Düşünsenize DYP’nin % 10 luk baraj engeline takıldığı seçimde tam 9.9 oy almıştı. İktidar da iken bu barajı düşürmeyi veya aşağı seviyelere çekmeyi düşünmediği için kendi ellerini kaldırabileceği engeli kaldırmadığı için gün geldi o engele takılıp meclise giremedi.
Dünya’daki demokratik ülkelere baktığınız zaman hiç birisinde % 10 luk bir baraj yok. Bu ne demek biliyor musunuz , % 9.9 oy alan partiye kusura bakma senin meclise girmemen için koyduğumuz engeli aşamadın senim oyların en çok oy alan partiye geçecek demek SİYASİ  AHLAKSIZLIK DEĞİL DE NEDİR  ? 

Ak Parti neden barajın düşmesini istemez ?

Ak Parti kurulduğu zaman 3 Y ile mücadele edeceğini sık sık ifade ederdi.  Neydi bu 3 Y ,
Yolsuzluk,yoksulluk ve yasaklar. Peki bugüne kadar bu üç konuda yeterli başarıyı gösterdiği söylenebilir mi ? Bunun takdirini siz okurlarıma bırakmak isterim. 
 
Ancak baraj da bir yasaktır. Ki bu barajı 1982 anayasasına koyan da Darbeci Kenan Evren’dir. Adamı Darbe yaptı diye yargılayıp mahkum ediyoruz ama  bal gibi yasak olan seçim barajını da kaldırmak veya aşağı çekmek için hiçbir siyasi parti darbeden bu güne kadar bir şey yapmadı.        

Ak Parti de diğer partiler gibi baraj konusunda kılını kıpırdattığını ben görmedim. Çünkü % 10 baraj işi en çok oy alan partiye yarıyor. Ak Parti de en çok oy aldığı için bu sistemin değişmesinden yana gibi görünmüyor.

Baraj olmazsa veya % 5’in altına düşerse en basiti HDP’nin etkili olduğu hiçbir yerde Ak Parti vekil çıkaramayacak. Zaten darbeci Evren Mehdi Zana’nın Diyarbakır da  girdiği seçimde başarı göstermiş olmasından sonra Kürtler seçimde başarılı olmazsın diye barajı getirdiğini kendisi bir konuşmasında ifade etmişti.

Ak Parti yöneticileri barajı koyan biz değiliz diyerek topu taca atabilirler ama parti listesinde seçilen bir vekil için örnek vermek gerekirse 40 bin oy yeterli iken belki bağımsız vekil olmak için bu miktar 80 bin oy olabilir.Bu durumu darbeyi ve şiddeti gören kişiler belki  olumlu karşılayabilirler genç neslin bu haksızlığı ömür boyu kabul etmesi düşünülemez.

A veya B Partisi % 9.9 oy alacak ama hiçbir vekil çıkamayacak C ve D partisi % 10.1 oy alacak ve o ciddi bir vekil alacak öyle mi ? Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa demiş ya şair işte o misal. 
  
Barajın olmaması veya düşmesi halinde Ak Partinin tek başına iktidar olmasının ihtimali daha da zorlaşır. Baraj engeli olduğu için HDP parti çatısı altında seçime giremediği için diğer partilerin baraj sorunu olmadığından dolayı onlar 50 bin oy ile bir vekil çıkarırken bağımsız adayların en az bu oyların iki mislini alması halinde ancak vekil olabilmesinde adalet ve hakkaniyet yoktur. 

Bazı kişiler seçim barajı olmazsa güçlü hükümetlerin kurulması zor diyebilir. Ben de bir nebze buna katılabilirim. Ama % 10 luk barajda çok fazla bir. Bu baraj  % 3 veya en fazla  % 5 lik olsa hadi yine çok demokratik değil ama güçlü bir hükümet için göz yumulması mantıklı olabilir.

CHP, Ak Parti daha az vekil çıkarsın diye mi Baraja karşı ?

Barajın olmasının kendi işine gelmediğini düşünen CHP barajın aşağı seviyelere düşmesini istiyor. Bu şekilde Ak Parti’nin tek  başına iktidar olamayacağını düşünen  CHP.nin baraj düşsün  tezine destek vermesine şüphe ile yaklaşıyorum. Eğer CHP Ak Parti’nin yerinde olsaydı seçim  barajının düşmesini ister miydi ? Benim evet isterdi tezine karşı ciddi endişelerim var.

Ak Parti  belki 15-20 vekil kaybedebilir ama seçime şüphe karışmaması için Anayasa mahkemesinin kararını  beklemeden  seçim barajını makul bir seviye  düşürmesi orta ve uzun vadede ülkenin  hayrına bir çalışmadır. Sonsuza kadar birilerini aldatarak ve haksızlık yaparak bir yere varılamaz. 

Adil olan ne ise onu yapmak gerekir. Efendim baraj olmazsa koalisyon hükümeti olur ve ülke iyi idare edilemez tezi de hiç mi hiç doğru b ir yaklaşım değil. O zaman partiler kendi emeklerine değil hak etmedikleri sonuçlara barajlar ile elde etmelerini ben çok adil ve etik bulmuyorum.  

Bu bölümü zulümle abad olunmaz sözü ile kapatmak isterim.

Kazakistan DEVLETİ 23 Yaşında 

Kazakistan Cumhuriyeti Orta Asya Türk Cumhuriyetleri içinde en demokratik olan devlettir. Kazakistan’ ı gidip gezen birisi olarak 23 yılda gerek ticari,gerek sanayi,gerekse de kültür ve sanat alanında çok ilerledi. Bu gelişmelerden rahatsız olan iç ve dış düşmanlar  Kazak Devletini  zayıflatmak adına bir takım kirli oyunların içine girerek demokrasi bahanesi ile bu genç devletin içini karıştırmaya çalışan kişililer olduğunu biliyorum. 

Bunu derken de Kazakistan’da her şey dört dörtlük de demiyorum. Türkiye olarak biz 1923 de kurulduk ve çok partili döneme ancak 1940 küsürlerde ulaşabildik.

Çok partili döneme geçtik diye demokrasimiz tam oldu diyemeyiz

Ülkemizde son yıllara kadar her 10 yılda bir askeri darbe oldu. Kazakistan’da 23 yıl da olanlara baktığımız zaman her gün biraz daha gelişerek kendisi ile birlikte Rusya’dan ayrılan devler içinde en çok gelişen  hiç şüphesiz ki Özgür ve bağımsız Kazakistan Cumhuriyetidir.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbavey kendi ülkesinde demokrasi,kültür,sanat, ticaret  ve diğer bir çok alanda ülkesini dünya ülkeleri içinde hak ettiği yere getirmek adına kendisi,vaileri,dış ülkelerde Kazakistan’ın geleceği için çalışan büyükelçi ve konsoloslarının samimi ve içten çalışmalarına şahit olmaktayım.  

Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi sayın Canseyit Tüymenbayev ’in cansiperhane çalışmalarını yakından görmekteyim. Bir bakıyorsunuz Kazak Şair Abay’in anısına yapılan kompozisyon yarışmasında dereceye girin öğrencilerle beraber sohbet ediyor ve ülkesinin tanıtımına katkı bulunuyor. Bir bakıyorsunuz ülkesinin tanıtımı için diğer bir çok faaliyetin içinde yer aldığını kendi gözlerimle görmüş bir basın mensubuyum.

Genç devletlerin tanıtıma çok önem vermesi gerekir



Kazak Devleti bazı ülkelere ciddi bir tanıtım bütçesi ayırarak çalışmalarını ve Kazakistan devletinin sahip olduğu imkanları halklara anlatmalı. Bu ülkelerin  başında Türkiye, Çin, Rusya,ABD.İngiltere gelmeli diye düşünmekteyim. Kazaklar daha sağlam bir gelecek için  bu ülke haklarına kendilerini anlatmalıdırlar 4 Aralık 2014 Beşiktaş Hotel Shangri-La otelde yapılan gecede yayın grubumuza ilgi gösteren Büyükelçi Canseyit Tüymenbavey’e ,İstanbul Başkonsolosu Yerkebulan Sapiyev,İsatay Suleimanov başta olmak üzere diğer konsoloslara ve gecenin yapımında emeği geçen  herkese teşekkür ederim. Özellikle bize kendisi bizzat davetiye getirme nezaketinde bulunan konsolos İsatay Suleimanov'a canı gönülden teşekkürü bir borç bilirim.

Kazakistan’ı bütün yönleri ile bir makalede anlatmak mümkün değil.  Kazakistan'ın kartalını anlatmak için  onlarca makale yeterli gelmez. Donbra’yı anlatmak o kadar da kolay değil. At Sütünde yapılan Kımızı anlatmak kolay değil. Kazak Turizmini canlandırmak için Türkiye’den oraya ciddi bir turist çekmek için Kazakistan Cumhuriyeti İstanbul başkonsolosluğu planlı ve projeli çalışmalar yapmalı.  

Turister artık kum deniz ve güneş ile yetinmiyor. Farklı yerler görmek ve farklı kültürleri tanımak artık tursitlerin ilgi duyduğu başka bir alan oldu artık.

Aslında Kazakistan ile alakalı sahip olduğum bilgilerin özetinin özetini versem bile değil bir makale belki bir kitap çıkabilir. İleride imkanlar el verirse Kazaklar ile alakalı  bir kitap çalışması bile yapmayı düşünmekteyim. 
Yaşasan Kazakistan… Yaşasın Nursultan Nazarbayev…Nice 23.yıllara…


İstanbul Times / Hüseyin ÇETİNER 5 Aralık 2024