Dostlar dünya işleri hiç bir zaman bitmez. Aylardır Malatya’da bulunan babam Hacı Remzi Çetiner ve annem Zeynep Çetiner’i ziyaret edip hayır dualarını almak istiyordum.
Şu iş bitisin bu iş bitsin derken baktım ömür bitecek iş bitmeyecek. Hemen bilet aldım ve Allah nasip etti 24 -27 Mart 2018 tarihleri arasında bir seyahat yaptık.
Her türlü seyahatin kendisine göre bir zorluğu var. Gittiğimiz gece’nin akşamında Zeytinburnu’nun ebedi sakini Merhum Erbakan ile alakalı güzel seminer yaptık.
Erbakan Vakfı Zeytinburnu ilçe başkanı Onur Dolar, İstanbul İl Başkanı Hüseyin Terzi bize güzel bir ev sahipliği yaptı.
Katılımcılar çok iyiydi. Herkese teşekkür ederim. Gazetemizin 12.sayfasında bu seminer ile alakalı detaylı ve güzel bir haber yaptık. Bundan dolayı Konu ile alakalı burada teferruata girmeyeceğim.seyahatimiz kolay olmadı.. Biletimiz Sabiha Göçen havalimanında idi. Gece seminerden dolayı işlerim tam saat 00.2 de bitti. Saat 00.4 de yola çıkmamız gerekiyordu haliyle yatamadık. Tabi bizleri koruyup kollayan anne ve babamız için ne yapsak azdır.
Bunu işim var vaktim yok deyip anne ve babalarını ziyaret etmeyip ihmal edenler için yazdım. Hiçbir iş anne babamızı ihmal için yeterli neden olamaz… Zamanınız var iken hemen gidip ellerini öpün hayır dualarını alın diyerek bu konuyu da kapatmak isterim.
Haksızlığı hak zan edenlere karşı hak dava etmek bir nevi haksızlıktır…
Bir insandan Allah korkusu ve helal haram mefhumu yoksa sen ona karşı ne kadar hak hukuk ve kul hakkından bahsedersen et o yine kendi yanlışını ve batılını senin doğrun ve hak bildiğin olayın önüne geçirmek için beyhude ve zorlama yöntemler ile kendisini haklı seni haksız göstermeye çalışacaktır. Hele üç beş kuruşluk dünya menfaati için bilerek ve alenen yalan söyleyenlerin var haline…
Neler görüyoruz ve neler yaşıyoruz. Üç beş kuruşluk dünya menfaati için ahiretini hiçe sayanlara yazıklar olsun. Bu tür insanlar ne yazık ki benim de karşıma çıktılar ve bana alenen haksızlık ve zulüm yaptılar. Ben ne dedim Allah büyük ve her şeyi biliyor diyerek ona teksim oldum. Varsın bazı zavallılar küçük bir dünya menfaati için ahiretini satsınlar. Üstelik de bir sefer yaptıkları zulmü katmerli hale getirmek için bir daha aynı haksızlık ve zülmü yapmaktan çekinmeyen zavallılar var.
Ben bu zulme karşı sabredip sevap alacağımı biliyorum…Allah korkumuz olmazsa ve hesap günün sahibinin Allah olduğuna inanmazsak inanın bana gözümüzün içine baka baka sadece güvenip bir belge almadığımız için yalan söyleyip yüce yargıyı aldatanlara yazıklar olsun diyerek bu BAB’ı da tamamlayayım.
Kesinlikle bana bu zulmü yapanları affetmiyorum ve Mahkeme-i Kübra da hakkımı alacağım inşallah.
İşte Ahir zaman alametleri ...
Kâinatın Efendisi ümmetinin geleceği ile ilgili endişeleri olmuştur.
Zamanın bozulacağı, bozulan zamanda insanlığın ve de mü'minlerin bozulacağını açık bir ifade ile haber vermiştir.
Kâinatın Efendisi'nin ümmetinin geleceği ile ilgili haberlerini incelediğimizde bugün bu haberlerle yüz yüze olduğumuzu görmekteyiz.
Şimdi sizleri Efendimizin mübarek sözleri ile baş başa bırakıyoruz:
Kâinatın Efendisi buyurdu ki:
•İnsanların başına bir zaman gelecek ki, onlardan faiz yemeyen kalmayacak, yemese bile tozu onlara bulaşacaktır.
• Birçok kişi, az bir dünyalık karşılığında dinini feda edecek.
• Kazanç, belirli kişiler arasında dolaşacak, dar gelirliler açlık ve sıkıntıya düşecek.
• Kabirler süslenecek ve Kur'an, kazanç getiren bir meta hâline gelecek...
• Fitne her eve girecek ve tecrübesiz gençler başa geçecekler.
• Kur’an’dan bir resim, İslâm'dan bir isim, Müslüman'dan bir cisim kalacak.
• Üç şey çok kıymetlenecek; Helâl para, kendisiyle amel edilen sünnet ve candan bir dost.
• Ecnebiler çoğalacak ve müslümanlara galebe edecekler.
• Sonradan gelen nesiller, önceden gelenlere sövüp sayacaklar.
• Mihnet, belâ, musibet artacak, rahat ve huzur kalmayacak, kimse eliyle bunları önleyemeyecek.
• Bir Müslüman, koyundan daha âciz olacak, hor ve hakîr görülecek.
•İlim azalacak, cehalet, anarşi ve cinayetler artacak, adam öldürmek, hafif bir suç sayılacak.
•Hilesiz iş yapılamayacak, tacirler ve yazarlar artacak kalem bollaşacak.
•Kişi, elbisesini sakındığı kadar dinini sakınmayacak ve fakirler de namaz kılmayacak.
•Akrabalık bağlan kopacak ve selâm, sadece tanıdık olanlara verilecek.
•Zenginler ticaret için, hafızlar riya ve gösteriş için hacca gidecekler.
•Büyükleri merhametsiz, küçükleri hürmetsiz olacak çocukları terbiye, köpekleri terbiyeden daha zor olacak.
•İnsanlar, kötülüklerden birbirlerini sakındırmayacaklar ve iyiliği emretmeyecekler.
•Minareler çoğalacak, camiler süslenip ziynetlenecek (kilise ve havralar gibi) ve içlerinden yüksek sesler gelecek.
• Hâinlere emin, emin olanlara hâin denilecek ve “şurada emin bir insan vardır” denilecek kadar emin insan sayısı azalacak.
•Kişiye, şerrinden korkulduğu için ikramda bulunulacak. Görünüşte dost fakat esasında düşman insan sayısı artacak, sözler hep yalan ve birbirine muhalif olacak, amir ve memur çok, doğru iş yapan az olacak.
• Yıldızlar (fal) doğrulanacak ve kader yalanlanacak.
• Allahü Teâlâ (C.C.) apaçık inkâr edilecek.
•Âlicenaplık, izzet-ikram ve cömertlik duyguları kaybolacak ve haklar para karşılığında satılır hâle gelecek.
•Cemaatin inancı zayıf, ibadeti taklit olacak, hafızlar çok, ama âlim bulunmayacak.
• Zenginlere itibar edilecek, cimrilik artacak, zekât ağır bir borç olarak kabul edilecek.
•Âlimler, para ve dünyalık karşılığında ilim öğretecek, âhiret ameli ile dünyalık talep edecekler.
• Dinden gayrı hususlar için öğrenim yapılacak.
• Erkekler kendilerini kadınlara, kadınlar da erkeklere benzetecekler.
• Erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla münasebetsiz alâkalar kuracak.
• Her tarafta şarkıcı ve çalgıcı kadınlar zuhur edecek.
• Söz kadınlarda olacak ve zina yaygınlaşacak.
• Kadınlar, saçları deve hörgücü gibi, sokaklarda dolaşacaklar.
• Haram işlemeyi kolaylaştıran imkânlar artacak, gençler günah işlemeye ve kötülük yapmaya çok meyledecekler.
•İmanı kalpte tutmak, kor ateşi elde tutmak kadar zor olacak, kişi gece mü'min yatacak, sabah kâfir olarak kalkacak veya bunun tersi olacak.
•Dünya işlerine dalınıp âhiret unutulacak, Allah'ın kitabıyla hükmetmek, ayıp sayılacak.
• Büyük ve gösterişli binalar yapılacak ve bunlardan dolayı sokaklar daralacak.
• Yırtıcı hayvanların derileri tabaklanarak çeşitli giyim eşyası yapılacak. (Kürk, manto ve benzeri...)
•Sabah giyilen elbise başka, akşam giyilen elbise başka olacak. Önünüze yemeklerden birisi gelip diğeri gidecek ve Kabe'nin örtüldüğü gibi, evlerinizin duvarları halılarla süslenecek.
• Ümmetimin erkekleri şişmanlayacak ve semizleşecekler.
• Dedikodu, yaygın bir hâl alacak.
• Herkes “kazanamadığından ve geçinemediğinden” şikâyetçi olacak.
• Yalancı şahitlik ve boşanmalar artacak, ani ölümler sık görülecek.
• Mal çoğalıp sel gibi akacak, mal sahibi malına tapacak ve tüccarların çoğu hilekâr olacak.
• Kişi, karısına itaat edip anasına âsi olacak ve arkadaşına yaklaşıp babasından uzaklaşacak.
• Gönüller birbirini sevmez olacak, dinde ve dünyalık işlerde muhtelif görüşler belirecek, kardeşler bile dinde ve mezhebde ihtilâf edecekler.
•İmar edilen şeyler harap edilecek, harap olanlar ise imar edilecek.
• Fâsıklar başa geçecek ve konuşmasını bilmeyenler halka hitab edecekler.
• Arap arazisinin çölleri, nehirlere ve yeşilliklere kavuşacak.
• Köylüler şehirlere akın edecek ve ne idüğü belirsiz deve çobanları, bina yaptırmakta birbirleriyle yarışacaklar.
• Faize alış-veriş, rüşvete hediye denecek, tefecilik artacak, helal-haram unutulacak, para gelsin de nerden gelirse gelsin denilecek.
•Zaman kısalacak. Bir sene bir ay gibi, bir ay bir hafta gibi, bir hafta bir gün gibi geçecek, bir günün geçmesi ise bir yaprağın yanması kadar çabuklaşacak, hiçbir şeyde bereket kalmayacak.
Ve son olarak Zalimler için yaşasın cehennem dersem kimse bana kızar mı ?
İstanbul Times / Hüseyin Çetiner