Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maç bitti sözüne CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın da futbol terimleri ile cevap verip maçın ilk yarısında siz ofsayt’tan bir gol attınız ama maçın daha ikinci yarısı var diyerek cevap vermesi güzel bir çıkış ama referandum’un sonucu değişmeyecek gibi geliyor bana.
Bundan dolayı da enerjimizi bununla harcamak yerine daha faydalı işlere bakmak lazım diye düşünüyorum.
Aslında burada çalışılırsa demek ki başkanlığın Ak Parti için garanti olmadığı da ortaya çıktı.
HDP’nin eş genel başkanları içerde olmayıp çalışabilselerdi aradaki 2.5 puanlık farkın kapanacağı da mümkün göründü.
CHP,HDP ve Hayır cephesinin partileri iyi çalışsın halkın aklına cebine hitap edecek projeler üretsin ve 2019’da güçlü cumhurbaşkanını onlar almaya çalışsın.
Rekabet olursa halk da fayda sağlar. CHP olmasaydı geçen seçimde asgari ücret 1.300 TL olmayacaktı.
Partiler ne kadar güzel çalışırsa halk o kadar fayda sağlar. Ben rekabetten yanayım.
EVET cephesinde Erdoğan ve Yıldırım içten çalıştı diğerleri “MIŞ” gibi yaptı
Kim ne derse desin yayın gurubu olarak Mecliste referandum kararı çıkar çıkmaz bizler İstanbul’un 39 ilçesinde “Yarın Referandum sandığı önünüze gelirse oyunuz evet mi olur hayır mı neden” ? diye 3.124 seçmene soru sorduk.
İlk günden beri ister evet çıksın isterse hayır aralarında çok fark olmayacağını 1 ile 3 puan arası bir fark ile sandıkta sonuç çıkacağını tahmin ettik. Sonuçta öyle tecelli etti.
Ak Parti’nin reklamlarında hayat yoktu. Teşkilatlar’da samimi ve sonuca hizmet edecek çalışmalar yeterli değildi. Ev sohbetlerini maşallah kendi kendilerine yaptılar. Tabi bu samimiyetsizlikler de sandık sonuçlarına yansıdı. Bunları derken bütün ilçeler çalışmadı demiyorum. Ama genel olarak çalışma iyi değildi.
Ak Parti küllerinden doğabilecek mi peki ?
Fıtrat gereği her canlı doğar, yaşar ve ölür. Bunu değiştirmek kimsenin elinde değil. Ancak Ak Parti’nin 2023 ,2053 ve 2071 hayalleri var iken henüz 2023’e bile gelmeden 7 Haziran 2015 ‘de yapılan genel seçimde tek başına hükümet için lazım olan 276 vekil verilen 258 vekilde kalıp hükümet kuramadılar.
CHP,MHP ve HDP anlaşıp hükümet kuramadıkları için Ak Parti’nin kurucu genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan bu eksikliği gördüğü için CHP ile 45 gün yapılan İSTİKŞAFİ görüşmelerde bir sonuca ulaşılması adına ciddi bir çaba sarf etmeyerek nasılsa diğer partiler biz olmadan hükümet kuramayacaklar diyerek risk alıp ülkeyi 1 Kasım 2016’da yeniden seçime götürdü. Seçmen’de MHP ve HDP ye biz size yetki verdik ama siz hükümet kuramadınız diyerek MHP’nin vekil sayısını 80’den ,40’a düşürdü.
HDP’nin vekil sayısını da 80 den 60’a düşürdü. Bu iki partinin kaybettiği vekillerin % 95’i Ak Parti tarafından kazanıldı. Ak Parti’de 7 Haziran 2015 ile 1 Kasım 2015 arasında geçen 5 aylık sürede 258 vekilini 316’ya çıkarmayı başardı. Bu başarı Ak Parti’nin yeni bir katkı yaptığı için değil l Muhalefetin acizliğinin seçmen tarafından cezalandırılması sonucu oldu.
Ak Parti 7 Haziran’da 950 TL olan asgari ücretin 1.300 TL olmasının mümkün olmadığını söylemişti. Ama 7 Haziran’da seçmeden kırmızı kart görünce 950 TL olan asgari ücreti 1 Kasım’da 1.300 TL çıkardı. Gerçi bu Popülist düşünce üreticinin maliyetlerine yansıdığı için çok kişi yine işsiz kaldı.
Ak Parti artık genç seçmen başta olmak üzere insanlara köprü, yol, okul, havalimanı yaptım diyerek oy isterse ciddi bir karşılık göremeyecek. Çünkü genç seçmen zaten bu senin görevin.
Sen bana görevin dışında ne güzellik yaptın sorusunu soruyor. Bu da genç işsizliği ne kadar aşağı çektin ? Teknolojiye ne kadar yatırım yaptın ? Sana oy verirsem benim hayatımda ne değişecek başta olmak üzere aklı başında sorular sorup cevabını almak istiyor. Ak Parti kurulduğu zaman 4 yaşında olanlar artık bu seçimde oy kullandı.
Bu nesile kuyruklar vardı, yol yoktu, köprü yoktu ben onları yaptım sende bana oy ver demekle oy alamayacağını bilmesi gerekir.
Ak parti gençlerde, eğitimlilerde oy almayı başaramazsa değil 2023’ü 2019 da yerini koruması artık çok kolay değil. Bugünden İstanbul başta olmak üzere teşkilatlarda samimi, içten ve köklü bir değişiklik yapmazsa korkarım ki 2023 vizyonu 2019 da son bulacaktır. Bu değişiklik ve kendine gelme süreci İMAR’dan başlayıp seçim kanununa kadar bir çok değişikliği içermelidir.
Kısaca Ak Parti Artık % 100 ilk fabrika ayarlarına dönemez. Ama o ayarlara yakın bir yerlere gelemezse korkarım ki 2019 seçiminde gerek güçlü cumhurbaşkanlığını gerekse de meclisteki çoğunluğunu devam ettirmeyecek gibime geliyor.
Çünkü her ne kadar pembe tablolar sunulsa da artık fiili durum ile söylenen arasında fark oluşmaya başladı. Sadece inşaatlar ile de kalkınma olmaz.
Türkiye’nin Tarım, Eğitim ve Dış Politikası behemahal düzene sokulmalıdır. Suriye rejimi dahil ne kadar örgüt var ise Türkiye aynı anda hepsi ile kavgalı olmayı başarmış durumda.
En basiti şu an % 10 baraj sistemi Ak Parti’nin işine geliyor diye bu adaletsiz sistemi düzeltmeyip devam ettirmesi kabul edilmez. Gün gelecek DYP ve ANAP gibi Ak Parti’de bu hatasının bedelini yine kendisi ödeyecek.
Ak Parti içinde bir an önce “Emri Bil Maruf Nehyi Anil Münker” yani iyiliği emredip kötülükten alıkoyma süreci başlatılmalıdır.
2009’ a kadar ilçe, il teşkilatında görev yapan bir kişi olarak ben üzerime düşen kötülükten alıkoyma ve iyiliği emretme vazifem gereği Ataköy sahili başta olmak üzere insan yaşamını tehlikeye atan bir çok yere imar vererek halkın yaşamını TOKİ ve EMLAK konut marifeti ile tehlikeye attınız. Bir an önce bu hatanızdan dönün ve halktan hellalik dileyin demek isterim.
Alında bu konuda yazılacak o kadar çok şey var ki burada yazmak yerine Parti büyüklerine bir rapor yazıp göndermeyi de düşünmekteyim ama güçlü bir şekilde iktidara gelen partiler seçmenin sesine kulak vermezler düşüncesi beni bu fikrimden alıkoyuyor.
Kim ne derse desin Kemal Kılıçdaroğlu kıt kaynaklarla iyi iş çıkardı
Malum hayır cephesinin CHP’den sonra en büyük oy sahibi partisi hiç şüphe yok ki HDP idi. Ancak HDP’nin 2 eş genel başkanı Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere Partinin sahip olduğu vekillerin yarısı zindana atılmıştı.
Aslında bu vekiller içeri atılmadan da yargılanabilirdi ama ne hikmetse yargı da çok özgür şekilde karar veremiyor. FETÖ’ye destek verdikleri gerekçesi ile içlerinde ham çökelek Atilla Taş’ın da olduğu 12 kişinin serbest kalma kararını veren hakimler anında görevden alındı.
Bu şartlar altında başka hakimler içerde olmaması gerekenler için tahliye kararı verebilir mi ? Şahsen ben hakimlerin % 90’ının tahliye kararı verdi diye görevden alınan ve verdiği karar da uygulanmayan hakimleri görünce kolay bir şekilde tahliye kararı veremeyeceklerini düşünüyorum.
Bu düşüncemi sadece 12 tane gazeteci içinde söylemiyorum. Yargı ve basın özgür olmadığı zaman toplum da çürüme başlar.
Bu satırları yazarken korkamadım dersem yalan olur. Defalarca dönüp okudum acaba birisi bana bunları yazdım diye adlarını ve suçlarını dahi bilmediğim haklarında tahliye kararı verilen ama uygulanmayan 12 gazeteciyi koruduğumu söyler mi diye düşünmedim dersem yalan olur.
Adalet Herkese Lazım
Adalet herkese lazım. Hakimler verdikleri kararlardan dolayı yargılanıp görevden alınacaksa orada kimse karar veremez. Zaten yavaş işleyen adalet iyice durur.
Ne olur işimize gelmiyor diye devletin son olaylardan sonra falan abi dedi filan sorumlu istedi demeyen hakimler hariç Cumhuriyetin gerçek hakimlerinin verdiği kararları artık kabul edelim derim. Aksi halde hayat yaşanmaz olur.
Bazı dostlarım Ak Parti’yi eleştirdiğim için alınabilirler. Ama eleştirilerimden faydalanılıp gerekli dersler çıkarılırsa 2019’da kötü rüyalar görmez aksi halde 2023’e veda etmek zorunda kalacağını tahmin etek zor değil.
7 Haziran 2015 ve 16 Nisan 2017’de kurulan sandıklar 2023’ün çanta ‘da keklik olmadığını önümüze koymaktadır. 2019 Kasım ayında yapılacak olan seçimlere şu an 2.5 sene var bugünden başlamak kaydı ile Ak Parti kendi içinde sağlıklı bir muhasebe yapmaya başlarsa ancak seçimde kendisine gelmiş olur. Benden demesi. Bir çok kimse bu tavsiyelerimden faydalanmayabilir ama seçmeni seçimlere 3 ay kala hatırlamak ve sloganik eylem ve söylemler ile seçimi alabilmeyi düşünmek artık çok ama çok zor…
Artık Hacı Google ve herkesin kendi televizyon yayını yaptığı bir çağdayız. Mehmet anca dedi ben A partisine oy veriyorum deme devri bitti.
Babası bile artık kızına şu veya bu partiye oy ver diye dikte ettiremiyor. Yeni nesil nereye oy verdiğini artık anne ve babasına bile söylemiyor siyasiler gençlere DİKKAT ETSİN…
İstanbul Times / Hüseyin Çetiner / 22 Nisan 2017