1. SON  aylarda yaşanan Rusya – Ukrayna savaşından sonra Avrupa ülke liderlerinin Kazakistan Cuhuriyetine olan ilgisi üst seviyede devam ediyor.

Son bir ay içinde Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel Kazakistan’ı ziyaret ederek devlet yetkilleri ile istişarelerde bulundu.

Akabinde ise AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell Astana'ya gelerek devlet yetkilleri ile toplantılar yaptı.

Bu önemli iki ziyaretin dışında çok sayıda Avrupalı devlet yetkilisi de telefon ile Kazakistanlı devlet yetkilleri ile görüşerek istişalerde bulundu.

Avrupalı’ların bir Orta Asya ülkesi olan Kazakistan’a benzeri görülmemiş bir şekilde ilgi duymalarının sebebi nedir acaba ? Bu ilgi ve alakanın ne anlama geldiği ile alakalı uzmanların değişik görüşleri mevcut

Avrupa Birliği ülkelerinin hemen hemen tamamının Kazakistan'a ilgi duyup üst düzey devlet yetkilleri ile yüz yüze ziyaretler veya video bağlantıları aracılığı ile toplantılar yaparak ilgilerini açık bir şekilde ortaya koymaları gözden kaçmıyor.

Avrupa birliği ülkelerinin Kazakistan Cumhuriyetine olan ilgisini gören Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev Fransa’ya gitmeye karar verdi.

Değişen dünya düzeninin beraberinde bir çok yenilik ve zorluğu getirdiği bir ortamda ülkesinin menfaatlerini korumak için bu zorlu süreçte yeni işbirliklerini geliştmek ve pekiştirmek adına Avrupa’ya bir ziyaret yapacak olan Tokayev ülkesi adına önemli görüşmelerde bulunacak.

Bilindiği üzere bütün Avrupa ülkeleri Rusya’nın Ukrayna savaşını kınadığı G20 zirvesi sona erdi.

Ancak bu durum Kazak-Fransa ilişkilerini pek etkilemeyecektir. Başkan Tokayev defalarca Rus dış politikasını eleştirdi.

Rusya’nın San Petersburg şehrinde yapılan forumda bir çok açıklamalar yapıldı. Bunların anlamı ve değeri neydi ?

Astana, çatışmada resmen “tarafsız” bir pozisyon aldı ve Kırım, Donetsk, Luhansk vb. “yarı devlet bölgelerini” tanımayı açıkça reddetti.

Kazakistan, Ukrayna ile diplomatik işbirliğini artırdı ve defalarca ülkeye insani yardım gönderdi.

Semerkant'ta düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinde Cumhurbaşkanı Tokayev, Kazakistan'ın uluslararası gündemdeki konumu hakkında bilgi verdi.

“...Kazakistan, tüm devletlerin toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde desteklemekte ve ayrıca BM Şartı'na sıkı sıkıya uyulması gerektiğini vurguladı.

Tokavey bu, ülkemizin temel çıkarlarıyla tamamen örtüşen gerekli bir ilkedir. Bu nedenle önceliği bu ilkeye vereceğiz” dedi.

Astana aslında Moskova'nın baskın etkisinden çıktı ve oldukça başarılı bir şekilde dünya ile yeni bir ilişkiler sistemi, yeni “çok vektörlü yaklaşımı” inşa ediyor.

Fransa bağlamında, bu, dışişleri bakanlıkları arasında yıllık istişareler hakkında 2021'de alınan kararla doğrulanmaktadır.

Önümüzdeki toplantının siyasi yönünden bahsetmişken, herhangi bir zorluk beklenmemelidir.

Tokayev, cumhurbaşkanlığının başından itibaren ülkenin gerçek bir demokratikleşmesine yöneldi: cumhurbaşkanlığı kurumunun siyasi etkisinin azaltılması ve parlamentonun ülke yaşamındaki rolünün artırılmasına önem verdi.

Bu, Fransa'nın geleneksel olarak güçlü bir konuma sahip olduğu Avrupa siyasi değerleri paradigmasına tam olarak uyuyor.

Siyasi değerlerdeki örtüşme, yalnızca ekonomik işbirliğinin güçlenmesine değil bir çok konuda katkıda bulunur.

AB, toplam 160 milyar dolarlık yatırımı ile Kazak ekonomisinin en büyük yatırımcısı konumundadır.

Buna karşılık Kazakistan, 24 milyar dolarlık ikili ticaret ile AB'nin bölgedeki lider ticaret ortağıdır.

Bugün Kazakistan'da 170'den fazla Fransız şirketi faaliyet gösteriyor ve bunların en ünlüleri: Total, Danone, Alstom, Orano.

Mayıs 2021'de ise 2030 yılına kadar Kazak-Fransız ekonomik işbirliği için Yol haritası imzalandı.

Kazakistan Avrupa birliği ilişkileri ile alakalı ayrı bir makale ile konuyu anlatmak daha verimli olacak sanırım.

Kazakistan bu alanda hem bir bütün olarak AB ile hem de özel olarak Fransa ile uzun süredir ve çok sıkı bir işbirliği içindedir.

Rusya –Ukrayna savaşının tüm hızı ile devam ettiği bir ortam da Tokayev’in Fransa ziyareti ayrı bir önem taşıyor. Bu ziyaret sırasında her iki ülkenin önemli kazanımlar elde edeceği faydalar mevcuttur.

AVRUPA ÜLKELERİNİN KAZAKİSTAN AŞKI NEDEN KAYNAKLANIYOR ?

Kısa bir sure önce yapılan seçimde güven tazeleye Kazkaistan Cumhurbaşkanı Tokavey’in böylesi bir ortamda Almanya’dan sonra Avrupa’nın hem siyasi hem de ekonomik olarak 2.büyük gücü sayılan Fransa’ya yapacağı ziyaret önem arz ediyor.

Avrupa ülkeleri Avrasya'nın tam merkezinde yer alan istikrarlı ve güçlü bir Kazakistan'ın bu bölgede kendileri için kilit bir ortak olduğunun gayet iyi farkındalar.

Avrupa ülkeleri elverişli bir coğrafi konuma sahip olan Kazakistan’ın komşu ülkelerinin geniş pazarlarına erişme fırsatı vererek hayatın her alanını etkilediğini biliyor.

Ukrayna'daki savaş ve bunun siyasi ve ekonomik sonuçları, Avrupa Birliği ile Orta Asya'yı birbirine yaklaştırdı.

Artık sadece dünya enerji piyasasının yeniden şekillenmesine değil, aynı zamanda eski siyasi bağların gözden geçirilmesine, yeni ekonomik modellerin inşasına da tanık oluyoruz.

AB ile Orta Asya, özellikle Kazakistan arasında olup bitenlerin bağlamına bakılırsa, ölçeğini henüz tam olarak değerlendiremediğimiz yeni bir boyut kazanan bu ilişki gelecekte daha da büyüyeceğine benziyor.

Her halükarda, mevcut koşullar altında Kazakistan'ın ve Orta Asya'nın diğer ülkelerinin Avrupalı ​​ortaklarla ilişkilerinde yeni bir eğilimi pekiştirme fırsatını ihmal etmeyeceği açıktır.

Bu eğilim her iki tarafa da fayda sağlamayı vaat ediyor. Aynı zamanda, Kazakistan ve Orta Asya şirketlerinin geri kalanının bu süreci iyi değerlendirmeleri hailinde herkesin kazançlı çıkacağı muhakkaktır.

Doğu zihniyetindeki ülkeler bu kadar zor jeopolitik koşullarda bile dengeyi tutturabiliyor.

Bu beceri, Kazakistan'ı mükemmel bir şekilde göstermektedir. Astana bire tarafta,bağımsızlığını savunurken, diğer yanda ise Batı ile ilşikillerini güçlendirirken, komşularıyla yapıcı ilişkiler sürdürmeyi başarıyor.

Yakın zamana kadar deneyimli dünya politikacıları arasında şüpheciliğe ve saflık suçlamalarıyla sırıtmaya neden olan aynı çok vektörlü yaklaşımın gerçekten var olduğu ortaya çıktı.

Ve belki de sadece “herkese karşı” ilkesine göre yaşamayanların rahatça var olabileceği yeni bir dünya düzeninin temeli olacaktır.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner