Seçmen başbakanı dinledi 

30 Mart 2014 yerel yönetim seçimleri hayırlısı ile bitti. Herkes alması gereken dersi sandıkta aldı diye düşünüyorum.
Bir çok kimse 17 Aralık Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasından dolayı Ak Parti’nin ciddi bir yara alacağını düşünüyordu.

Aksine ben İstanbul’un 39 ilçesi içinde Beylikdüzü ve Başakşehir’in CHP ye,Büyükçekmece’nin de Ak Parti’ye geçmesi dışında çok büyük bir değişiklik beklemiyordum. 

Beylikdüzü öngörüm gerçek oldu. Ama doğrusu BAŞAKŞEHİR tahminim ve öngörüm tutmadı. Tabi tutmamasının da bazı nedenleri var. Birincisi Saadet partisinin 29 Mart 2009 tarihli yerel yönetim seçiminde aldığı oy oranı olan % 11.70 yerine 30 Mart 2014 seçiminde sadece % 3.1 oy aldı.

Saadet Partisi Başakşehir ilçe belediye başkan adayı Neşet Çevik ve ilçe başkanı Yusuf Güşen belediye başkanlığını alacaklarını her konuşmasında ifade etmelerine rağmen eski oyları olan % 11.70’in ancak % 25’ini alabildiler. 

Ak Parti Başakşehir ilçe başkanlığı ve Mevlüt Uysal'ın seçim başarısını kutluyorum

Bu açıklamayı Ak Parti’nin seçim başarısını küçümsemek ve işi başka yönlere çekmek için söylemiyorum. Benim sadece yaparken baz aldığım 29 Mart 2009 seçimindeki parametrelerin çok değiştiğini vurgulamak için yazdım.

Cemaatin 25 Mart ve 30 Mart tehdidi işe yaramamış olacak ki Ak Parti oyunun üstüne oy katarak güçlendi.

Cemaat ve Ak Parti hakkında ilginç bir benzetmem var
 

Filmin ismini tam hatırlamıyorum ama muhtemelen “iyi kötü Çirkin” filminde bir gurup kovboy hep birlikte bir altın hazinesinin peşine düşerler.İşin en ilginç yanı bunlar her hazineye yaklaştıklarından kendilerine daha çok pay düşsün diye bir arkadaşlarını öldürüp kalanlar hazineyi aramaya devam eder. 

Ganimete yaklaşıldıkça kovboy sayısı azalır. En son konuştukları bir kişi aradıkları şeyin 10 bin mezarın olduğu bir mezarlıkta olduğunu söyler.

Hazine peşindeki kovboyları buraya gönderir. Mezarlığa gelen son iki kovboy tarif edilen özellikteki mezarlığı açar ve altını bulurlar. Bu altın hazinesi tek benim olsun düşüncesi ile aynı anda silahlarını çekip birbirlerini vurur ve hazine her ikisine de kalmaz”.

Cemaat hükümet kavgası Müslümanlar arasında derin yara açmaz inşallah

Hükümet ve Cemaat anlaşarak önlerinde engel olarak gördükleri TSK’yı bir şekilde demokratik ülkelerde olduğu gibi asıl mecrasına çektiler. Yapılan anayasa değişikliği ile parti kapatma zorlaştırıldı. Kısaca Cemaat’ de Ak Partide yaptıkları işbirliğinde bazı konularda kendilerini rahata aldıklarına inandılar.

Bunun bir nişanesi olarak artık kendisini sağlamda gören cemaat daha önce isimleri farklı olan bir çok kolejini (Burç) Fatih koleji ismi altında birleştirdiği günden sonra Artık darbe ve TSK tehlikesinin olmadığına inandı.

Hükümet de kendisini eski TSK baskısı altında görmeyince cemaati artık eskisi kadar faydalı görmeyince kaşının üstünde gözün var babında basit bahanelerle kavga etmeye başladılar.

Başbakan geçen yıl Türkçe olimpiyatlarında Fetullah Hocayı yere göğe sığdıramazken kavganın ortaya çıkmasından sonra ise bir çok itham ile Hocaefendiyi suçladı.

Hocanın dinlerarası diyaloğ fikrini hiç sevmem ama bu kadar da rencide edilmesine üzülüyorum 

Fetullah Hocanın dinler arası diyaloğ fikrini ilk yıllarından beri RED ederim. Hele Mavi Marmara uluslararası sularda İsrail komandoları tarafından kuşatılıp 9 şehit verdiğimiz üzüntülü olayda neden meşru otorite olan İsrail’den izin almadınız sözü ile de beni derinden yaralamıştı. Ama bu benim bir alim’e hakaret etmemi gerektirmez.
Bu kavgada İsrail galip, Ak Parti ve cemaat mağdur alacak…

Başbakan direk söylemezse de sanki Cemaatin gizli servis odakları ile işbirliği yaparak ülkemizin sırlarını dış ülkelere sattığını ima hatta imadan öteye İddia eder oldu. ALLAH’da biliyor İsrail anlattığım üzere bizim vatan evlatlarını çarpıştıracak ve arkada el ovuşturarak bir taş ile iki kuşu nasıl birden vurduk diyecek bakında görün tarih bunu yazacak.

STV bir çok dizisinde kürtleri basit ve kaba gösterdiğini 3 sene önce yazdım o zaman kimsede tık yoktu başbakan daha yeni bu konuya parmak bastı

Samanyolu Tv yayınladığı bir çok dizisinde Kürt vatandaşlarını cahil,kol kadar bıyık,Türkçe konuşmayı bilmeyen,acımasız tipler olarak gösterdiğini TAM bundan Üç yıl  önce yazdım. Gecen senede daha Paralel söylemler  vs.yok iken ZAMAN Gazetesinde aynı zamanda BİRA üreticisi de olan Anadolu Grubunun bir bankasının reklamını yapınca ciddi bir haber yaparak ZAMAN para için şeytana uydu diyerek olayı kınadım.

Gazetenin genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlıyı aradım telefonuma dönüş bile yapmadı. Bugün başlarına gelen felaket ALLAH'u alem belki de İslami hassasiyetleri kullanarak paraya kavuştuktan sonra misyonlarına aykırı çalışmalarından dolayı bu sıkıntıları yaşamış olmaları muhtemeldir.

Sakın bu sıkıntılar başlarına geldi diye yazıyorum sanmayın. Bizim iki veya üç sene önce çıkan sayılarımızda bu eleştirlerim var. Rabbim  bu kavgada İslamiyeti ve Müslümanları korusun diyorum.

İstanbul’da 30 Mart 2014 Mahalli idareler seçimi ile vatandaş ne demek istedi ?

Vatandaş sandıkta şu mesajı verdi Ey Ak Parti İstanbul’un 25 ilçesini sana verdim. CHP’ye de eski ilçelerine ek olarak daha yeni kazandıkları Beylikdüzünü armağan ettim mesajı verdi. Başbakan bu seçimi profesyonel bir şekilde genel seçim versiyonuna sokmasaydı, Ak Parti Küçükçekmece’yi, Başakşehir’i,Esenyurt başta olmak üzere bir çok yerde seçimi kaybedebilirdi.

Başbakan’ın bu seferki balkon konuşması eskilerinden farklı 

Daha önceki seçimlerde başbakan bir çok haksızlığa uğradığı  halde seçim akşamları yaptığı balkon konuşması kapsayıcı ve kuşatıcı olurdu. Ancak bu sefer Cemaatte alenen meydan okudu. Acımamız olmayacak kaçmamaları için suç duyurusunda bulundum dedi.

Ben cemaatçi değilim. Herhangi bir yakınımız da cemaat içinde değil.İşler ters gidince daha önce tek kelime etmeyen bir çok kişinin bülbül kesilmesi de çok hoş gelmiyor bana. Ya sürece katkı yapmak için konuşmak gerek yada susmak. 


İstanbul Times / Hüseyin Çetiner