Bugün Fransa, Almanya gibi Avrupa Birliği ülkelerinde “YAHUDİ SOYKIRIMI OLMAMIŞTIR” demek suçtur. Evet yanlış duymadınız demokrasinin beşiğinde bu gibi tabulaşmış ve üzerine gidip araştırma ve görüş sunamazsınız.

Traji-komik bir durum değil mi?

Bilimsel araştırmaya ket koymak en büyük suç değil mi? Bunu bir üniversite de
 “YAHUDİ SOYKIRIMI OLMUŞ MUDUR, BU KONU ARAŞTIRILSIN, BİLİMSEL KANITLAR İNCELENSİN” diye bir cümle sarf eden kişi anında hapsi boylar. Bütün bu olanlar düşünce ve fikir hürriyetini savunan ve dünyaya ders veren AVRUPANIN BEŞİĞİNDE VE LOKOMOTİFİ OLAN ÜLKELERDE olması ne tahlisiz değil mi?

Bunu dile getirenlerden biri 1980`li yıllarda Fransa televizyon ve gazetelerinde yorum ve fikirlerine en çok yer veren ROGER GARAUDY tabuya dokunduğunda anında AFOROZ edildi.

Söz konusu kitabında YAHUDİLERE KARŞI SOYKIRIM SUÇU işlendiğine dair iddiaların gerçek dışı olduğunu kanıtlarıyla yazdı. Hatta 2. DÜNYA SAVAŞINDA 8 milyon ALMAN, 20 MİLYONDAN fazla RUS ÖLDÜ. Bunların da büyük çoğunluğu savaşla ilgisi olmayan sivillerdi. Fakat onlar için özel soykırım yasası çıkarılması hatta lafı bile edilmedi. Bu imtiyaz sadece Yahudilere has bir ayrıcalık olarak kaldı.

Bunu yapanlar her ne kadar YAHUDİ KİMLİĞİNİN ARKASINA SAKLANANLAR olsalar da bu oyunu bütün insanlığa oynuyorlar. Her şey güç, iktidar ve parayı yönetme şeytanlığına hizmetten başka bir şey değildir. Bunu TÜRKLERE, sonra sırasıyla KÜRT, RUM, ERMENİ, VE GERÇEK MUSEVİLERE DE uygulamışlardır. Her ne kadar

YAHUDİ ETİKETİ TAŞISALARDA ONLAR MUSA (a,s) dinine de düşmandırlar.

Hiristiyanlığa ve İslam`a hakarette hiçbir sınır tanımayan AVRUPA`NIN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ANLAYIŞI, İŞ YAHUDİLERE gelince bırakın hakareti, en küçük eleştiriye bile tahammül edemezler. Filmlerde sıkça ahlaksız rahipler, sahtekâr imamlar görürsünüz, ama bugüne kadar hiç kötü adam rolünde bir haham gördünüz mü? İsterseniz bir araştırın, bulursanız bana da haber verin, eğer bulabilirseniz tabi!  CARLİE HERBO dergisinde 16 yıl boyunca karikatür çizen, makale yazan MAURİCE SİNET, YAHUDİ LOBİSİNE hafiften dokunduğu için işinden oldu. Yanlış anlaşılmasın, 2 Temmuz 2008 tarihinde Nicolas SARKOZY`nin oğlu Jean SARKOZY DARTY MAĞAZALARININ sahibinin kızı ile evlenmek için MUSEVİ DİNİNE geçti.

Aslında aile zaten YAHUDİ idi, tipik kripto (gizli) – YAHUDİ olan Sarkozy`ler HİRİSTİYAN ROLÜNÜ TERCİH EDENLERDENDİ. TÜRKİYE`de Müslüman TÜRK MİLLİYETÇİSİ rolü oynamasını seven YAHUDİLER Avrupa`da da aynı taktiği uygular. Pek çok FRANSIZ MİLLİYETÇİSİ ROLÜNDE Hıristiyanlığa saldırmanın çok daha güvenli olduğunu yüzyıllar önce keşfetmişlerdi.

MAURİCE SİNET “BU ÇOCUK HAYATTA ÇOK BAŞARILI OLUR” şeklinde imalı bir makale yazınca genel müdür PHİLİPPE VAL tarafından işten kovulur.

Bu nasıl bir çifte standart değil mi? HİRİSTİYANLARA VE MÜSLÜMANLARA her türlü hakaret serbest, peygamberlerine her türlü söz veya karikatür serbest ne güzel memleket değil mi?


Gerçekte MAURİCE SİNET ANTİ – SEMİNİST SUÇU kapsamına girse de açtığı dava ile hakkını geri aldı. Mahkeme CARLİE HEBDO`yu 40 bin Euro para cezasına çarptırdı ama genel müdür PHİLİPPE VAL bu cezadan etkilenmedi. Dönemin Cumhurbaşkanı Nicolas SARKOZY kendisini “FRANCE INTER” radyosu direktörlüğüne getirerek ödüllendirildi. Yahudi dayanışması dedikleri böyle bir şey olsa gerek!


Fakat ROGER GARAUDY, Maurice SİNET kadar şanslı değildi. Fransa Komünist Partisi`nin kurucularından, 20. Yüzyılında Fransa`nın yetiştirdiği en önemli düşünür ve aydınlardan biri olan GARAUDY en ağır sansürle susturulmakla kalmadı, basın özgürlükçüsü lobi tarafından mahkemelere de verildi.


ROGER GARAUDY`nin suçu, NÜRNBERG MAHKEMELERİNDE
 soykırım iddialarına ilişkin hiçbir somut delil sunulmadığını belgelere dayanarak açıklamasıydı. Tek kanıt ağlayarak mahkemeyi duygulandıran şahitlerdi. Zalim ALMAN SUBAYLARININ kendilerini bir odaya tıka basa doldurup ZYKLON B GAZI ile zehirlendiklerini gözyaşları içinde anlatmışlardı.


Fakat anlatılanlar bilimsel tutarsızlıklar var hem de bilimin de merkezi olan AVRUPA da yaşanıyor. Gaz odası olarak kullandığı iddia edilen yerin havalandırması bitişikteki hastane ile bağlantılıydı.

Böyle bir durumda hastanede kimse hayatta kalamazdı. Hatta bazı tanıkların ifadesine göre öldürücü gazı verdikten sonra ALMAN ASKERLERİ saatte bir odaya girip cesetleri çıkarıp yeni grubu odaya dolduruyordu. Bu durumda askerlerin de anında ölmesi gerekirdi, çünkü bu gazın etkisi günlerce devam eder. Üstelik gözü yaşlı tanıklardan hiçbiri gaz maskesinden söz etmemişti. Bütün bunlar AMERİKALI uzmanların raporların raporlarına dayanarak belgeleyince ROGER GARAUDY`nin başına gelmeyen kalmadı. Zaten raporu hazırlayan AMERİKALI kimyagerin de başı derde girmiş, olay zar zor örtbas edilmişti.


Roger GARAUDY ile aynı akıbete maruz kalmamak için, detayları öğrenmek isteyenleri söz konusu kitaba havale etmekle yetiniyoruz.

“İSRAİL, MİTLER VE TERÖR” ROGER GARAUDY –(PINAR YAYINLARI – LES MYTHES FONDATEURS DE LA POLİTİQUE İSRAELİENNE

“NE GAZ ODALARI NE DE YANMIŞ CESETLERE AİT BİR FOTOĞRAF BİLE BULUNAMADI. GERİYE KALAN TEK ŞEY TANIKLARDI.” (Il n`existe aucune photographie des chambres a gaz et les cadavres sont partis en fumee. Il reste des temoins / 26 Nisan 1985, le Nouvel Observateur).

“Daha sonra, soykırım filmleri yönetmeni CLAUDE LANZMANN da itraf edecektir: Bu filmi hiçbir kaynağa dayanmadan yapmak zorunda kaldık, arşivlerde belge yoktu, her şeyi uydurmamız gerekti.” (Il`fallait faire ce film avec du rien, sans documents d`archives, tout inventer/Le Matin de Paris, 29 Nisan 1985, p, 12)


Aslında bütün anlatılanlar “Yahudi soykırımı” birkaç HOLLYWOOD filmlerinden başka bir dayanağı yoktur.


Biz burada ROGER GARAUDY`nin açıklamalarını aynen tekrarlamıyoruz. Her ne kadar Türkiye`de “YAHUDİ SOYKIRIMININ İNKAR SUÇU” olmadığı için mücadele etmediği gibi ALMANLAR bunları neden kabul ederler anlamakta zorlanıyorum. Bizler  “ERMENİ SOYKIRIMI EMPERYALİST BİR YALANDIR” sözünü söyleyerek mücadele ederken aynı mücadeleyi ALMANYA`DAN DA BEKLİYORUZ.


Çünkü bilimsel bir araştırma yapmadan ve tarafsız olarak ADOLF HİTLER hakkında olumlu veya olumsuz bir kanaate sahip olamayız. Neden mi?


“GERÇEKTEN SOYKIRIM YAPIP YAPMADIĞINI ARAŞTIRMAK YASAK!”


İlginç olan ise veya çelişki; AVRUPA`da “İNSANAT BAHÇELERİ 1800 – 1958 Yılları arasında insanları hayvanat bahçeleri gibi alanlar tertiplemişlerdir. Bunu ilk yasaklayan ise “YAHUDİ SOYKIRIMINI YAPAN ADALF HİTLER`in olması traji komik değil mi? Hem soykırım yapacaksın hem de “İNSANAT BAHÇELERİNİ İLK KAPATAN OLACAKSIN.”


1889`da PARİS`te düzenlenen fuarda, sömürge ülkelerinden getirilen ABORJİNLER ve AFRİKALI YERLİLER kafeslerde sergilendi. Daha sonra bir moda haline gelen bu sirklerde yerliler zorla dans ettirilerek medeni AVRUPALILARI EĞLENDİRDİLER. İnsanat bahçelerindeki yerlilerin kucağına maymunları vererek “DAWRİN TEORİSİ” nin karşılığını yani maymundan bugüne gelen evrimin son halkasının bu yerliler olduğunu ilan ederek kendi çocuklarına göstermeleri ve ellerindeki şekerleri, kuruyemişleri vermeyi kendilerinde bir erdem gördüler.

Unutmayalım ki bugünkü ALMANYA ile 2. Dünya Savaşı ÖNCESİNDEKİ Almanya aynı devlet değildir. Dünümüzün işgal edilmiş ALMANYASI küresel lobinin emrinde itaat etmeye mahkûmdur. Özgürlüğüne tekrar kazanana kadar eski müttefiklerimizi “TÜRK – ALMAN” maruz görmek zorundayız. Gerçi Türkiye`nin durumu da pek parlak sayılmaz. Bize takdir edilen rol de aynıdır. Yeni nesil ALMAN DÜŞMANLIĞI aşılayarak eski ittifak günlerini unutturmak istiyorlar.


Mustafa KEMAL ATATÜRK VE ADOLF HİTLER zamanında veya 2. ABDULHAMİT VE KAYZER WİLHELM bu oyunlar karşısında güç birliği yaparken 1935 yılında ATATÜRK MASON LOCALARINI KAPATIRKEN ADOLF HİTLER ALMANYA`da ne yapıyordu. Ya da birinci DÜNYA SAVAŞINDA GİDEN süreçte 2. ABDULHAMİT HAN FİLİSTİN`DE İSRAİL DEVLETİNE İZİN VERMEYİNCE neler başına geldiğini herkes resmi tarihi bir kez daha önüne koysun… Çünkü bu tarihi yazanlar bugün dünyayı yöneten bir avuç ne olduğu belirsiz şeytana hizmet ederken kendilerini YAHUDİ GÖSTEREN ancak her kılığa giren ve aramızda bizden biriymiş gibi dolaşan “SOYKIRIM YALANCILARINDAN” başkası değildir.

Ne güzel söylemişler değil mi?


“ESKİ DOST DÜŞMAN OLMAZ, YENİSİNDEN HAYIR GELMEZ”  hatta “ DOSTUNU DÜŞMANINI BİLMEYEN İFLAH OLMAZ.”


Bugün dünyada mevcut iktidarlar ANGLO –AMERİKAN çıkarlar doğrultusunda hareket ederse bunun adı “DEMOKRASİ” oluyor. Eğer onların çıkarlarına ters giderse “DİKTATÖR” damgasını yemek
kaçınılmazdır.


Diktatör denince “ HİTLER” adı öne çıkıyorsa ALMANLARIN gaz odalarında KİMSEYİ ZEHİRLEYİP ZEHİRLEMEDİĞİ kanıtlanmasa da fark etmez. Yedin bir kez damgayı gerisi hikaye olur…


Fakat İSRAİL DEVLETİ`nin buldozeri herkesin gözü önünde 23 yaşında genç bir kadını ezdi. Varlığını mağdur edebiyatı üzerine dayandıran YAHUDİ LOBİSİ, ROGER GARAUDY gibi bir aydını sadece “HİTLER SOYKIRIM YAPMADI” dediği için linç ediliyorsa bir mesaj vermek istiyor demektir. Siyonizm’e karşı gelenler hem ruhu, hem bedeniyle ezilirler.


RACHEL CORRIE
 tek suçu masum insanların evinin yıkılmasını engellemek için buldozer önüne oturmasıydı. 16 MART 2003 günü insanlık tarihine yüz karası olarak geçerken, on binlerce insanın evini yıkarak çoluk çocuk demeden kamplarda sefalete, ölüme mahkûm eden terör devleti gerçek soykırımı kimin yaptığını itiraf eder gibiydi. Dünya insanlığı ise bu dayatma karşısında boyun eğiyordu.


Sonuçta; “İSRAİL MASUM ALMANYA CANİ” DEĞİL Mİ ?


Biz TÜRKLERE`de Ermenilerin Soykırım yalanını hayata geçirmek için Osmanlı yaptı veya İttihat ve terakki yaptı diyerek geçmişimizi inkâr ederek soykırımı kabule zorladılar. Hatta bu mücadeleyi yok sayarak yıllarca Ermenilerin oyunlarına göz yumduk. Fakat Ermeniler bir şeyi unutuyorlar.

Bu soykırımı yani “YAHUDİ SOYKIRIMI” LOBİSİ kaymağı kimseyle paylaşmak istemiyor. Hala ALMANYA`dan Tanzimat alıyorlar. Yaptırımlar ve en önemlisi bütün dünya kabul etmiş hatta “YAHUDİ SOYKIRIMI YOKTUR” diyen bir kişi Avrupa da anında hapis yatar bunun lami cimi yoktur.

Artı anti – seminist damgası yer. Ermeniler onlarca yıldır. Uğraşmalarına rağmen istedikleri sonucu bir türlü elde edemedi, hep Yahudi lobisinin engeline takıldı. Soykırımı inkar edeni cezalandırma yasasından nemalanma imtiyazı şimdilik sadece YAHUIDİ`ye has bir ayrıcalıktır.

ERMENİLER, YUNANLILAR VE KÜRTLER her zaman bu YAHUDİ LOBİSİNİN oyuncağı, piyonu veya maşası olmuştur. İşi bitince ise yaramaz bir çocuk gibi oyuncağını kırmıştır.


Hukuki bir terim olarak SOYKIRIM (GENOCİDE) sözcüğü 1950`li yıllarda icat edildi. Bu kavramın mucidi de yine bir YAHUDİ`dir.

Roger garaudy`nin belirttiğine göre bir milleti top yekun imha etme fikri ilk defa AMERİKALI BİR YAHUDİ`den çıktı. THEODOR KAUFMAN 1942 `de “ALMANYA YOK OLMALI” adlı bir kitap yayınladı.


“Almanların (NAZİ, ANTİ – NAZİ, KOMÜNİST, FİLOSEMİT FARKETMEZ) hiçbiri yaşamayı hak etmiyor.”


Dikkat! Filo – semit diyor; yani KAUFMAN `a göre YAHUDİ`yi seven ALMAN bile yaşamayı hak etmiyor.

“Savaş sonunda 20.000 doktor istihdam edilerek, her biri günde 25 kişiyi kısırlaştırırsa üç ay içinde çocuk yapabilecek tek bir ALMAN kalmaz. Böylece 60 yıl içinde ırkı yeryüzünden tamamen silinecektir.”

Bu kitap serbest; almak, okumak, dağıtmak tamamen yasal! Çünkü ALMAN halkının yok edilmesinden söz ediyor. Eğer YAHUDİ`ye karşı bir cümle olsaydı o zaman yasaklanırdı.


Benden bu kadar ya senden DÜNYA İNSANLARI, ALMAN HALKI NEDEN PES ETTİNİZ? BİZ TÜRKLER MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ… DOSTLARIDA BEKLERİZ… DOST OLMADAN BU DÜNYA YAŞANMIYOR BİLİYOR MUSUN?


SEVGİ VE SAYGILARIMLA… DOSTTUN GÜL ATMASI YARALAR BENİ…ata mirası ulus.. murat akbaş


KAYNAKÇA: MUSTAFA KEMAL`IN SIRRI - DURAK YAYINEVİ - N. FEVZİ BİLİR

 
İstanbul Times / Murat Akbaş