15 Temmuz 2016 gecesinden yani darbe girişimi olduğu andan 17 Temmuz gece yarısına kadar izlediğim b ir çok görüntü beni fevkalede etkiledi.

Bir babanın gözü önünde 16 yaşındaki  oğlu Boğaz Köprüsünün üstünde şehit ediliyor. Ülkenin savunmasını yapan özel kuvvetlere bomba atılıp 17 polisimiz şehit ediliyor.

Be hey adam zaten bu devletin imkanları ile TUĞGENERAL olmuşsun, ORGENERAL olmuşsun, Daire başkanı olmuşsun velhasılı kelam iyi bir unvanın, maaşın ,makamın zaten var.

Yaş da kemale ermiş neden kendi polisini askerin ve halkını öldürüyorsun. 

Bu satırları neden mi yazdım. ANADOLU Ajansının paylaştığı bir video da Polis’in göz altına aldığı kişilere sorduğu adınız soyadınız ve rütbeniz sorusunu perişan halleri ile bol apoletli rütbelerini söyledikleri zaman çok ama çok üzüldüm.

Genel Kurmay başkanına özel kalemi olan en yakın bir paşa silah doğrultup bu belgeyi imzalayacaksın diyor. Paşa‘ da hayır deyince kemer ile boğazını sıkacak kadar barbarlaşmak neyin nesi oluyor ?
Yine Cumhurbaşkanını öldürmeye giden ekibin kendi arasında GÜYA o Bizim İNİMİZE  girecekti bakın biz onun inine giriyoruz dedikleri ifade edildi.

Daha üst makam, daha  aç gözlü bir nefsin insanı ne hale getirdiğini bol apoletli paşalarımızın düşüğü hali  görünce üzüldüm.
Bu darbe teşebbüsü hafızamıza çok kötü çağrışımlar yapacak. Ne güzel  toplum olarak atık bu ülkede darbe olmaz diye bir inancımız vardı. Ne yazık ki  15 Temmuz darbe  teşebbüsü bizde kötü bir izlenim bıraktı.

Ordumuzun içindeki askerlerimizin birbirlerine şüphe ile bakması ve darbeye destek vermeyen askerlerin kollarına kurdela asması odunun düşürüldüğü durum için ibret vericidir.  Darbe Günü bazı üst düzey komutaların emir subaylarına  güvenmeyip MİT ve POLİS’ten koruma istemeleri de  diğer ibret verici bir durum olsa gerek.

Darbeyi yapanların sinsiliği ve  özel kalemi olduğu genel kurmay başkanına  silah çekmesi acının  üstünde de kötü bir durumdur.
Allah’a şükür halkın olaya el koyması ve darbenin erken deşifre olması ile HAİNLER emellerine ulaşamadı. 
Ama emellerinden de vaz geçmediklerini görmek mümkün.

7 Şubat Hakan Fidan’ı ifadeye çağırıp Oslo görüşmelerinden ifade  alıp Başbakan hakkında bazı bilgiler alıp Vatan’a ihanet ten  hastanede ya öldürüp yada tutuklayıp yerine kendi güdümlerine girecek bir başbakan atamayı denediler olmadı.

Daha sonra 17 Aralık ‘ta bazı bakan çocuklarının  aldıkları rüşvetleri aynı anda yakalatarak hükümeti düşürmeye çalıştılar. 
Bakan çocuklarının  yanlış yaptıklarını halk olarak biliyoruz ama bunu oraya çıkaranların da samimi olmadıklarını adımız gibi biliyorduk.
17 Aralık olmadı  bunlar vaz  mı geçti hayır bu sefer 25 Aralık ‘ta ülkenin önde gelen iş adamlarını tutuklayıp ekonomiyi çökertmek istediler.

Vatandaş buna da  pirim vermedi. Bu sefer de bir iki seçime bel bağladılar. Bu seçimlerde de istedikleri olmayınca  daha kanlı bir eyleme karar verdiler. 15 Temmuz 2016’da  161 vatandaşımızı şehit ettiler.  1.500 e yakınını da yaraladılar.  

Ekonomik ve psikolojik olarak verdikleri zararları saymaya bile gerek yok.

Bu darbeyi yapan, yaptıran kim ise ALLAH Kahhar ismi ile kahreylesin.

Sakın bunların duracağını sanmayın bu sefer de iç savaş çıkarmak için çaba sarf edecekler. 

Yazıklar olsun size…

15 Temmuz’dan sonra her şeye farklı olacak.


İstanbul Times  / Gölge Adam