Uluslararası araştırma şirketi Ipsos, yeni yıla en umutsuz giren ülkelerin listesini açıkladı. 2022’ye en umutsuz giren ülkeler sıralamasında Türkiye  3. sırayı aldı. Araştırmada elde edilen değerlendirmeler sonucunda, vatandaşlar, umutsuzluğun sebepleri olarak, son zamanlarda yaşanan kadın cinayetleri, kadına ve erkeğe şiddet, trafik kavgaları, tecavüz/ cinsel istismarlar, hayvanlara şiddet, döviz kuru hareketliliği gibi birçok sebebi, neden olarak sıralayarak 2022 yılına dair bir umut beslemediklerini belirtti.

**

Doğru ya Türkiye neden umutsuz olmasın?

Gelecek kaygısı yaşayan biz gençlerin sesi duyulmuyorken

Toplumun yaraları iyileştirilemiyorken

Türkiye acaba doğan yeni güneşin ardından neler yaşayacak” dediğimiz günlere uyanırken

İşsizliğin doğurduğu çaresizlikle mücadele ederken

Şiddet eğilimleri her geçen gün katlanarak artarken

İfade özgürlüğü kısıtlanmaktan vazgeçilmiyorken

Canım ülkem basın özgürlüğünde 153. sırada yer alırken

Ekonomik kriz önlenemezken,

Yarım simitle yaşamaya çalışanların ülkesiyken

Her günümüz, bir öncekinden geriye giderken

Yavaş yavaş çürüyorken…

Umutsuz olmak oldukça normal değil mi?

**

Sizlere kısa bir hikâyeden bahsedeyim.

Kuyruksuz Tilkiler hikâyesi…

Bir tilkinin kuyruğu kayaya sıkışmış ve kurtulmak için kuyruğunu kesmek zorunda kalmış. Daha sonra bir başka tilki onu gördüğünde: “Kuyruğunu neden kestin” diye sormuş.

Kuyruğu kesik olan tilki: “Böyle kendimi mutlu hissediyorum şimdi o kadar mutluyum ki  adeta sevincimden havalara uçuyorum” demiş.

Bunun üzerine diğer tilki de kuyruğunu kesmiş. Fakat mutluluk yerine şiddetli bir acı çekmiş. Hemen tilkiye gelip: “Neden bana yalan söyledin çok canım acıdı” demiş.

Tilki: “Eğer acı çektiğini diğer tilkilere söylersen onlar asla kuyruğunu kesmez ve bizimle dalga geçerler” demiş.

Bu iki tilki diğer tilkilere yaşadıkları mutluluğu anlatmışlar.

Böylece tilkilerin çoğu kuyruklarını kesmişler. Çoğunluk onlara geçince bu sefer de kuyruğu olanlarla dalga geçip onlara eziyet etmeye başlamışlar.

İşte böyle.

Önce toplumu bozarlar, sonra iyi insanları kötü insanlara ayıplatırlar.

**

Kıssadan hisse diyelim.

Her geçen gün ilk başta saydığım ve sayamadığım onlarca olayla karşılaşırken mutluymuş gibi yapıp, mutsuz olan ve mücadele etmek isteyen bireylere de mutluluğu empoze etmeye çalışılıyor. Aslında mutsuz olanlar daha çokken mutluymuş gibi yapanlar kendilerine çekince yalandan mutlu rolü, her şey yolunda gidiyormuş halleri çoğalmıyor mu?

Tıpkı tilki hikâyesindeki gibi.

Rol yapan mutlu insanlar, ortada mutsuz olacak bir şeyin olmadığını savunarak çoğunluğu inandırmış.

Bizler şu an gerçekten mutsuz ve umutsuzuz. Ve birtakım kesim hiçbir şey yokmuş gibi mutluluğu oynuyor. Ve toplum bozuluyor. Mutsuz insanları, mutlu insanlara ayıplatıyorlar. Aslında herkes mutsuz ama düzen güzel gözükmek zorunda değil mi?

**

Gelelim canım Türkiye’mde en son yaşanan olaya…

Gazeteci Muharrem Sarıkaya, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile röportaj gerçekleştirdi.

O esnada yanına gelip mikrofonunu ayarlayan İhlas Haber Ajansı’nın Gaziantep muhabiri Ahmet Demir’i tokatladığı görüntüler ortaya çıktı.

Peki, o davranışı NEDEN yaptı? İşini yapıyor diye mi?

Biz böyle görüntülerin ardından mı umut dolu olacağız?

Gençlere bu şekilde davranış sergileyerek mi? İşini yapan emekçi bir basın mensubunu tokatlayarak mı?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Başlangıç kısmının 8.paragrafında şöyle geçiyor:

Her Türk vatandaşının… onurlu bir hayat sürdürmesi ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu 176.maddesinde “Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç kısmının Anayasa metnine dahil olduğu belirtilmektedir.

Anayasanın 5.maddesinin son cümlesi de şu şeklidedir:“İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

Bu maddeyi hatırlatıyor bana yaşanılan durum. Ve yalnızca anayasada değil, dünyanın her yerinde bu böyledir.

Peki, yapılan hareket insan onurunu zedeleyip; ayaklar altına almıyor mu?

İnsan onuru makam ile doğru orantılı değildir. Koltuklarda oturan sizlerle, alın teriyle çalışan bir çöp toplayıcısının onuru eşittir. Sizlerin kırılmıyorlarsa, onların da kırılmayacaktır.

Daha eşit bir toplum sağlayamadan özgürleşmemiz mümkün değildir.

Bu görüntüler karşısında susanlara da “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü gelsin o halde.

Şimdi tüm bunlar yaşanırken güzel ülkem Türkiye’de yeni yıla umutsuz girilmeyecekti de ne olacaktı?

Öncesinde ülkeden gidecek kadar paramızın olmayışına üzülürdük şimdi kendi ülkemizde kalacak kadar paramız yok.

Neye yanalım biz?

Ülkece yaşadığımız hangi olaya?

Ve kimilerine göre her şey yolunda.

DarioFo’nun bir oyununda şöyle bir cümle geçer:

Başımız dik yürüyoruz çünkü boğazımıza kadar boka battık.

NOKTA!

KAYNAK:İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)