçakla ilgili en ufak bir haber ülkenin turizm gelirini de etkiler.
Hedef turizm sektörü mü? Akıllarda takılı kalıyor…
Vesselam…
İstanbul Times - Ömer Kantemur - 28 Ocak 2025
Kaynaklar:
* GÜNAYDIN Z. Otellerde Pasif Yangın Güvenlik Önlemleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2005.
* “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”, Resmi Gazete, Sayı: 4390, 12.06.2002.
Kelimeler:
Tahayyülü; Zihinde canlandırılan görüntü
Yeis; Karamsarlık, umutsuzluk, üzüntü.