Medya masraflı bir iştir.Sermaye gerekir.Gazeteye para lazım,İnsanlar parayı sever.
Cemaat'in yönettiği Taraf gazetesi inadırıcılığını kaybetmiş ve kullanma ömrünü tamamlamıştı.
Cemaat ,Cumhuriyet gibi köklü ve belli bir görüşü taşıyan saygın bir gazete de "etkili" belki de gazetenin "sahibi" olmanın büyük kazançları olacağını görmüş.
Cemaate yöneltilecek suçlamalara kalkan olabilecek, "Düşman Erdoğan"a karşı ileri sürdüğü suçlamalar ,gazetenin saygınlığı içerisinde kaldığından kara propaganda algısı ortadan kalkacak ,ayrıca,cemaatin muhafazakar çevrelerde özgül ağırlığı kalmadığı için Cumhuriyet'le sol çevreler de daha kolay nüfuz edebilecekti.
Cemaat Can Dündar'la iyi bir yatırım yapmış.Bu proje için gerekli sermayeyi seve seve karşılamış...
Cemaat'in merkezi Amerika 'da,yurtdışı bağlantıları çok kuvvetli olduğundan uluslararası etki güçleri ve gelişmeleri çok iyi okuyor,strateji geliştiriyor.(Rus uçağının düşürülmesinde hükümet haklı dediler) Ona göre de ebedi düşmanları Erdoğan'ı(Cumhurbaşkanı,fiili başkan) gerek halkın gözünden düşürecek gerekse yönetimden indirecek bütün kara propaganda yöntemlerini kullanıyorlar.
Cumhurbaşkanımız ile geçmişte kuvvetli birliktelikleri olduğu malüm...
Cumhurbaşkanımız bu birlikteliği onlara "ne istediler de vermedik" diye açıklamıştı.
Erdoğan devleti daha yakından tanıdıkça cemaatin çok tehlikeli bir oluşum olduğunu net bir şekilde gördü.Hatasından da derhal geri dönünce
Cemaat savaşları başlamış oldu.
Cemaat ,Hakan Fidan'ın tutuklanması olayı,rüşvet soruşturmaları dahil kimi gerçek kimi yalan bilgileri manipüle ederek kara propagandayla Erdoğan'a vurmaya başladı.
Cemaati kendi taraftarları dışında kimse sevmiyordu.
Devletin ve halkın desteği Erdoğan'dan yana ağır bastı.
Cemaatin,Erdoğan hakkında hiç bir iddiası kabül görmedi. Elinde ki tüm iç dinamikleri tüketen cemaat içerde yürüttüğü savaşı kaybetti.
Cemaat ile Erdoğan arasında geçen geçmişten gelen anlaşmazlıklarının kişisel boyutu bizi çok ilgilendirmiyor.Seçimlerde zaten herkes kendi tercihini kullanıyor.
Cemaat,Erdoğan'ı indirmek için bu sefer dış dinamikleri de devreye koydu.
Cumhurbaşkanı (Fiili Başkan) Erdoğan'ın başında olduğu devlet yönetimi ise dış politika da Ortadoğu da ki genel stratejisini ülke yönetimlerine değil ( Parası olan Katar,Suudi Arabistan ve onların uydu emirlikleri hariç.)Ülkelerin halklarını kazanmaya yöneltmiş.Devletin HAMAS,İhvan,Irak,Suriye,Libya,Mısır politikalarına bakılıdğında gerçek daha iyi anlaşılıyor.
Cemaat bu politikaları elbette çok iyi biliyor.Cemaat devletin, generalinin,müsteşarının ve dışişleri bakanı ile MİT başkanının Suriye'de tampon bölge ile ilgili sır kalması gereken konuşmalarını her nasılsa dinlemiş yada dinleyenlerden konuşmaları ele geçirdiğinde yayınlayarak, "Erdoğan (o zaman ki başbakanımız) ülkeyi Suriye de savaşa sokuyor" kara propagandasını yürüttü.
Cemaat, "Erdoğan Suriye de ülkemizi savaşa sokacak" propagandasını halkı inandırmak için devletimizin MİT ile Suriye'ye gönderdiği yardım tırlarının içerisinde silah olduğunu ve terör örgütlerine gönderdiğine dair kendilerine bağlı yargı görevlileriyle (Bu kişiler de tutuklandı)sahte terör soruşturmaları oluşturarak yardım tırlarını askerlere arattı.Tırın içerisinde ki malzelemeleri kayıt altına aldı.
Cemaat kamuoyunda MİT tırları olarak anılan bu olayı " Erdoğan teröristlere yardım ediyor".Kara propagandasının en önemli argümanı olarak kullandı.
Bu olayla ilgili yalan haberleri muhafazakar medyada yayınlayamayacağı için ,"Saygın" Cumhuriyet Gazetesi'nin güce ve paraya ihtiyacı olan(belki de seven) genel yayın yönetmeni Can Dündar'ın hırslarından faydalanmak istedi.Sanırım başardı da...
Can Dündar ve ekibi MİT tırları olayında ki cemaat ajanlarının çektiği kamera görüntülerini böylelikle Cumhuriyet'te yayınladı.
Cemaatin burada ki nihai hedefi yeterli delile ulaştıktan ve kamuoyu oluşturduktan sonra Cumhurbaşkanı'nı Uluslararası Lahey Ceza Mahkemesi'nde yargılatıp ve uluslararası toplumda saygı ve etkinliğini kaldırıp ,Erdoğan'ı yok etmektir
Ayrıca MİT tırları Cumhuriyet'te yayınlandıktan sonra aleniyet kazanmış olacağından devlet sırrı olmaktan çıkacak ve her kesim bunu yasal olarak yayınlayabilecekti.
Cemaat rakibini ekarte etmeye çalışırken,Cumhuriyet sermaye desteği alırken,tirajı artacak, Can Dündar para kazanacak,şöhreti artacak ve "kahraman" olurken
MİT tırları olayı nedeniyle ülkemiz Suriyede ki Türkmen'lere yardım götüremez oldu.Bir çok askerimiz ve soydaşımız bu yardımların yerini bulmadığı için şehit düştü.
Oysa envai çeşit ülke Suriye'de ki kendi ekiplerine ton ton "yardım" gönderdiler.
Bazıları diyor ki Suriye de ne işimiz var?
"ok yaydan çıktı" (alea iacta est,zar atıldı)
sözü durumu en iyi açıklıyor.
Yardımlar Türkmenler'e gitmiyor diyenler;Suriye halkının tüm muhalif gruplarının birleşerek fetih ordusu isimli bir koalisyon oluşturarak rejime karşı mücadele ettiklerini ve rejimden şehirleri bu şekilde aldıklarını unutmasınlar.Bu anlamda Suriye de ki dayanışma tarihi bir örnektir.
Vatansever kardeşlerimizin kuvayı milliyeyi örnek aldıklarını da bilmeleri gerekir.
Can Dündar MİT tırlarını yayınlayarak devletin ulusal güvenliği ile ilgili sırlarını ifşaa etmiştir.
Bunda hiç tereddüt etmiyorum.Yardım tırları için soruşturma açan savcılar cemaat bağlantıları nedeniyle devlete kumpas kurdukları için tutuklandılar.MİT tırları olayında önceden kamuoyuyla paylaşılmış aleniyet kazandırılmış hukuka uygunluk sağlayan görüntü vs yoktur.MİT yardım tırları görüntülerini ilk kez Can Dündar yayınlayarak suç işlemiştir.
Bunda hiç tereddüt etmiyorum.Yardım tırları için soruşturma açan savcılar cemaat bağlantıları nedeniyle devlete kumpas kurdukları için tutuklandılar.MİT tırları olayında önceden kamuoyuyla paylaşılmış aleniyet kazandırılmış hukuka uygunluk sağlayan görüntü vs yoktur.MİT yardım tırları görüntülerini ilk kez Can Dündar yayınlayarak suç işlemiştir.
Can Dündar casusluk yapmış mıdır?
Hukuki anlamda tabi ki hukuki kanıtlara ihtiyaç vardır.Tutuklama talebinde bulunan savcı ve tutuklayan hakimin elinde bu konu da sağlam "kanıt"ların olması gerekir.Görülen o ki kanıtlara ulaşılmış.Davası açılınca daha net bilgilere sahip olacağız.
Siyasi bakış açısında Can Dündar'ın ihanet içerisinde olduğuna dair hiç bir şüphem yok.
Mit Tırları olayında gazetecilik yaptığı da kabül edilemez.
Can Dündar kişisel hırsları için kendisini cemaate kullandırmıştır.
Can Dündar'ın tutuklanmasını basın özgürlüğü ihlali kapsamında görenler mesleki ve siyasi ön yargılarını bir kenara bırakıp objektif düşünmeleri gerekiyor.
Geçmişte Amerika da yaşanan; Watergate ,İran'a silah yardımı skandalı gibi basın özgürlüğünü ilgilendiren olaylarla konumuz arasında hiç bir ilgi kurulamaz.
Çünkü o olayların içinde devlet düşmanı bir çete yoktu.
Gazeteciler de bir çete ile karanlık iş birliği içerisine girmemişti.
Ülkemiz de basın,düşüncelerini açıklama ve haber özgürlüğü konusunda çok önemli ihlaller var.
Fakat MİT Tırları olayından yola çıkarak Can Dündar üzerinden basın özgürlüğünü savunanlar hiç bir değeri savunmadıkları gibi
"Sahte kahraman" üretiyorlar.
"Sahte kahraman" üretiyorlar.
Üstelik "düşünce ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürdüğü kişilerden" Bin kat daha fazla zarar veriyorlar.
İstanbul Times /Av.Musa Baykal