6 Şubat 2008 yani bundan nerede ise tam 11 sene önce gazetemizin ilk sayısını çıkartarak İstanbul Matbuatına merhaba demiştik.

Okurlarımız ve takipçilerimiz çok güzel konuları manşete taşıdığımızı ifade ederek cesur yayınlar yaptığımızı sık sık ifade ederek bizi cesaretlendiriyorlar.

Özellikle sahillere, dere yataklarına ve imar verilmeyen bir çok yere TOKİ ve KİPTAŞ’ın aracılık ederek halkın yaşamını tehlikeye atan projeleri Manşet haberlerimiz ve makalelerimiz ile en sert şekilde eleştirdik.

2009 dan 2017 ye aradan geçen 9 yıllık süre içinde Devletin en üst düzey temsilcisi olan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bile imar konularını kast ederek İstanbul’a ihanet ettik itirafında bulundu.

Biz bunu söyledik diye kendi krallıklarını kuran bazı müteahhitler bize sayısız dava açtı 

-Ataköy Sahilini Sea Pearl Projesi ile mahveden Kuzu İnşaat burayı betona teslim ettiniz dediğimiz için sayısız daha açtı ve hepsini kaybetti. Şu an Yargıtay’a başvurdu onun sonucunu bekliyoruz.

-Sümerbank’ın Yerini yıkan hatta orada bulunan camiyi de yıkan Doğa Mimarlık Pruva 34 projesi ve HİLTON oteli yaptı. Bunu CHP li bir idare yapsaydı kendisine İslami denen basın ortalığı  kasıp kavururdu ama şu an TIK Yok.

-Astay Grubun yaptığı On Altı Dokuz yüksek binaları ile martı ve leyleklerin uçuş yüksekliğine bile müdahale etti. Tarihi camii, Kilise, Cem Evi ve mezarlığın yanı başında 39 katlı cam bina hayırlı olsun (Selda Bağcan’dan buraya bu imarı verenlere YUH YUH türküsünü hediye ediyorum)

-Basın Eskpres bölgesinde dere yatağına 70’e yakın gökdelen izni vereleri Allah’a havale etmenin dışında elimden bir şey gelmedi. 9 Yıldır yayın yapıyorum ama bir savcı hakim veya belediye başkanı ne yazıyorsun ne var hemşehrim demedi.

-Zeytinburnu Sahil Park Projesinin önemli  sayıda bloku yolun üstüne yapıldı. Trafik felç.

-The Veliefendi konutları İmarı olmayan Koç Grubunun prefabrik  Bozkurt mensucat farikasının taşkın ve ağaçlık alanı olan yerine KİPTAŞ devreye girerek yarısını bize verirsen buraya imar vereceğiz dedi. Koç grubu da zaten işe yaramayan ve imarı olmayan yeri İBB kuruluşu olan KİPTAŞ’a tamam dedi. Verilen imar ile yüzlerce daire ve her birisi trilyonlarca liraya satılan cadde dükkanlara Koç’a verildi.

-Torunlar GYO’nun yatırımı olan Mall Of İstanbul Türkiye’nin en büyük Organize Sanayi Bölgesinin girişine ucube bloklarını vatandaşların arazisini  TOKİ’yi aracı yaparak kelepir fiyatına satın aldı kul ve kamu hakkına girerek rantına rant kattı dedik  ama kimse tınlamadı.

-Gül İnşaat Beylikdüzü’nün girişine yola sıfır bir kibir kulesi dikti bu insani ve İslami bir yaklaşım değil dedik. Buna da kimse bir şey demedi.

Özetle İstanbul’un 39 ilçesinde mimariye, kültür’e sanat’a uymayan ucube yüzlerce bina yapıldığını hepimiz çevremizde görmüyor muyuz ?

Silivri’den, Pendik’e kadar her ilçede son 15 yılda hiçbir kural ve kaideye uymadan ver parayı al imarı mantığı ile yükselen binalar ile İstanbul’a ihanetin kralı olarak görüyorum. Kendisi de Mimar olan eski İBB başkanı Kadir Topbaş döneminde TOKİ’nin de imar da söz sahibi olması ile İstanbul’a imar konularında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi İhanet edildi. Biz zaten 2009’da İstanbul’da yaşanan sel felaketinden sonra İstanbul’da yapılan Ucube yapılara karşı yayın olarak ciddi mücadele verdik. Hakkımızda inşaat firmaları tarafından sayısız davalar açıldı.(KUZU İnşaat Sea Pearl Projesi ile alakalı yaptığımız doğru ve taraşız haberlerimizden dolayı sayısız dava açtı. Çok şükür İstanbul’da hakimler var dedik ve yaradana sığındık. Hepsini biz kazandık. Yerel Mahkemelerin verdiği LEHİMİZE verdiği kararları beğenmeyen İnşaat devi KUZU şu an işi Yarğıtay’a kadar götürdü. Şu an burada istediği sonucu alamazsa Anayasa mahkemesine ve oradan da istediğini alamazsa işi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götürecek. Yaptığı her hamlesi çok şükür bizim gazete ve wev tv olarak yaptığımız haberleri haklı çıkarıyor).

İstanbul’un Kibir Kuleleri I ve II çekimlerimizi You Tube’de izlemenizi dileriz.

Malatyalılar İstanbul’da gövde gösterisi yaptı

Malatya Dernekler Federasyonu (MADEF) İstanbul Yenikapıda çok güzel bir şekilde Malatya Tanıtım günleri adı ile on binlerce kişinin katıldığı harika bir çalışma yaptı. 1993 den bu yana Malatya da satılan tek Malatya kitabının yazarı olarak bu açılışa katılmış olmaktan dolayı mutlu oldum. MADEF genel başkanı sayın Yılmaz Durmuş’a ve Zeytinburnu ilçe başkanı Ahmet Menek’e emekleri için teşekkür ederim. Bu tür tanışma kaynaşma ve ilimizi tanıtma çalışmaları gayet verimli ve güzel işler. Emeği geçen herkesi kutlarım.

İstanbul Times Gazetesinin 300.Sayıs hayırlı ve uğurlu olsun 

Gazete yayıncılığı yapmak tarihin her devrinde zor ve meşakkatli olmuştur ama bu günlerde daha da zorlaştı. Siyasi zorlular var. Teknolojik zorluklar var. Ekonomik zorluklar var. Daha sayamayacağımız bir çok zor yanları var gazeteciliğin.

Çok şükür kimi zaman mahkemelerde saatlerde sıra bekledik, kimi zaman belediye meclislerinde DARBA Maruz kaldık. Kimi zaman bu senin son günün sevdiklerin ile vedalaş tehditleri ile karşılaştık. Burada sayamayacağım envai zorluk ve meşakat ile karşılaştım, karşılaşıyorum ve karşılaşacağım da. Ancak bir çok güzellik de yaşadım.

Yaptığımız haber ile  sorunu çözülen bir çok kişinin teşekkürleri yorgunluğumuzu aldığı çok anlarımız da oldu. Yapılan İmar haksızlıkları ile  yıllardır savaşıyoruz. Yaşadığımız kente  karşı işlenen imar ve şehir suçlarına sessiz kalıp dilsiz şeytan olmadık.  Özetle bu mesleği yaparken  iyi gülerimizde oldu. Zor anlarımızda. Netice olarak biz bu işe başlarken  zorluklarını da kolaylıklarını da bilerek başladık. 300.sayımız şu an elinizde bu güne gelene kadar karlı, Yağmurlu, fırtınalı çok anımız oldu. Güneşli, Ferah, güzel anlarımızda oldu. Bugüne kadar maddi ve manevi yanımızda olan herkese teşekkür ederim. İyi ki İstanbul Times var…

Terör sadece mücadele ile değil müzakere ile de bitirilmeye çalışılmalı

Bilindiği üzere Recep Tayyip Erdoğan Akil adamlar heyeti kurarak terörün bitesi için ciddi bir risk aldı. Baya da mesafe alındı ama daha sonra olduysa oldu karanlık bir araya girerek masayı devirdi.

Kanımca o zaman devletimizin içine sızan FETÖCÜ’ lerin biz her yerde varız siz anlaşma yapmayın diyerek PKK ve HDP yi vazgeçirmiş olmalılar ki  süreç gayet başarılı giderken birden ters düz oldu.

Zaten 15 Temmuz’dan sonra HDP eş genel başkanı Demirtaş yeniden barış görüşmelerine balansın tezi aslında FETÖ’cüler ve ABD bizi kandırdı.

Bir şans daha verin demek olarak algıladım ben.  Ancak Devlet bu talebi dikkate bile alamadı. Bence halka yansıtmadan istihbarat teşkilatımız bütün şartlarını sunum tek silahlı PKK lı ülke sınırlarında kalmayacak. Bir daha eylem yapmayacaksınız özetle talepleri ne ise söyleyecekti.

Onlarında kabul edilebilir özgürlük ve demokrasi içerikli taleplerinden yapılabileceklerine evet yapılamayacaklarına hayır demeliydi diye bir düşüncem var. Belki de el atında demiştir ama bize yansıyan bir şey olmadı.

Tabi ki TSK ve emniyet güçlerimiz mücadele edecek ama siyasilerimizin de  ülke menfaati gözeterek MÜZAKERE kısmını devre dışı etmemesi gerekir. Bu ülkenin gelişmesi ve için barış, huzur ve kardeşlik şart.

Bugün kırmızı ette SIRBİSTAN’a muhtaç olduysak bunun nedeni Van’ın, Bingöl’ün, Kars’ın, Muşun, Mardin’in dağlarında büyük ve küçükbaş hayvanların besleniyor olmamasına bağlı olduğunu bilmemiz lazım.

Karınca kararınca naçizane düşüncem sadece terörün bitmesi için Mücadele değil aynı zamanda müzakere kapıları da açık olmalı.

Türkiye Cumhuriyeti adına yetkili kurullarımızın öne süreceği şartlara uyarlarsa adil, doğru dürüst bir çalışma ile akan kan durdurulmalıdır artık.

Er yada geç bu süreç müzakeresiz  bir şekilde sulha ermeyeceği kanaati ben de hakim.

Özetle bu sefer daha dikkatli ve istihbaratımız tarafından kapalı kapılar ardında yapılacak çalışmalar ile  mücadelenin yanına müzakere şıkkı da eklenerek ülke şartlarını yerine getirirseniz daha fazla kan akmaz der ve çözüm bulması çok daha sağlıklı bir yol olduğu kanısı var bende. 

Analar ağlamasın, ülkemizin enerjisini ekonomiye ayırsın ve bizi birbirimize kırdırmak isteyen şer odaklara pirim vermeyelim derim ben.

Kardeşinin şehit haberini vermek isteyen ekibe kapıyı açıp kardeşiniz şehit oldu haberini almak istemeyen ablanın kapıyı açmamasından kim mutluluk duyabilir ?

Yüreğim kan ağlıyor… Yeter artık bu ülkenin evlatları daha iyi şeylere layıktır.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner