Fakat 3 veya 5 aileden bahsetmiyorum. Bugün bu aile 1000 – 1500 civarında aile ferdi büyük bir siyasi, ekonomik, teknolojik ve bütün propaganda yayınlarını kontrol edebilecek bir gizli imparatorluk olarak tarihe “KAN EMİCİ VAMPİR” güç olarak gözlerini daha çok iktidar sevdasına kapılmış bütün dünyayı kasıp kavuruyorlar.
16`ıncı yüzyıla gelindiğinde İngiliz Kraliyet Sarayında kralın yaverliğini yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor. Kralın stratejik ve ekonomik danışmanlıklarını, izlemesi gereken siyasi tutumlarını ve dış politika stratejilerini bu aile belirliyor. Bununla da yetinmiyor, saraydaki tüm ihaleleri kazanarak başarılı sonuçlar alarak hatırı sayılı bir zenginliğe sahip oluyorlar. Tabi ki bu ticaretler ve ihaleler sırasında hatırı sayılır komisyonlar almayı da ihmal etmiyorlar. Bu yaptıkları gizli ve açık güç kazanma entrikaları ile çok büyük paralar kazanarak tarihin ilk “BANKACILIK FAALİYETİNİ” gerçekleştiriyorlar. Daha sonra bu bankacılık ile İngiliz çiftçilerine de yüksek oranda faizlerle tarım kredisi vermeye başlıyorlar. Yarım asıl bir süre sarfında İngiltere Devleti`nden daha büyük bir zenginliğe kavuşuyorlar.
Bu aile İngiltere`de oluşturduğu sitemi daha sonra bütün AVRUPA`daki diğer İmparatorlukların Saraylarında da söz sahibi olarak gücüne güç katıyorlar. Avrupa`daki bütün tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi vererek, altın ve gümüş komisyonculuğu yaparak zenginliklerine zenginlik kattılar. Bu gücü daha da ileri götürmek isteyen aile;
“SAVAŞA GİREN DEVLETLERE FAİZLE BORÇ VERMEK” gibi daha karlı bir “KANDAN VE İHTİRASLARDAN” para kazanmanın zirvelerine çıkmışlardı.
Bu işin ilk icraatını İNGİLTERE – FRANSA Savaşında başardılar. 35 ton altın faizle borç vererek İngiltere`nin savaşa girmesine sermaye oluyorlardı. İngiltere bu savaşta Fransa`ya yenilerek bu aileye olan borcunu ödeyemiyor. Fakat borçlarına karşılık İngiltere bu aileye İNGİLİZ MERKEZ BANKASI yani BANK OF ENGLAND bankalarının anahtarını teslim ediyorlar. Bu teslim etme işlemiyle aile artık İngiltere`nin STERLİN PARA BASMA İMTİYAZINI almış oluyorlardı. Bir aile bir ülkenin parasını kontrol altına alması demek; o ülkenin bağımsızlığını da bu kuruluşa satması ile eşdeğerdir. Çünkü bir ülkenin bankası o ülkenin parasını basarken bastığı para karşılığında o ülkenin hazinesine değerli maden koymak zorundadır. Örneğin Türkiye Merkez Bankası 50 TL değerinde matbaasına 50 TL basıyorsa eğer devlet hazinesinde 50 TL değerindeki altın veya değerli madenlerini ya da petrolünü teminat olarak koyması gerekir. Aksi halde basılan para kağıt parçasından başka bir anlama gelmez. Bu aile bu şekilde İngiltere`den 12.000 ton altın kar ettiğini ekonomi tarihçileri tarafından belirtilmektedir. Bu aile daha sonra AMERİKA ve İNGİLTERE arasında kolonilerin büyük bir savaşı olduğunda çok gizli bir biçimde Amerikan kolonilerine maddi anlamda yardım etmişlerdir.
Bu yardım sayesinde Amerika`nın koloni olarak direnişi için yüklü miktarda silah yardımı yaparak İngiltere`nin yenilmesine sebep olmuşlardır. Tabi ki bu yardım karşılığında kurulacak Amerika Devleti`nin resmi para birimini basma hakkını istemişlerdir. İngiltere ile savaş konusunda çok umutsuz olanBaşkan WASHİNGTON ve Ekibi bu karlı teklifi hiç düşünmeden kabul edilmiştir. Bu sayede aile AMERİKAN DOLAR`ını basma yetkisini alarak bir hayli karlı bir işe daha imza atarak iktidarına ve gücüne güç katmıştır.
Bu savaştan yenilerek geri çekilen İngiltere yenilginin sebebi olarak Fransa`yı göstererek bu sefer Fransa`ya savaş ilan etmiştir. Tabi ki bu savaşta yine bu aileden destek göreceklerini düşünmüşseler de gerekli desteği görememişlerdir. Bu aile ikili oyunlarla öyle bir algı yaratıyor ki herkese yardım ettiğini hissettirirken aslında kendi zenginliklerini ve hükümdarlıklarını ilan etmeseler de ileriye dönük gizli oyunlarını oynamaya devam ediyorlardı.
Bu aile el altından Fransa`ya İngiltere karşısında gizliden destek vererek Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını garanti etmek istemişlerdir. Bu arada aile İngiliz borsası üzerinde spekülasyona girişerek İngiltere- Fransa Savaşı sırasında borsada müthiş bir hareketlenme olmuş ve borsaya halk İngiltere`nin savaşı kazanacağını düşündürerek girişimlerini bu yönde arttırmışlardır. Bunu fırsata çeviren bu aile borsada yalan propaganda ile “İNGİLİZLER`İN SAVAŞI KAZANDIĞINI” manipule ederek İngiliz Halk`ının her şeyini borsaya oynamasını sağlamıştır. Fakat İngiliz Generallerin ve ordudan geriye kalanlar İngiltere`ye döndüğünde gerçekler ortaya çıkmış ve İngiltere`nin savaşta kaybettiğini ortaya çıkmıştır.
Bu sayede bu aile parasına para katarken; herkes malını kurtarma çalışıp mal hisselerini geri almaya çalışmasından dolayı anormal derecede yükselmiş ve böylece kâğıtları elinde tutan BU AİLE bu ticaretten en karlı çıkan isim olmuştur. İngiliz tarihinde “KARA EYLÜL” olarak yazılsa da “BU AİLE” adeta İngiltere Devleti`nin mülkiyetini ele geçirmiş oluyorlardı.
Bu arada gelelim bizim OSMANLI İMPARATORLUĞU`nun parçalanmasındaki bu ailenin etkilerine; Osmanlı İmparatorluğu`na komşu olan ülkeleri sürekli olarak finanse ederek Osmanlı`ya karşı savaşmaları için kışkırtmışlardır. Hatta imparatorluğun bünyesindeki devletleri Osmanlı`ya kışkırtmakta ve daha da ileri giderek HALİFE olan Osmanlı İmparatorluğu`nu hançerlemeleri bu aile için çocuk oyuncağıydı. Sudan bahanelerle Osmanlı`ya saldıran Rusya, Avusturya ve diğer komşu devletler, Osmanlı`nın askeri ve ekonomik güç bakımından iyice yıpranarak azınlıkların ayaklanmasını sağlamışlardır. OSMANLI İmparatorluğu nereye koşacağını şaşırmış ve neticede azınlıkların ayaklanarak ayrı ayrı devletler kurmasına engel olamamışlardır. Tabi ki Osmanlının en çok dış borç aldığı AİLE SAHİBİ olduğu BANK OF ENGLAND bankasınadır. Osmanlı İmparatorluğu, bu ailesine olan borcunu ödeyecek durumda olmadığından bu bildiğiniz aile bunu bir fırsat bilerek Osmanlı`ya iğrenç bir teklifte bulunmuşlardır. SULTAN İKİNCİ ABDÜLHAMİD ile görüşen LORD BARON ROTSCHILD;
“KUDÜS ŞEHRİNİN, FİLİSTİN`İN, SURİYE`NİN VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNİN YENİ KURULACAK OLAN YAHUDİ DEVLETİ`NE VERİLMESİ KARŞILIĞINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU`NUN TÜM DIŞ BORÇLARI SİLMEK VE BALKANLARDA, AFRİKA`DA KAYBETTİKLERİNİ TOPRAKLARI GERİ VERME” teklifinde bulunmuş. Ancak ABDÜLHAMİD teklifi şiddetle reddetmiştir. Abdülhamid, böyle bir tutum sergileyerek çok iyi bir iş yapmış olarak görünse de Osmanlı İmparatorluğu`nun yıkılma sürecini hızlandırmıştır. Daha sonraları ENVER PAŞA, ABDÜLHAMİD`in bu kararını tarihi bir hata olarak değerlendirmiştir.
Enver Paşa göre KUDÜS şehri ve Kenan diyarı Yahudilere geçici olarak verilmeli ve Osmanlı tekrar eski gücüne kavuştuktan sonra bu topraklar geri alınabilir diye düşünüyordu. Ulu önder MUSTAFA KAMAL ATATÜRK`e göre ise Osmanlı İmparatorluğu böyle bir şey yapmış bile olsalardı yıkılmaktan kurtulamazdı. Çünkü Osmanlı üzerine korkunç oyunlar oynanıyordu. Üstelik Osmanlı İmparatorluğu`nun her kademesi ile adeta kokuşmuş bir halde bir ROTSCHILD AİLESİNİN elinde diğer imparatorluk ve devletlerin akıbeti gibi oyuncak olmuşlardı. Acaba bugünkü dünya da ülkeler ve güç odakları bu ailenin elinde nasıl bir “ÖRÜMCEK AĞININ İÇİNDE ÖLÜM KALIM SAVAŞI VERİYOR ALLAH BİLİR”. Fakat yaşanan “YALANCI BAHARLARIN, TURUNCU DEVRİMLERİN” kimler yönlendirdiği, finanse ettiği ve kimlerin Truva atı olarak içerden hainliğe maruz kaldığını siz okuyucularımın hayal gücüne bırakıyorum. Zaten ben de bir hayalleri anlatmaktayım değil mi?
Bu süreçler yaşanırken; ROTSCHILD AİLESİ Birinci Dünya Savaşı`nın çıkmasında çok aktif bir şekilde rol almış ve savaşın çıkması için gerekli olan tüm tezgâhı sağlamıştır. ROTSCHILD AİLESİ`nin hesaplarına göre Birinci Dünya Savaşı ve ARABİSTANLI LAWRENCE`in faaliyetleri ARAPLAR`ın birçok parçaya bölünmesi İSRAİL DEVLETİ`nin kurulması için yeterliydi. Almanya bu savaşta kaybeden olarak çıkarken; ROTSCHILD AİLESİ`nin tüm hesapları tutmuş ve İSRAİL DEVLETİ`nin resmi kuruluşunun ilanı edilmesinden başka bir şey kalmamıştı. Fakat tarihi rüyaya çeyrek kala ROTSCHILD AİLESİ ayrıntılarda küçük bir hesaplama hatası yaptığını fark edememişti. İSRAİL DEVLETİ kurulmaya hazır olmasına hazırdı fakat dağ ve ovalardan ibaret olan İSRAİL topraklarında kim yaşayacaktı? Sürekli olarak gelişmiş AVRUPA kentlerinde yaşamış olan YAHUDİLER İSRAİL`de yaşamaya nasıl ikna edilecekti? Esas sorun dünyaya yayılmış YAHUDİ ırkını nasıl ikna ederek kendi istekleriyle kurulu düzenlerini bırakarak “KUTSAL TOPRAKLARA” tekrardan eski “VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR” ve “SEÇİLMİŞ IRK” DAVALARINI ete-kemiğe büründürmek istiyorlardı. Bu kendilerine göre sorunu gidermek için ROTSCHILD AİLESİ RADİKAL kararlar aldılar ve yeni bir dünya savaşı için gerekli olan “ÖRÜMCEK AĞINI” yeniden kurmaya hazırladılar. Bunu hazırlaya dursunlar bu arada yeni bir kahramana ihtiyaç vardı. Fakat bu kahraman kendilerine “KÖTÜLÜK YAPAN BİR KAHRAMAN” olacaktı. Çünkü dünyadaki İsraillileri “KUTSAL TOPRAKLARA” başka türlü yani kendi istekleriyle gelmiyorlardı.
Bu yazımı ikinci bölümde görüşmek dileğiyle bugün bize içimizde kahraman olarak gösterilen “SAHTE REİSLERE” itibar etmeyin. Onlara düşman görünenler bizlere “KAHRAMAN DİYE YUTTURU” verirler. “EVETİ HAYIR, HAYIRI EVET DİYE YUTTURURLAR RUHUMUZ BİLE DUYMAZ…”
Sevgi ve saygılarımla… “AKLINIZA MUKAYET OLUN ÇÜNKÜ ÇOK İHİTYACIMIZ OLACAK”…
ÇÜNKÜ ATALARIMIZ MUSTAFA KAMAL ATATÜRK ONLARI KENDİ SİLAHIYLA VURMUŞTUR.
ÖFKEYLE KALKIP ZARARLA OTURMAMIŞLARDIR.
FAKAT ONLARIN OYUNUNU ONLARA ÇOK GÜZEL YÜZLERİNE ÇALMIŞTIR…
YILLAR GEÇSEDE ONLARDAKİ KUYRUK ACISI HİÇ DİNMEMİŞTİR. DAVALARINA SAHİP ÇIKMIŞTIR.
BİZLERDE DAVAMIZA SAHİP ÇIKARSAK O ZAMAN TARİH TEKERRÜR EDECEK… EĞER EDERSEK..!
ATA MİRASI ULUS… MURAT AKBAŞ
KAYNAKÇA: DERİN DÜNYANIN GİZLİ PLANLARI – ERKAN MACİT – BİLGE KARINCA