Sizi fazla bekletmeden hemen söyleyelim; olamaz…

Hakkında çeşitli iddialar ortaya atılsa da Mustafa Sarıgül’ün iletişiminin çok iyi olduğunu rahatlıkla belirtebiliriz. İç dünyasını bilemeyiz, bilmediğimiz için de hüsn-ü zan’da bulunmak durumundayız…

Sarıgül’e “Her kalıba uyuyor. Bir gün cemaat evinde, diğer gün kilisede, bir başka gün sinagogda” şeklinde eleştiri getirenler var…
Bir siyasetçi için bundan doğal ne olabilir ki? Partisinin oyları yetmeyeceğine göre diğer taraflara da kendini beğendirip oy isteyecek. Biz bunların hepsini normal karşılıyoruz…

Ancak şu var; Kaptan (Sarıgül)’ın direksiyonuna geçtiği otobüs (CHP) 1940 model…

Kim böyle bir otobüsle yolculuk yapmak ister?

Hadi kaptanın hatırı için konfordan vazgeçtik, peki güvenlik sorununu ne yapacağız, her an kaza yapma riskiyle uzun yola çıkmayı kim göze alabilir?

Sarıgül, yıllardan beri sergilediği tavırlarıyla “Her kesime aynı mesafedeyim, her görüşe, her inanışa saygım var, seçimi kazanırsam belediye çalışanlarına söz veriyorum, kimse yerinden oynatılmayacak” şeklinde demeçler veriyor. Lakin gel gör ki, partisinin sabıkası kabarık !
Eski Genel Başkan Deniz Baykal da, Sarıgül gibi aynı türden demeçler vermiş, bununla yetinmeyip çarşaflı üyelere rozet takmıştı. Sonrası malum; CHP’li bazı kadınlar çarşafları yerlere atıp üzerine basarak bu açılıma tepki göstermişlerdi…

Hadi “O tahammülsüzlükler gerilerde kaldı, şimdi yeni bir genel başkan(Kemal Kılıçdaroğlu) ve yeni bir ekip oluştu” diyelim...Zihniyete bakıyoruz; aynı hamam aynı tas… Tahammülsüzlük, hoşgörüsüzlük yine aynı tonda devam ediyor. CHP parti olarak başörtüsüne “tamam” derken bazı milletvekilleri bu özgürlüğün iptali için yine yargının yolunu tutuyor...

Şimdi bu durumda; Sarıgül, kırmızı gül, güller arasında hangisini getirirsen getir, kim inanır bu vaatlere?



KADİR TOPBAŞ’A DA BİR SÖZÜMÜZ VAR!

İBB Başkanı ve AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Adayı Kadir Topbaş’ın ilk adaylık dönemindeki seçim çalışmasını hatırlayamadığım için bir yorum yapamıyorum ancak şimdiki durum için şunu söyleyebilirim; Ayaklarınız biraz yene bassın!

Aslında bu öneri birçok AK Partili aday için de geçerli…

CHP İBB Adayı Mustafa Sarıgül, yerel basın için Cevahir Otel’de özel bir basın toplantısı düzenledi. Katılım yoğun olunca, “Bize 100 gazetecinin geleceği söylendi buna rağmen 150 kişilik yemek hazırlattık. Ancak ilginin daha fazla olması, gazeteci arkadaşlarımızın ayakta kalması beni son derece üzdü, bu nedenle izin verirseniz bu toplantıyı önümüzdeki haftaya daha büyük bir salonda gerçekleştirelim” dedi. Bu arada yerel basına verdiği önemi de birkaç cümle ile özetledi... 

Bakın bu seçim stratejisi Sarıgül’e ne kazandırıyor ? 

İstanbul’un genelinde yayın yapan yaklaşık 200 gazetede Sarıgül’ün çarşaf çarşaf haberleri çıkıyor. Partisi problemli olsa da Sarıgül, üslubuyla insanların gönlüne girmeye çalışıyor… 

Ulusula baktığımızda birkaçı Hükümeti ve dolayısıyla Kadir Topbaş’ı destekliyor. O gazetelerde de Kadir Bey’in hizmetleri küçük küçük haberlerle geçiştiriliyor. Topbaş’ın yaptığı; büyük paralar verip ulusal gazetelerde reklam yayınlatarak vatandaşı etkilemek…

Bu yöntem de iyi ama yeterli değil…

İşte bunun için yerel basına, en az rakibi Sarıgül kadar Kadir Bey’in de önem vermesi gerektiğini hatırlatıyor, 30 Mart’taki seçimi, başta İstanbul olmak üzere bütün ülkeye hayırlara vesile olacak adayın kazanmasını Yüce Allah’tan diliyorum…

İstanbul Times / Müslüm Aktürk