Perinçek'ten Trump uyarısı‘Stratejisi Doğu Akdeniz’e odaklanmak'
'Namlularla mı bizi sevecekler?'
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye Basın Federasyonunda basın ve yayın kuruluşlarının Ankara temsilcilerinin sorularını yanıtladı. Perinçek, "Terörsüz Türkiye" hedefi kapsamında Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrının iç cepheyi güçlendirdiğini bildirirken, Amerika ve İsrail'in, PKK’nın silah bırakmasını istemediğini söyledi. Trump ile Netanyahu görüşmesi sonrasında Trump lehine yapılan yorumları eleştiren Perinçek, Amerika'nın Yunanistan’ın Ege kıyıları ile Güney Kıbrıs’a silah ve tank yığınağı yaptığının altını çizerek, "Namlularla mı sevecekler bizi? Trump’ın stratejisi Doğu Akdeniz’e odaklanmak." şeklinde konuştu.
ÖCALAN’IN “DEVLETLE VE TOPLUMLA BÜTÜNLEŞME” ÇAĞRISI ÖNEMLİ
“Terörsüz Türkiye süreci ile ilgili neler söylersiniz?” sorusu üzerine Perinçek şunları söyledi:
“Terörsüz Türkiye’nin çok önemli bir dönemine girdik. Terörsüz Türkiye sürecinde, TSK ve Türk polisi tarafından bu menzile ulaşıyoruz. Türk polisinin, askerinin fedakarlığı olmasa buralara gelemeyecektik. Abdullah Öcalan’ın çağrısı da burada önemli. Öcalan, ‘PKK’nın ömrü bitti.’ diyor. O çağrının en önemli maddesi, devletle ve toplumla bütünleşme amacı şeklinde. Bu kamuoyunda çok gündemde yer almadı. Başka bir devleti, özerklik kapılarını kapayan bir cümle bu. Atatürk’ün Türk milleti tanımı var. Bu formülü Öcalan da kabul ediyor.”
‘AMERİKA VE İSRAİL PKK'NIN SİLAH BIRAKMASINI İSTEMİYOR’
“Ben Öcalan ile iki röportaj yapmıştım. O röportajlarda da Türk milleti etrafında birleşme fikri vardı. Orada rahmetli Özal, birtakım kalkışmaları destekledi. Onun üzerine Türkiye ile Suriye arası açıldı. Dolayısıyla bu eşikten ayrılmıştık ama bugün yine o eşiğe gelindi. Öcalan, rüyalarını bile Türkçe gördüğünü söylemişti. Zaten röportaj için gittiğim dönemde Bekaa’da Türkçe konuşurlar, voleybolu da Türkçe oynarlardı. Bu çağrıda, ‘PKK’nın ömrü bitti. Tarihsel olarak da ona yer yok.’ deniyor. Şimdi bütün unsurlara, diğer komşu ülkelerde de PKK’nın silah bırakması örgüte bildiriliyor. Silah bırakanlar ve bırakmak istemeyenler diye bölünme var. Amerika ve İsrail PKK’nın silah bırakmasını istemiyor.”
‘ASKERİ İTTİFAKLARINI RESMİLEŞTİRİYORLAR’
“PKK, ABD’nin kara kuvveti. Hiçbir ordu kara kuvvetinden vazgeçmez. PKK’nın silah bırakması ABD’nin bir tümeninin silah bırakması anlamına geliyor. Onlar aynı zamanda Doğu Akdeniz’de bir ittifak oluşturdular. ABD Kongresine gelen bir tasarı var. Askeri ittifaklarını resmileştiriyorlar. Abdullah Öcalan Türkiye tarafına geçti. Bu önemli bir kazanımdır. PKK’nın liderinin çok net tavır alması Türkiye açısından çok önemli. Böylece Terörsüz Türkiye kapısı açılıyor. O çağrıyı bir tek o yazar. Ne İbrahim Kalın ne de bir başkası yazabilir. Kelimeler çok dikkatli seçilmiş.”
‘SİLAH BIRAKANA AF OLABİLİR’
“Öcalan cesur bir tavır aldı. O cesaretini yaşadığımız tarihsel süreçten alıyor. Bizim de Türk milleti, devleti olarak cesur olmamız lazım. Bizim geleneğimizde silahını bırakacak isyancıyı devlete entegre edecek uygulamalar yapılmış. Bugün de bizim bu süreci iyi yürütmemiz lazım. Diyelim silah bırakacak. Amerikan kaynaklarına baktığımızda 19 bin PKK/PYD mensubuna maaş verilmiş. En önemli unsur da bu gözüküyor. Bunlar silahı bıraktı ne olacak, karnını nasıl doyuracak, bunları hapishanelere mi tıkayacağız? Bunlar ABD’ye gidip çöpçülük mü yapacak? Bu silah bıraktıktan sonraki bütünleşme sürecinin Türkiye devleti tarafından iyi planlanması gerekiyor. Mücadele silah bırakanlarla bırakmayanlar arasında olduğuna göre silah bırakanlara ayrı bir statü uygulanabilir. Silah bırakanlara af benzeri bir uygulama yapılabilir. Silah bırakmanın bir karşılığı olarak. Amaç silah bırakmanın teşvik edilmesi. Esas problemimiz uluslararası alanda olacak.”
"NAMLULARLA MI SEVECEKSİNİZ BİZİ?’
“ABD çok önemli bir yığınak yapıyor. Netenyahu ile Trump buluşması sonrası açıklamalar var. Yunanistan’ın Ege kıyılarına, Dedeağaç’tan başlayarak, Kıbrıs’a yapılan yığınak onlar sevginin işareti mi? Namlularla mı seveceksiniz bizi? Bunu sormamız lazım. Eğer bir muhabbetin varsa topla Yunanistan kıyılarındaki toplarını. Kıbrıs’ta çok önemli bir yığınak var. Trump’ın da stratejisi Doğu Akdeniz’e odaklanmak. Doğu Akdeniz aynı zamanda Amerika’nın rakiplerini kuşatacağı bir alan. İsrail Türkiye sınırına gelmiş durumda. Terörsüz Türkiye hedefi yalnız PKK’nın silah bırakması olayı değil aynı zamanda onun arkasındaki gücün hizaya getirilmesi uygulamalarının hayata geçirilmesidir. En başta Türk Silahlı Kuvvetlerine güveniyoruz. Ama karşımızdaki gücün de uluslararası alanda Amerika, İsrail, Yunanistan. Bunlara karşı da bir ittifak potansiyelinin değerlendirilmesi önemli.”
‘DOĞU AKDENİZ’DE SICAK GELİŞMELER OLABİLİR’
“Arkada kalan dönemde Türkiye, İran’ı, Rusya’yı, Filistin’i küstürdü. Türkiye’yi yalnızlaştıran birkaç yıl yaşadık. Son günlerde Kazakistan, Türkmenistan peş peşe Güney Kıbrıs Rum Yönetimini tanıdılar. Türkiye’nin önünde fırsatlar vardı. Atlantikçi politikalar yüzünden KKTC’nin tanınması noktasında gelişmeler olmadı. Ben Abhazya’ya gittim. Onlarla protokol imzaladık. Onlar KKTC’yi tanıyacaktı. Ama Türkiye oraya yönelmedi. Abhazya’dan meclis heyetini buraya getirdik. Onlar KKTC’yi ziyaret edecekti. Ama Dışişleri Bakanlığımız bu ziyareti önledi. Sayın Ersin Tatar, beni Bakanlar Kurulu toplantısına davet etti. Ben de zoom üzerinden katıldım. Şu soruyu sordum. ‘ABD, Yunanistan, Kıbrıs’ı tanıyabilir mi?’ Güldüler. Kim tanıyabilir, Türk devletleri, Rusya. Bugün Doğu Akdeniz’de sıcak gelişmeler olabilir. Niye Doğu Akdeniz’de bu donanma tatbikatları yapılıyor?
‘ÖCALAN’IN ÇAĞRISI İLE SOKAK HAREKETİ KARŞI KARŞIYA’
“PKK’nın silah bırakması olsun kendini feshetmesi olsun bunlar bölgemizdeki uluslararası cepheleşme içerisinde çözülecek. PKK liderinin Türkiye tarafına geçmesi önemli bir kazanım. Ama diğer yandan karşıda da, CHP Genel Başkanı, ‘Size devlet vaat ediyoruz.’ diyor. Ortada iki seçenek var. Bu iki program çarpışıyor. Özgür Özel aynen bu cümleyi söyledi. Sokak hareketi de PKK’ya bir devlet vaat ediyor. PKK içinde benim ayrı devletim olsun çizgisini depreştiren bir durum. Burada Öcalan’ın çağrısı ile bu sokak hareketi karşı karşıya geldi. İlk başta DEM Parti, CHP’yi ziyaret etti, destekler gibi yaptı ama sonra biz yokuz dedi. Bu talimatın Öcalan’dan geldiğine eminim. PKK’nın silah bırakmasını istemeyen merkezler de bu durumdan istifade ettiler. Öcalan şunu düşünüyordur. Bu işi Türk devleti ile çözebilir. CHP ile çözülemez bu. CHP, Atlantik’in ayrılıkçı çizgisini destekliyor. İç cephede kuvvetli olmamız lazım. Öcalan’ın giriştiği olay iç cepheyi kuvvetlendiriyor.
‘TÜRKİYE ATLANTİK’TEN KOPACAK’
Dış cephede de bazı problemlerimiz var. Türkiye’nin yalnızlaşmış olması, ABD’nin de yanına İsrail ve Yunanistan’ı alması gibi. Ama umutluyuz. Türkiye buradan devrimle çıkacak. Bunun adını da koyuyorum. Atlantik sisteminden Türkiye kopacak. Üretim devrimi, başı dik, terörden kendisini arındırmış bir Türkiye önümüzde duruyor. Bu bir devrimdir. Amerika baş aşağı gidiyor.”
‘İŞLENEN SUÇLARIN ÜZERİNE GİDİLMELİ’
“Türkiye’de 2004 yılında gelen yerel yönetimler kanunu ile kamu hizmeti çökertildi. Belediyeler özelleşti. Kar amaçlı, getir a.ş., götür a.ş. Ticaret şirketi demek kar amaçlı çalışan faaliyetler. Belediyelere bunu getirdiğinizde kamu hizmeti tahrip edilir. Bu yasal karın önüne de geçti. Kamu kaynaklarının yağmalandığı bir durum oldu. Bu yalnızca CHP belediyelerinde değil, bütün belediye sahibi partilerin de bu çürümeden pay aldığını görüyoruz. Diğer yandan bunun üzerine gidilmesi yargı meselesi. Suça kimse göz yumamaz. Ama burada tam Cumhurbaşkanı adayı olacağı gün içeri atıyorsunuz. Bu sürecin de çok iyi planlanmadığı gözüküyor. AK Parti belediyelerinin de işlediği suçların üzerine gidilmeli.”
‘BOYKOT KAMPANYASI REZALET’
Perinçek, CHP’nin boykot kampanyasına ilişkin kendisine yöneltilen soruyu şöyle yanıtladı:
“O bir rezalet. Çok çocukça. CHP’yi kimler yönetiyor? Bu doğrudan doğruya Türkiye sermayesini hedef alan, akılsızca, aptalca bir şey. Nasıl CHP yönetimi böyle yanlış işler yapıyor hayret ediyorum. CHP içine maalesef sahte sol dediğimiz, emperyalist güdümlü başı boş takımı CHP içinde önemli bir konum elde etti. Çok akıl dışı, mantık dışı bir iş. CHP’ye bir şey kazandırmayacak bu boykot. Ecevit ile görüşmüştüm. Bana şunu söyledi, ‘CHP Genel Başkanı oldum. Bir kapıyı açıyorum orada bilmem ne grubu toplanıyor. Öbür kapıyı açıyorum başka örgüt toplandı. CHP’nin bütün odaları işgal edilmiş durumda terörle ilişkili gruplar tarafından. Onlarla nasıl iş yapacağız.’ dedi. Bunlar kural, kanun tanımayan gruplar. Bu grupların belediyelerin paylaşılmasında da etkili oldukları görülüyor.”
Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)