Neden islam ükelerinde kan ve göz yaşı eksik olmuyor ?

Ramazan, birlik beraberlik ve paylaşmadır diyoruz ama bugün kan ve göz yaşı onlarca İslam beldesinde eksik olmuyor.  Bu sorun İslam’dan mı kaynaklanıyor yoksa biz Müslümanlar dan mı ?

Hiç şüphesiz ki bu sorunun cevabı İslam’ın hiç bir kusur ve günahı yok. İslam ülkelerinde Kan ve gözyaşının eksik olmamasının tek nedeni var o da İslam’ı  hakkı ile yaşayamadığımız içindir.
Bakınız bugün ,Irak,Filistin,Afganistan,Suriye,Libya,Mısır ,Keşmir,mynamar adası,Moro, kısaca nerede kan ve göz yaşı var ise bilin ki  orası bir İslam ülkesidir.

İslam’ı yaşamadan kuru kuruya namaz kılmak,oruç tutmak bize çok şey kazandırmaz. Yaptığımız ibadeti bilinçli yapacağız. İslam’ın yasakladığı faizi alıp veriyoruz, sözümüzde durmuyoruz, kul hakkı yemekten korkmuyoruz , kısaca Kur'an-i bir hayat yaşamadan İslam’ın tüm güzelliklerini yaşamak istiyoruz ama bu da kendiliğinden olmuyor.  

Bakınız Mısır'da Müslüman bir zat olan Muhammed Mursi halkın oyları ile seçilip Cumhurbaşkanı oldu. Demokrat olduğunu söyleyen Batı ve ABD. başarısız olsun diye bir kuruş yardım vermediler. 

Düşünün Mısır'ın nüfusu 90 milyon'a yakın Yunanistan’ın ise sadece 10 milyon nüfusu olduğu halde taraflı davranan batı 100 milyar dolar’dan çok fazla kredi verdiler. Daha doğrusu bir çok hibe de yaptılar ama İş Mısır'a gelince bir kuruş yardım etmediler. Üstüne üstlük darbe yapılınca da tek bir kelime dahi edip kınamadılar.
İşte ayette küfür tek  millettir dedikleri bu olsa gerek. Her şey açık ve seçik bir şekilde milletin gözü önünde cereyan ediyor.

Biz Müslümanlar bedel ödemeden her şeyin güllük gülistanlık olmasını istiyoruz. Bu mümkün değil. İnşallah Bu ramazan Müslümanların uyanışına vesile olur diyelim. 

Gezi tezgahını halkımız püskürttü 

Gezi Parkı bahane edilerek ülkemiz üzerinde bir takım gizli oyunlar tezgahlanmak istendi. Ama Bu oyunları tutmadı,tutmayacak. Bu mesele A partisi  B partisi meselesi değil. İktidar partisinden bazı siyasilerin hatası,eksiği,günahı,kusuru olabilir bunlar için ülkemize karşı yapılan HAİN saldırılara göz yumamayız.  

Cahiliye Arap  kabileleri bile birbirleri ile kanlı savaşlar yaptıkları halde kendi üzerlerine bir dış baskı tarafından savaş açıldığından kendi aralarında birlik olup ülkelerini savunuyorlardı. Hangi partiye kızıyorsak ve ülkeyi yönetme politikasını beğenmiyorsak sandıkta bunun hesabını sorabiliriz. Ama  kaba kuvvet ve oldu bittilerle iş yapma devri artık ülkemizde bitti.

Merhaba dostlar,

Bu yazımı ülkesini,milletini,dinini,diyanetini,devletini sevenlere  yazıyorum. Bu satırların yazarı olarak 1989’dan beri değişik basın yayın organlarında yazılar yazarak kendi zaviyemde ülkemdeki olaylara ve gidişata dair görüşlerimi ortaya koymaktayım.  

6 Şubat 2008 kendi yayın organlarımızın olduğu gün 

Bu tarihten sonra ülke üzerine dönen dolapları ve oyunları daha yakından izleme imkanım oldu.
Malum Başbakan Erdoğan’ın yıllar önce hemşehrim olan ve daha çok kumaş,tekstil,inşaat işleri ile meşgul olan ÇALIK grubuna Sabah ve ATV.nin alınmasını konusunda ricacı olduğu zaman bazı dostlarım başbakan hata yapıyor dedikleri zaman buna karşı çıkarak eğer bunu yapmaz ise iktidarı  uzun sürmez dedim. 
Çalık grubu medya sektörüne girince Aydın Doğan medyası ile Ak Parti’nin dolayısıyla başbakan’ın  sert ve çetin bir kavgası başladı.  

Bu kavgada Aydın Doğan eskisi gibi tek başına tekel olmadığını anlamış oldu

Zaten belli bir süre sonrada taraflar adı konulmamış bir ateşkes yaparak birbirlerini yıpratmama adına bir centilmenlik anlaşması yaptılar. Herkesin bildiği üzere bu centilmenlik samimi ve içten bir anlaşma değildi. 
Aydın Doğan Ak Parti’nin güç kaybettiğini  gördüğü gün baltaları gömdüğü yerden çıkaracağından endişem yok.

Başbakan ulusal bazda kendi yanında duracak medyaya destek oldu   

Başbakan’ın ulusal yayın yapan medya’ya maddi ve manevi destek olduğu halde İstanbul’da İl başkanlığının ilçe belediye başkanlarına ve Ak Parti ilçe başkanlarına verdiği talimatlar gereği  yerel basından uzak durun isteklerini bir türlü anlayabilmiş değilim. 

Her meslekte olduğu gibi bizim sektörde de yeterli sermayesi,bilgi birikimi  ve yayıncılık ilkesi olmayan bazı yerel gazete sahipleri ilkesiz ve yanlış yayınlar yapmış olabilirler ve bundan sonrada bu olacaktır.   Ancak işini hakkı ile yapmayan bazı meslektaşlarımız var diye tüm yerel medyaya karşı bir tepki koymak DOĞRU,ADİL VE HAKKANİYETLİ bir çalışma olmadığını düşünüyorum. 

A
k Parti İstanbul il başkanlığı yerel basını adam yerine koysa ne kaybeder ?

Biz İstanbul Times olarak kısa bir süre sonra yerel yayıncılıkta (kaldı ki bilişim çağında artık yayıncılığın yereli ve Ulusal’ ı da kalmamış durumda) yedinci (7) yılımıza gireceğiz. Ak Parti İstanbul il başkanı sayın AZİZ Babuşçu dahil il yöneticilerinin yarısından fazlası ile bir hukukumuz olduğu halde basın’ın bir çok özel gün ve gecesi yapıldığı halde daha bizlere bir çay ısmarlamış değiller.

Yanlış anlaşılmasın bir çay veya yemeğe ihtiyacımız olduğundan değil ama emeklerimize saygı duyulması açısından senede bir iki kez bizleri bir araya toplayıp İstanbul’un sorunları hakkında hasbihal etseler biz değil siyasetçilerimi kazançlı çıkacak ancak bugüne kadar bu düşünülmüş değil.

Basılı materyallere dünyanın parası veriliyor ama etki alanı zayıf

Ak Parti İstanbul il başkanlığı Bülten ,dergi vs. isimleri altında bir çok basılı materyal çalışmasına ciddi ödemeler yapıyor. Ancak insanlar parti kendi reklamını yapmıştır düşüncesinde oldukları için bu tür çalışmaların sayfalarını açmadıklarını sık sık duymaktayız. İstanbul ile alakalı ilkeli ve düzenli yayın yapan gazete,haber portalı ve WEB tv.lerle işbirliği yapılsa inanıyorum ki daha etkili çalışmalara imza atılmış olacak.

Ak Parti İstanbul İl başkanlığı yerel medyaya bakış açısını bir an önce değiştirmelidir

İlkeli,dürüst ve doğru çalışan yerel gazete,haber portalı ve WEB tv.ler İstanbul’da var. Yanlış yapan birkaç tane yerel gazetenin hatasını tüm basın’a uygularsanız bu TOPTANCI mantık doğru sonuçlara götürmez. 
Ak Parti İstanbul il yöneticisi olsaydım ciddi bir araştırma yapar İstanbul geneline yayın yapan 5 – 6 tane gazete,haber portalı ve WEB Tv.nin yöneticisi ile bir araya gelir Mart 2014 yılında yapılacak olan yerel yönetim seçilerinde bir birimizden nasıl istifade ederdik diye kafa yorardım. 
Önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçim de de yerel basın yokmuş gibi hareket edilirse çok doğru bir karar verilmemiş olur diye düşünüyorum.

Başbakan Ulusal basın ile ciddi alanlarda işbirliği yaptı il başkanlıkları neden yapmıyor ?

Aslında bir çok konuda başbakan’ı takip eden Ak Parti il başkanları Recep Tayyip Erdoğan ‘ın kendisine karşı tezgahlanan bir çok oyunu ilişkisi iyi olan basın sayesinde bertaraf ettiğini biliyoruz.

Mustafa Sarıgül muhtemelen CHP’nin İstanbul adayı olacak. Sarıgül halk ile bütünleşen ilçe belediye başkan adayları ile İstanbul’da bir çalışma yaparsa Ak Parti’yi zora sokar. Ak Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesini kaybettiği zaman Türkiye’yi kaybedeceğini  anlaması zor olmazsa gerek. 

Daha seçimlere dokuz (9) ay var ama ben her şeye rağmen şimdiden düşüncelerimi yazarak tarihe not düşmek istedim.

Ak Parti İstanbul il başkanı Aziz Babuşçu , CHP İstanbul il başkanı Oğuz Kaan Salıcı, MHP İstanbul il başkanı 
Abdurrrahman Başkan,Saadet Partisi İstanbul il Başkanı  Selman Esmerer’e  bu seçimde yerel basını bertaraf etmeden birbirlerinden istifade edecekleri bir ortam bulmalarının her iki taraf içinde verimli olacağını hatırlatmak isterim.

Değerli okurlarım yazdıklarımı bir yere not alınız 9 ay sonra yerel basından yararlanan adayların bir adım önde olduklarını göreceksiniz.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner -  30 Haziran 2013