Eskiden beri varlığından haberdar olduğumuz fakat son zamanlarda gündemimize yer edinen ve hepimizi derinden sarsan depremler hakkında sizleri bilgilendirmek dikkat çekmek isterim.

Türkiye Alp Himalaya deprem kuşağında bulunmaktadır. Ülkemizde hemen hemen her yeri deprem tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Kuzey Anadolu fay hattı dünyanın en aktif 1200 km uzunluğunda 10 metre ile 10 km genişliğinde kuzey Anadolu fay dünyanın en aktif en önemli fay hattıdır.

Depremin neden olduğunu anlamak için dünyamızın yapısını bilmemiz gerekiyor. Akademik çalışmalara göre 70 km ile 100 km arasında taş küre yer alır kıtalar ve okyanuslar taş küre üzerinde bulunur.

Teknik olarak deprem yer kabuğunda meydana gelen kırılmalar ani olarak oluşturduğu titreşim dalgalarının yer yüzeyini sarsma olayına denir. Türkiye'de depremler tektonik (yer kabuğunun kırılması sonucu ortaya çıkan enerji sismik dalga) depremlerdir.

Biraz daha geçmişe gidelim...

İstanbul tarih boyunca depremler ile sarsıldı. 1509 yılında büyük bir Marmara depremi yaşandı. Sarsıntılar tam 18 gün sürdü 13.000 kişi hayatını kaybetti. O dönemlerde sayısı bilinmeyen birçok kişi depremde oluşan çukurlara düşerek kayboldu. Bu esnada 109 cami 1570 ev yıkıldı.

250 yıl sonra tekrar sarsıldı İstanbul. 1766 yılında şehir adeta cehennemi yaşadı. Fatih cami kubbeleri çöktü.

250 yıllık periyotlarda gerçekleşen bu depremler sonucunun ardından tam 257 sene geçti ve bugün İstanbul depremi konuşulmakta.

Kısa bir hesap yapalım bu depremlerin tarih aralıkları ile ilgili

1766 + 257 eklenirse 2023 yılına denk gelir. Yani 1509 + 257 = 1766 bu sadece bir hesap bilimsel bir dayanağı yoktur.

Ülkemizin Doğu Anadolu fay hattı doğusunda bulunan büyük bir kırıktır.

Yakın zamanda yaşanan Elâzığ depremi bir kırık üzerinde yaşandı.

17 Ağustos depremi 30.000 bin vatandaşımız vefat etti

26 Aralık 1939 yılında 33.000 bin vatandaşımız hayatını kaybetti

Ve 10 ilimizde 06 Şubat 2023 depremi 42.000 ve üzeri hala kayıplar var.

Birazda konu dağılmadan coğrafi biliminden yararlanalım

Dünyamızda 7 kıta olduğunu biliyoruz. Bazıları birbirine bitişik bazıları da binlerce km uzaklıktadır. Kıtaların birleşik olduğunu 1912 yılında Alman meteor fizikçi Wegener ortaya attı.

Bu hat Anadolu levhası ile Arabistan levhası boyunca sınırdır. Dolayısıyla Arabistan levhası Anadolu levhası sıkıştırma sonucu ülkemizde depremler olmakta ve ülkemiz batıya doğru kaymaktadır.

Üçüncü Fay hattı ise batı Anadolu fay hattı; aktif bir hattır. Marmara ve Ege bölgesi ülke nüfusunun çoğu bu bölgeye yığılmıştır. Özellikle Marmara bölgesi çok daha önemlidir.

1960 Yılında fizikçi J. Tuzo "levha" tektoniği (Parçalanarak dağılmış yeryüzünün biçim değiştirmesi ) ortaya atar.

Herakleitos her şey akar derken yanılmıyormuş Dünyamız bir taraftan yok olurken bir taraftan yenileniyor.

Ayaklarımızın altında neler yaşanıyor. Bunu öğrenmek için 6378 km de bir sondaj yapmamız gerekiyor. 24 Mayıs 1970 den beri Ruslar bugüne kadar en derin sondaj çalışmasını yapmıştır. 12 km kadar bir derinliğe inilmiştir.

Her sene cm (santimetre) civarında batıya doğru kayma yaşıyoruz Ege denizinde Girit Adası’nın yakınlarında dolma batma üzerinde bulunduğumuz Anadolu levhası magmaya batıyor ülkemiz santim santim yok oluyor.

Bu tür afet olaylarında dünya devletlerine bakalım

Bizden daha ekonomik sıkıntıda olan ülkeler var ve ne yapmışlar bakalım binanın girişine bina etiketleme sistemine o binayı yapan mimar/ mühendis/izin veren belediye ve inşaatı yapan kişilerin isimlerinin olduğu levhalar yapılıyor. Örneğin Meksika bu bina etiketleme oto kontrolü getiriyor yarın öbür gün benim çocuğuma, çoluğuma bunun hesabını sorarlar diye…

Gelelim teknolojik olarak ne yapılabilir

Yan yana olan binalarda sismik izolatör uygulanmaz. Çünkü hareket alanı yok.

Sismik izolatör uygulanmayan binalarda güçlendirme çalışması yapılabilir. Çelik yapılara geçilmeli Türkiye'de yerli sismik izolatör 2 tane var ve tamamen yerli üretim.

Dört firmada Türkiye’de üretimde

Yani Türkiye’de sismik izolatör bulunması mümkün.

Okullar, yurtlar, otoyollar köprüler, hastaneler, askeri alanlar, polis, itfaiye, devlet binaları kreşler, izolatör uygulaması yapılması gerekiyor.

Sismik izolatör her alana uygulanmaz birincisi bodrum kat kullanılmaz. Ve bunun maliyeti yaklaşık her bir kolon için ortalama adet fiyatı 2500 Euro ortalama 5 katlı binada kullanırsak 40.000 Euro yapar bu sistemi kullanacak herkesin gücü imkânı olur mu bilinmez.

Dünyada izolatör kaç tane var sorusuna cevap ABD'de 200 tane var.

Türkiye'de 97 tane var. Dağılımı ise hangi kentlerde yoğun depremin yaşandığı bölgeler Türkiye deprem fay hattı üzerindeki yerlere yapılmış olduğu görünmekte.

İstanbul da ise izolatör 28 binada kullanılmış bunlarında %70’ i hastanelerde olduğu görülüyor.

Örneğin; Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde 2040 adet izolatör kullanılmış.

İzolatör test alanı sadece Eskişehir’de var bunun tüm Türkiye’ye yayılması gerekir.

Türkiye genelinde iki cins izolatör var birincisi kauçuk şeklinde ikincisi ise sürtünme şeklinde üretiliyor.

Bu da bir gerçek ki İstanbul yeni havalimanında sismik izolatör kullanılmadığı iddialar arasında

Sabiha gökçen havaalanında kullanıldığı biliniyor…

Dünya da kullanan ülkelere bakınca;

Ermenistan 50

Japonya 10.000

Rusya 500

Çin 3700

Fransa 47

Türkiye 97

Bu esnada gözümüze takılan bir konu daha var aslında buradan yetkililere de sesleniyorum, kamu binaları denetimden muaf onlarında denetlenmesi gerekir.

1999 depreminde dökme beton ve yivli demir kullanılması zorunlu oldu.

2023 yılında ki depremden sonra izolatör uygulaması zorunlu olabilir mi?

Bina yapımında denetimin en üst seviyelere çekilmesi ve cezaların en ağır bir şekilde verilmesi ve siciline işlenmesi, bir daha böyle bir işe girişi ömür boyu engellenmelidir.

Ve bu esnada yapı denetim bakanlığı kurulmalı bu bakanlık hükümetlere bağlı olmamalı ve hiçbir siyasi güç müdahale etmemeli diye anayasal karar çıkarılmalıdır.

Örneğin, savunma sanayiye ağırlık verdik dünyanın her yerinde bizim yaptığımız savunma silahları dünyada konuşulur oldu.

Sıra depremde ona da ağırlık verip dünyada ilkler arasına girmeliyiz. Çünkü vatan toprakları bize emanet ve biz onları bir sonraki nesillere eksiksiz olarak teslim etmek durumundayız.

Bilindiği gibi ülkemiz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi gelecekte de sık sık oluşacak olan depremler ile tedbir almazsak büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçek.

Sorulması gereken bir soru ile devam edelim. Soru şu; fay hatlarına uzaktan müdahale yapılır mı?

Alman politikacı, gazeteci aynı zamanda yazar olan Christoph Hörstel’ in Türkiye’ deki deprem ile ilgili açıklama yaptı.

Farkında olmadan doğal afet diye bir saldırı yaşadık ve bizim dışımızda herkes bunu biliyor. ABD ordusuna ait geminin boğazdan geçmesinden sonra meydana gelen bu depremler tesadüf mü?

HAARP yine devrede mi? diye açıklama yaptı.

Türkiye’ de yer bilimciler Haarp'ı bilmiyor, ABD yer bilimciler ise Haarp'ı şöyle anlatıyor; “Üstü kapalı madenler de önümüze çıkan devasal kayaları HAARP teknolojisi ile kırıyoruz.

Yani uzaktan müdahale ediyoruz titreşim yolu ile ve bunu çok iyi yapıyoruz. “ diyorlar.

Demek ki uzaktan müdahale yapılıyormuş. Bu teknolojinin adı HAARP Türkiye olarak aktif bir fay hattı üzerindeyiz. Bu bizim bir açığımız ve bu açığı kapatmalıyız. Bu fay hattına uzaktan müdahaleyi durduracak teknoloji üzerine çalışma yapmalıyız.

Hafızamızı zorlayarak biraz geriye doğru gidelim ABD gemisi Dolmabahçe de demirledi. ABD bayrağının çok büyük Türk bayrağı ise onsan küçük olması ise milletin hafızasından hiç çıkmayacak neden ve niçin insanın aklına şu sorular geliyor. Burada ABD de ki derin yapılanma Türkiye'yi yöneten liderimize bir uyarı mı vermek istiyor.

Burada ki cevap aslında açık ve net iyi okuyabilirsek o güç her kimse “fazla dünyada yaşanan olaylara pek fazla müdahale etme yoksa HAARP teknolojisi ile seni kendi evinde yıkarız” iddiası akıllarda yerini alıyor.

Eğer gözümüzü açmazsak büyük Ortadoğu projesi depremle hızlandı.

O projeleri gerçekleştirmek için

Güney Kıbrıs Rum yönetiminin NATO üyesi olması

İsviçre ve Finlandiya NATO üyesi olması için

Rusya ve Ukrayna savaşında bağımsız bir politika değildi taraflı bir politika izlemesi

Türkiye de olan depreme sevinen ülkeler olduğu da bilinmektedir.

Ekonomik kaynaklar deprem bölgelerine akacak Asker oraya akacak ve güçsüz kalan Türkiye yi gören derin güçler ise projeyi hızlandıracak olduğu iddiaları da ortaya atıldı bilinmelidir ki hiçbir iddia boş değildir.

Ayrıca yunan eski savunma bakanı Amiral Apostolakis, çıkmış olduğu TV kanalında yaptığı açıklamada deprem sonrası Türkiye’nin durumu göz önüne alındığında, Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkartmasının tam zamanı olduğunu söyledi Yunanlıları, üstümüze kışkırtan kim olabilir?

ABD neden Hatay ın mühimmat silah yığınağını hatayı n aşağısına yığınak yapması iddiaları var bu yığınakları neden yaptı kime karşı kullanılacak?

Ayrıca Türkiye'de terör eylemi tehdidi iddiasıyla 9 ülke konsolosluklarının 02.02.2023 de kapanmasının ardından 06.02.2023 Türkiye’de deprem olması Haarp teknolojisini ön plana çekti kafalarda soru işareti bıraktı cevapsız sorular arasında kaldı…

Son günlerde sosyal medyada dile getirilen bir diğer konu üzerine kısa bir değinmek istiyorum bilinmelidir ki; Asker 2. kolordu komutanlığı sahaya insin demek ise neler olur ülkemiz için biliyor musunuz? PKK /YPG Pençe kilit operasyonu Suriye / Irak / İran sınırını muhafaza eden ordumuzdur. Bu durumda ordumuz sahaya insin demek son derece tehlikelidir.

Sonuç olarak Marmara bölgesi teknoloji ve sanayide. Önemli olduğu için jeolojik analizlerin yapıldığı yerlere yönlendirilmelidir.

Ayrıca Dernekler ve Vakıfların ekip kurması, kurtarma ilk yardım ve eğitime tabi tutulması gerekir.

Siyasetçiler 5 yıllığına geliyor sıradan hafif projeler yapılıyor. Daha uzun yıllara ve can güvenliğine odaklı projeler yapılmalı afetlere karşı çok daha güçlü olmalıyız.

Ayrıca şu konuya dikkat çekmek isterim. Yurdumuzun %92’ sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu nüfusumuzun %95 'inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin 98'i ve barajlarımızın %93'ünün deprem bölgesinde olduğu bilinmektedir.

Son söz olarak ise Bilindiği gibi yurdumuz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi gelecekte de sık sık oluşacak depremler le büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir.

İstanbul Times /Ömer Kentemür