İşçi sendikalarının taşerona köleliğe son söylemlerinde hiç de haksız sayılmazlar.
Hastaneler de ,havaalanlarında karayollarında ,üniversite , belediyelerde, adliyelerde ve daha bir çok kamu ve özel kuruluşlarında en zor işler taşeron işçilere yaptırılır.
Buna karşın aldıkları ücret asgari ücrettir.
Çoğu kez karın tokluğunadır.
Resmi tatil ve dini bayramlarda bile çalıştırılırlar.Üstelik hak ettikleri fazla mesailerinden kesintiler yapıldığına da çok sık karşılaşırız.İtiraz etmeleri yada dava açmaları beklenemez.Var olan bazı hakları da kağıt üstünde kalır.Çünkü İşten çıkarılmaları patron yada müdürünün bir kelimesine bakar.Ancak tüm ipler koparsa taşeron işçisi itiraz etmeyi yada dava açmayı düşünür.
Türk Hava Yolları seferlerinde ikram edilen yiyecekleri THY taşeron firması işçilerine hazırlatır.Bu tarz işler için THY de taşeron sistemi ile çalışan binlerce işçi var.
THY de işçiler belli bir süre çalıştırıldıktan sonra işten çıkarılma yöntemi olarak işçinin yaptığı işten daha ağır ve servis vs hakkı olmayan başka işte görevlendirilirler ki bu arada işci işe gelmesin.Tutulan tutanakla işçiye kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı vs vermemek için bütün kağıt hileleri
yapılır.
İşçiye hakkını mahkeme de aramak düşer.Fakat davası için işyerinde çalışan tanık bulmak zorundadır.Çalışanlar da işten atılma korkusuyla tanıklık yapmaktan çekinir.
Yorucu bir mahkeme süreci bekler işçiyi
Taşeron sisteminin bozukluğundan dolayı iş mahkemeleri de açılan bu davalarla neredeyse kitlenmiştir.
Başbakanın kadro için müjde verdiği karayollarında çalışan işçiler, kendileri taşeron işçi olarak işe alındıkları halde kurumun esas işinde çalıştıklarını taşeronun karayollarında yardımcı işleri yapan işçi olarak kuruma kaydettiğini oysa karayollarında kadrolulara ait esas işi yaptıklarının "tespiti "ile kadrolu çalışan maaşının kendi maaşlarından fazla olan kısmı için maaş farkının istemine dair açtıkları davaları kazandılar ve mahkemeler bu işçilerin işe girdikleri tarihten itibaren asıl işvereninin Karayolları Genel Müdürlüğü olduğuna karar vermiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi de Mahkeme kararlarını onaylamıştır.
Bu işçiler ayrıca mahkeme kararı uyarınca kadrolu işcinin yaptığı esas işi yaptığı mahkemece tespit edildiğinden kurumlarına kadrolu çalışan olduklarına kadroya alınmalarına dair başvuruda bulundular.Kurum mahkeme kararlarına karşın kadro yok dedi.Ancak bunlara kadro verilmesi gerekecek.
Maliye Bakanlığı el altından kadroya girmeniz için alacaklarınızdan vazgeçin diyor
Hükümet gecikmelerin nedenin esas iş yardımcı iş tasnifinin zaman alması olduğunu söyleyerek kendisini savunuyor.
Sonuçta hükümet taşeron işçi çalıştırırken iş sözleşmesinde muvazaa (hile) yaptığı mahkeme kararı ile ispatlanmış.
Hükümet esas iş yardımcı iş tasnifi yaparak esas işlerin taşerona verilemiyeceği kuralını getirmek istese de halen hangi iş esas hangisi yardımcı iş olduğunu tasnif edemedi.
Devlet taşeron işçi uygulamasına son veremiyorsa bile işçinin maaşını ve SSK vs gibi yükümlülükleri taşeron firmanın hak edişinden keserek bizzat kendisi yerine getirilmeli.Özel kurumlar içinde taşeron işçinin maaş tazminat vs SSK gibi mali sorumluluklarından esas işi yapan işvereni de doğrudan sorumlu tutacak düzenlemeler getirmelidir.
Taşeron işçinin ücreti emsal esas işte çalışandan az olmamalı.
Özlük haklarına da onları koruyacak düzenlemeler getirilmelidir.
Tüm bu yapılacak düzenlemeler iş adaletini sağlayacak ve iş verimini artıracağı için tüm tarafların faydasına olacaktır.
Yoksa adalet bakanlığının arabulucuk sistemi ile taşerondan kaynaklı aksaklıkların çözmeye çalışılması işçinin istediği değildir.
Şu an ki durum da ; çağımızın modern kölelerinin taşeron işçi olduğunu gösteriyor
İstanbul Times / Av Musa Baykal