Emevilerin satılmış valisi zalim Haccac bin.Yusuf Sakafi'nin kardeşi Muhammed bin.Yusuf Sakafi  Yemen'in emiri,Amiri ve hakimiydi.. Kardeşi Haccac gibi zalimdi.Hz Ali'ye  karşı herkesten daha fazla kin ve nefret duyan bir aileden geldiği için onun vaktinde minbere bir hatip ederek, Hz Ali'ye (k.v) durmadan sebbettirdi,küfür ederdi.Hiç kimse ona söz söylemeye cesaret edemezdi.

Olayı kahramanı olan Mumin Vehep bin Meniyye şöyle anlatıyor;

Gece vakti onun elçisi, benim kapımı çalarak dedi ki:

Şimdi seni emir huzura çağırıyor!

Ben korktum! Düşündüm ki, gecenin bu vaktinde beni neden çağırsın? 

Acaba bana eziyet etmek için mi beni istiyor? 

Gelen adama:

Bana biraz müsaade buyur vasiyetimi yapayım da öyle gidelim dedim."

Gelen adam;

 Hayır sana mühlet yoktur, benimle hemen geleceksin dedi.

 Mecbur kaldım o, şahısla yola çıktım. Muhammed bin. Yusuf Sakfi  karşısına geldim. 

Muhammed bin. Yusuf Sakfi, beni görünce dedi ki:

 Ey Vehep, benim meclisime gelmekte neden geciktin?"

 Dedim ki; "Ben zayıf, ihtiyar oldum, eskisi gibi hareket edemiyorum,hem rahatsızdım, özür dilerim."

 Muhammed bin Yusuf Sakfi bana dedi ki; 

Söyle bakalım Ali,üç büyük halifeye ne yaptı, üçüncü halife Osman Bin Affan'ı neden öldürdü.Basra savaşında Ümmül müminin Ayşe'ye nasıl hakaret etti..? 

Sıffiyn savaşında Şam halkına ne yaptı..?

"Bunun için sana şunu emrediyorum! 

Ali'ye her gün lanet et, benim evimde toplanan ahalinin huzurunda onların kalplerinde kin uyandır.Sana lazım gelen bahşişi ben vereceğim."

 Bende ona dedim ki; 

"Ey Emir bu işi ben nasıl yapayım?

Zira Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

Ali Bin Ebi Talib'in muhabbetini bize emrediyor.Ali'yi seven beni sever beni sevende allah-ı sever. Ali'ye düşman olan bana düşman olur,bana düşman olanda Allah kiyamet gününde azap verir."

  Muhammed bin. Yusuf Sakfi dedi ki;

"Bırak bu boş sözleri, benim dediğimi yapmazsan seni öldürürüm."

 Bende dedim ki;

 "Beni parça parça doğrasan yine dediğini yapamayacağım."

Bu cevap üzerine, beni zindana hapsetti.Sabah olunca meclisi halk ile dolunca,beni çağırttı.Sözlerini tekrarladı.Ben de evvelce verdiğim cevabın aynısını ona tekrarladım. 

Muhammed bin. Yusuf Sakfi; şu adama vurunuz diye bağırdı.

Beni taziyane kamçı ile o kadar vurdular ki bayıldım.Beni oradan kaldırıp hapsettiler. Sırtımdan kan akıyordu.

Ertesi gün tekrar beni huzura çağırdı.. 

 Muhammed bin. Yusuf Sakfi bana dedi ki:

 "Ey müşrik kendi canını koru, Ali'ye küfret!

 Ve beni dövmeye başladılar.Bana o kadar vurdular ki, ben yine bayıldım.

Üçüncü gün beni tekrar çağırttı! Yürümeye takatım kalmamıştı. Adamlarından ikisini gönderdi, kollarımdan tutarak beni o şakinin karşısına çıkardılar.

 Bugün üçüncü gün, eğer yine sövmezsen yarın kılıca müracaat edeceğim dedi."

Bende şöyle dedim;

"Ey Emir bana küfret diyorsun, halbuki 

Allah'ın Peygamberi (s.a.a) şöyle buyuruyor:

 Men küntü mevlah fe haza Aliyül mevlah.. 

Ben kimin Mevlası isem, Ali'de ona Mevladır."

 Muhammed bin Yusuf Sakafi  bana şöyle dedi;

"Bu hadisi sana söyleyen yalan söylemiştir.Senin için kamçı kılıçtan daha iyidir.Zira kılıç bir defada öldürür kurtulursun."

Daha sonra beni o kadar dövdüler ki, yine bayıldım.Tekrar beni zindana attılar. Zindanda bir müddet baygın yattım.Biraz sonra uyanmışım, tekrar uyumuşum. Rüyamda gördüm. Hz Ali (k.v),Hz Hasan  ve Hz Hüseyin  başımın ucuna geldiler. Hz Emirül Müminin bana iltifat etti.Elini benim yaralarıma, arkama başımdan ta ayaklarıma kadar çekti.Ve bana buyurdu ki:

"Ya Vehep,bundan sonra o zalim sana eziyet edemeyecektir. Muhammed Bin Yusuf pek yakında helak olacaktır. Merak etme, o cezasını çekecektir."

Ve devamında Vehep diyor ki:

"Ben uykudan uyandım.Hiç bir derdim,azarım kalmadığını hayretle gördüm.Güya bana asla taziyane vurulmamış,ben yaralanmamış gibi olmuştum.

Muhammed bin. Yusuf Sakafi'nin  adamları tekrar zindana geldiler beni o eşkiyanın yanına götürmek istediler.

Çekilin benim yanımdan dedim, ben kendim yürürüm. Ayağa kalktım, onların yardımına luzüm kalmadan Muhammed Bin Yusuf Sakafi habisinin yanına gittim.

O,Hunnak hastalığına tutulmuş,nefes alamıyordu. Boğuluyor gibiydi. Başını duvarlara vuruyordu,bayılıyor ve bazen aklı başına geliyordu. O zaman yüksek sesle bağırdı.

 "Ya Emirül Müminin Ya Emirül Müminin beni affet,beni affet diye bağıriyordu...

Beni görünce de başını adamlarına çevirdi ve dedi ki:

"Bu Vehebi serbest bırakın,bu Vehebi serbest bırakın terhis edin,nereye isterse oraya gitsin.Zira Aliyel Mürtaza Ebu Turab,Vehebi serbest bırakın diye bana emir verdi."

Bunun üzerine beni serbest bıraktılar.

Üç gün içinde Muhammed bin. Yusuf Sakafi laini öldü.Canı cehenneme vasıl oldu.O melunu kefenlediler, kabir kazdılar. Mezara indirmek istediler ancak gördüler ki; mezarda siyah bir yılan yatıyor, yılanı öldürmek veya dışarıya atmak istediler.Onunla baş edemediler. O kabri bırakıp başka bir kabir kazdılar, bir de ne görsünler, bu yeni mezarda aynı yılan yerleşmiş duruyor. Velhasıl altı kabir kazdılar, yılanı kabirlerde gördüler. Kimse kabire inmeye cesaret edemedi. Cenazeyi kabrin üzerine getirdiler. Aşağı indirmek isterken birden bire yılan başını uzattı ve kefene sarıldı kefeni şiddetle aşağı çekti. Cenaze kabre düştü ve yılan hemen kefenin içine girdi.O halde toprağı dökerek mezarı doldurdular.

 Ehlibeyte kin ve nefret duyanlar,onlara  küfür edenler ehli beyt dışında veli edinenler Ehli beyt  taraftarlarına zulmedenlerin azabı, kabirde böyle yılanlar tarafından yutulmak suretiyle azabı başlanacaktır...

YanıtlaYönlendir