Atatürk’ün Jandarma İstihbarat Subaylarından Teşkilat-ı Mahsusa (MİT) kurucusu ve Türk Polis Teşkilatının da kurucusu olan Mehmet Rıfat Efendi’nin günümüze kadar sakladığı belgelerin Atatürk’ün gerçek mirası ve vasiyetinin halen açıklanmadığını alelade gözler önüne seriyor.
28 Kasım 1938’de yani Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından 15 gün sonra açılan bu vasiyette iki zarf olduğu söyleniyor. Birinin içinde bugün herkes tarafından bilinen 6 maddelik vasiyeti içerdiği, diğerinin ise Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği üzerine, vefatından 50 yıl sonra yani 1988 yılı Kasım ayına müteakiben açılması istediği vasiyetidir. Ankara Ulus’taki Ziraat Bankası kasalarına kilitlenmekle birlikte, anahtar uydurulup açılır düşüncesiyle kasanın ağzı kaynakla kapatılarak beklemeye alınıyor. İşte bu tarihten itibaren bir yetkili tarafından bugüne kadar açılıp açılmadığı konusunda bilgi sahibi olmanın imkânı olmadığı gibi, Mehmet Rıfat Bey’in bugünkü varisleri yani oğlu Alaaddin Tumluer ve Torunu Meriç Tumluer 1963 yılından itibaren gayri resmi olarak makamlara konu ile ilgili “günü geliyor” diyerek bilgiler vermişlerdir. Fakat vasiyetin 1988 yılı Kasım ayına müteakiben açıklanmaması üzerine, 2005 yılından itibaren de konuyu mahkemeye taşıyarak Atatürk’ün 50 yıl sonra açılmasını istediği vasiyetinin açıklanması ve Türk Milleti ile paylaşılması için çaba sarf etmişler. Dava Türk yargısında her defasında takipsizlik kararı verilerek kapatılsa da konunun üzerinde önemle duran Meriç Tumluer babasından aldığı bu emaneti AİHM’ye taşıyarak inatla savunduğu bu vasiyetin açıklanması konusunda mücadelesini vermeye halen devam ediyor…
GİZLENEN VASİYETTE NELER VAR?
Atatürk’ün vefatından 50 yıl sonra açılmasını istediği vasiyette neler olduğu konusunda aldığım bilgiler beni bir taraftan sevindirirken diğer taraftan bu vasiyetin bu güne kadar neden bekletildiği, normalde vasiyetin ölümünden 50 yıl sonrası tarih olan 1988 yılında açılmış olması gerekmektedir. Neden açılmadığı sorusuna da, günümüze ve geçmişe bakarak cevap bulmanın zor olmadığını söyleyebilirim. Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı bir konuşma sırasında bize verdiği bir işaret de ekonomik bağımsızlıktı. Asıl egemenliğin ve savaşın ekonomi alanında verileceğini söyleyen Mustafa Kemal düşünceleri ve eylemleri ile tam bir lider ve devlet adamıydı.
Atatürk’ün vefatından 50 yıl sonra açılmasını istediği vasiyette neler olduğu konusunda aldığım bilgiler beni bir taraftan sevindirirken diğer taraftan bu vasiyetin bu güne kadar neden bekletildiği, normalde vasiyetin ölümünden 50 yıl sonrası tarih olan 1988 yılında açılmış olması gerekmektedir. Neden açılmadığı sorusuna da, günümüze ve geçmişe bakarak cevap bulmanın zor olmadığını söyleyebilirim. Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı bir konuşma sırasında bize verdiği bir işaret de ekonomik bağımsızlıktı. Asıl egemenliğin ve savaşın ekonomi alanında verileceğini söyleyen Mustafa Kemal düşünceleri ve eylemleri ile tam bir lider ve devlet adamıydı.
Bir kere ölen bir insanın vasiyeti ne olursa olsun geride kalanların, kurumların, yetki ve sorumlu olanların ve bu değerli insan, halkının gözünde kahraman olan ve bütün hedeflerine ulaşan MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ise herkes hizaya gelecek verilen son görevi yapmakla mükelleftir. Bu kaçınılmazdır. 1988 yılından beri bu konuda görev alan yetkili kişi, kurum, devlet adamları, Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti`nin Cumhurbaşkanları, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanları Türkiye Cumhuriyeti Hukuk sisteminin bütün yetkilileri ve kurucusu olduğu partisi Cumhuriyet Halk Partisi öyle lafla peynir ekmek gemisi yürümüyor. Böyle sözde rozet ATATÜRKÇÜLÜĞÜ olmuyor. Atatürk yaptıkları ortada bütün dünya saygı duyarken; son isteğini yapmamak gaflettir, hainliktir ve görevi kötüye kullanmaktır. Eski Cumhurbaşkanlarından Kenan EVREN kendisinin 488 sayfa olan bu kitabı okuduğunu ve bir aşk hikayesi olduğunu söyleyerek milletle dalga geçilemez. Eğer bizlerde Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarıysak ve MUSTAFA KEMAL ATATÜRK`ün askerleriyiz diye bağıranlar ortalarda dolaşılmaz. Nerede bizim Müslümanlığımız, emanete sahip çıkmadıktan sonra...
Bizzat Kemal KARABULUT (KILIÇDAROĞLU) 28 YILDIR GİZLENEN VASİYETE sahip çıkmıyorsunuz. TBMM`sine soru önergesi olarak niye getirmiyorsunuz?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ`ın TBMM`sine soru önergesine neden sahip çıkmıyorsunuz?
Neden dava sahibi ALAADDİN TUMLUER ve MERİÇ TUMLUER Beylerle bu konuda görüşmüyorsunuz?
Mersin milletvekili İSA GÖK`e bu konuda dosya bırakıldı. Akibeti hala sonuçlanmadı.
Yalova milletvekili MUHARREM İNCE Bey`in de bilgisi dahilin de olan bu olaylar sinsilesi “körler sağırlar birbirini ağırlar.” Tuz kokmuştur beyler artık kime hizmet ediyorsanız gidin orda mücadelenizi yapın… ATATÜRK`ÜN ASKERİYİM DİYECEKSİN 28 YILLIK GİZLENEN VASİYETİ AKİBETİNİ YOKMUŞ GİBİ DAVRANACAKSIN… Yemezler danışıklı dövüşlere son…
Atatürk’ün Gizlenen Vasiyetinin içeriğinden edindiğim birkaç önemli hususa dikkat çekmek istiyorum. Bu konuda bu tür bilgileri önümüzdeki günlerde de sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Vasiyetin yeni Türkçeye çevrilmiş bir kısım metnini gördüğümde ATATÜRK, TÜRKİYE’DE YOK DENİLEN PETROL SAHALARINI DAHA O DÖNEMDEN TEK TEK ADRESLERİYLE BİRLİKTE BELİRTMİŞ. GAZİ PAŞA, DERİNDE ANCAK PEK ÖNEMLİ PETROL REZERVİNE SAHİP BİR ÜLKE OLDUĞUMUZU AÇIKLAMIŞ...
Ayrıca Mustafa Kemal bir konuya dikkat çekerek şöyle diyor “Ülkenin manevi bataryaları boşaltılmıştır. Büyük Türkiye Hareketi’ne yeniden başlanmalı ve Türkiye Demokratik Cumhuriyetler Birliği yeniden kurulmalıdır ve kesinlikle bu bir gün gerçekleşecektir”…
Mustafa Kemal bu cümleleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ileriki tarihlerde yeniden büyük bir Türk İmparatorluğu olacağının sinyallerini vererek tüm Türkî Cumhuriyetlerin Türkiye Demokratik Cumhuriyetler Birliği çatısı altında toplanacağını öngörüyor…
Atatürk’ün Jandarma İstihbarat subaylarından TEŞKİLAT-I MAHSUSACI ve aynı zamanda “Türk Polis Teşkilatı”nın kurucularından Mehmet Rifat Efendi’nin en büyük mirası 28 Kasım 1938’de yani Atatürk’ün ölümünden 18 gün sonra ikindi vakti saat 15’te Ankara 3. Sulh Hukuk TRK Mahkemesinde açılan bu vasiyetten çıkan iki tane zarf var. Biri herkes tarafından bilinen 6 maddelik vasiyet diğeri ise 50 yıl sonra açılsın diye Ankara/Ulus’taki Ziraat Bankasıkasalarına anahtar uydurulur diye tedbiren kaynakla kapatılan vasiyet!..
Bir aile düşünün 12 Temmuz 1963 yılından itibaren günü geliyor diyerek bu gizli vasiyetin açıklanması için tüm ömürlerini vakfetmişler. Bunlar Alaaddin TUMLUER ve oğlu Meriç TUMLUER...
BU SIRRIN en önemli kaynakları ise Atatürk’ün sıradışı istihbarat subayı MEHMET RİFAT EFENDİ’nin oğlu SELAHADDİN Bey, oğlu ALAADDİN Bey ve torunu MERİÇ Bey.
1988 YILINDA AÇILACAK VASİYETE
KİMLER HANGİ HAKLA EL UZATTI
Alaaddin Tumluer ve oğlu Meriç Tumluer’in ATATÜRK’ÜN GİZLENEN VASİYETİ’nin AÇIKLANMASI için başlatılan çalışmaları 12 Nisan 2005 tarihindeki dilekçe ile ilk duruşma 04 Mayıs 2005 tarihiyle birlikte Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne taşınıyor ve bir dizi 7 celse duruşma gerçekleşiyor. Bu celselerde Baba-oğul Tumluerler’in baştaGENEL KURMAY, MİT MÜTEŞARLARI, TÜM İSTİHBARAT BİRİMLERİ YETKİLİLERİ, CUMHURBAŞKANLARI, TBMM BAŞKANLARI, BAŞBAKANLAR, BAKANLAR, SİYASİ PARTİ LİDERLERİ, MİLLETVEKİLLERİ,İŞ ADAMLARI, neredeyse topçu ve popçuların dahi bilgilendirildiği açıklanıyor ve bizzat evraklar açılıp, okunuyor.
Özellikle Mahkemenin 12/Temmuz/2005 tarihinde görülen 3. celsesindeki; “22.01.1964 TARİHİNDE BÜTÜN tarihi belge, vesika, evrak ve eşyaların Genel Kurmay Başkanlığı HARP TARİHİ DAİRESİ (ki günümüzde ATESE/Askeri Tarih ve Stratejik Araştırmalar Merkezi olarak adlandırılıyor/Hakan Yılmaz Çebi)) Temsilcilerin 1 numaralı kasadaki değerli eşyaların ise 29.04.1964 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığına, Maliye Bakanlığı yetkilileri tarafından usulüne uygun şekilde devir ve teslim edilerek kasaların içinin tamamen boşaltıldığı, kasa anahtarlarının yedekleriyle birlikte Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü Merkez Şube Yetkililerine teslim edildiği Ankara Cumhuriyet Baş Savcılığı’nın 27.05.2005 tarih ve 3/9341 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.” İfadesi 50 yıl sonra bizzat Atatürk tarafından açılması için telkin edilen vasiyete kimlerin, milletin kurumlarındaki nüfuzlarını kullanarak yetkileri dışında, üstelik her fırsatta ATATÜRK İLKE VE INKILAPLARININ BEKÇİSİ OLDUKLARINI söyleyerek suç işleme cüretinde bulunduklarını belgelendiriyor.
Meriç Tumluer bu gelişmeler üzerine,“Heyet Başkanı olan Kurmay Albay Remzi Tetik ve özel yeminli ekibinin İSTİKLAL SAVAŞI TARİHİ ile ilgili hazırlanan yazıya kaynak olabilmesi bahanesiyle teslim, tesellüm tutanakları imzalanarak alınan bu evrakların TADADİ dökümlerinin istetilmesi ve ortaya çıkarılması için dönemin İstanbul milletvekili EMİN ŞİRİN’le birlikte bir dizi çalışmaya giriyor.
DİĞER TARAFTAN MERİÇ TUMLUER, BİR TAKIM ÖZEL İSTİHBARATLARA (!) DAYANARAK BİZLERE, ATATÜRK’ÜN KUTSAL VASİYET DİYEBİLECEĞİMİZ GİZLENEN VASİYETİ İLE İLGİLİ İLK MÜTECAVİZ OLAYLARIN BİZZAT İNÖNÜ TARAFINDAN 1942 YILINDA KASALAR AÇILARAK YAPILDIĞINI DA SÖYLEDİ.
“NETEKİM PAŞA” DARBEYİ NİYE
VASİYET AÇIKLANMADAN ÖNCE YAPIYOR?!
Meriç Bey, Atatürk’ün gizlenen vasiyeti ile ilgili suçladığı bir diğer isim de 1980 DARBERETÖRÜ Ahmet Kenan Evren daha doğrusu tercih ettiği ismiyle sadece KENAN EVREN.
Meriç Tumluer; EVREN’İN vasiyetle ilgisini ise şu ifadelerle açıklıyor:
“17.10.2005 tarihinde 7. Cumhurbaşkanı Sn.Ahmet Kenan Evren’e bir mektup yazarak 10.Kasım. 1988 Yüce Atatürk’ün gizlenen vasiyetinin açıklanması ile ilgili görevli olan yönetici olması açısından gizli vasiyetnameyi okuyup ESKİ TÜRKÇE’DEN YENİ TÜRKÇE’YE TERCÜME ETTİRDİĞİ HALDE hiç kimse okuyamaz ve rahatlıkla ulaşamaz mantığı ile Genel Kurmay Harp Tarihi Stratejik Ekipler Dairesi Başkanlığına bizzat saklatması üzerine, 16. Mayıs. 1990 tarihli Sabah gazetesinde yer alan haberi halen tekzip edememiş...”
Meriç Tumluer devam ediyor:
“Bu konuda ihmalinin olduğunu belirtmek için (Kenan Evren) kendisiyle bizzat karşılıklı görüşmek üzere randevu talebimi belirten 3 sayfalık bir mektup yazıldı. Gizli Vasiyetin varlığı ile ilgili Aytunç ALTINDAL’ın yazısı, ATV ana haberde canlı yayında Murat BİRSEL’e bizim verdiğimiz bilgiler sonucu yaptığı röportajda YÜCE ATATÜRK’ÜN OKUYUP NOT DÜŞTÜĞÜ; DİN İLE İLGİLİ BİR KİTAPTAN BAHSETTİĞİ BİR KONUŞMAYI İÇEREN SABAH GAZETESİNDE ÇIKAN HABERİN FOTOKOPİLERİ VE KENDİSİNE HİTABEN YAZMIŞ OLAN BU MEKTUBU, MARMARİS ARMUTALAN’A APS POSTA İLE RESMİ YOLDAN MEKTUP VE FOTOKOPİ EKLERİNİ GÖNDERDİM...”
ÖZEL NOT
MERİÇ BEY, ÖZEL GÖRÜŞMEMİZDE İSE 1980 DARBESİNİN 10.KASIM. 1988 YILINDA YANİ RESMİ TARİHİNDE AÇIKLANMAMASI İÇİN BİR DİZİ OPERASYONUN ÇOK ÖNEMLİ BİR PARÇASI OLARAK YAPILDIĞINI SÖYLEDİ.
PEKİ GİZLENEN VASİYETTE
NELER VAR!
Meriç Bey’in elinde Atatürk’e ait olan Osmanlıca(eski yazı) yazıların gizli vasiyetler olduğunu öğrendim. Bu vasiyetler kendisi masonik ve Siyonist şeytanlar tarafından zehirlenme trafiğini fark ettiğinde bizzat kendisi tarafından zaman zaman kaleme alınmış daha sonra kenarlarından KIRMIZI BİR BAL MUMUYLA MÜHÜRLETTİRİLİP KAPATILARAK, 10.Kasım.1988 tarihinde açılmak üzere Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’ndeki özel kasalara hapsetmiş.
Konuyla ilgili daha net bilgiler almak için Meriç Tumluer'in sahibi olduğu Asil Türk Milletimize Ait siteleri ziyaret edebilirsiniz:
www.ataturkungizlivasiyeti.com
www.ataturkungizlenenvasiyeti.com
www.ataturkunverasetivevasiyeti.com
www.ataturkungizlivasiyeti.com
www.ataturkungizlenenvasiyeti.com
www.ataturkunverasetivevasiyeti.com
Biz kim miyiz?
ATATÜRK`ÜN BUGÜN BİZE MİRAS BIRAKTIĞI “ATATÜRK`ÜN GENÇLİĞE HİTABESİYİZ.”
BUNDAN SONRA BÜTÜN SORUMLULUK;
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HALKINA, 1988 YILINDAN İTİBAREN BÜTÜN HÜKÜMETLER, YETKİLİ KURUMLAR VE CHP YÖNETTİĞİNİ SANANLARA AİTTİR. HAK ARANMAZ, ALINIR…