“Tek bir hayatı vardı, hepsi buydu. Erteleme bileti yoktu, kendini daha iyi hissettiğinde tekrarlanmayacaktı ömrü.”

Irvin D. Yalom

Yapmanız gereken bir iş ile ilgili beli bir süre sonra sistematik olarak çalışırım diye düşünüp çalışmalarınızı son ana erteleyenlerden misiniz?

Bu iş:

Bir öğrenci için yapılması gereken bir ödev veya çalışılması gereken bir sınav, bir iş veren için yatırılması gereken bir ödeme, bir öğretim görevlisi için hazırlaması gereken bir tez savunması,... vb. olabilir.

“Benim öğrettiğim şey basit: Hayatı erteleme. Yarını bekleme, asla gelmez. Bugün yaşa!”

Osho

Yakınlık-66

“Bugünün işini yarına bırakma” deyişini duymayan var mı?

Erteleme davranışı hemen hemen herkesin hayatının bir anında yaptığı belki sonucunda pişman olduğu herkesçe bilinen bir davranış olarak karşımıza çıkıyor.

Nedir erteleme davranışı?

Zamanında yapılması gereken ve önceliği olan bir işi gereksiz olarak geciktirme ya da son ana bırakma olarak tanımlanmaktadır.

Ancak ertelenme hep aynı şekilde ortaya çıkmayabilir.

Örneğin; kararları erteleme, kişilik özelliği olarak erteleme, rutin işlerde erteleme, kaçınmacı erteleme, durumsal erteleme ve akademik erteleme...

Bu yazıda sizler için araştırmacıların en çok üzerinde durduğu ve bana göre de önem derecesi yüksek olan iki erteleme davranışı üzerinde duracağım.

*KİŞİLİK KAYNAKLI ERTELEME:*

Kişinin bir işi ağırdan alarak ertelemeye yatkın olması olarak tanımlanırken ek olarak kronik erteleme şeklinde de adlandırılır. Bu davranış bireyin bir şeyi başlatmasına ve tamamlamasına engel olacak şekilde ertelemeyi alışkanlık haline getirdiğini göstermektedir.

“Ailen, din adamları, politikacılar, öğretmenler tarafından programlandın; tek şey için programlandın: Kendini geliştirmeye devam et. Nerde olursan ol, başka bir şey için koş. Hiç dinlenme. Ölene kadar çalış. Benim öğrettiğim şey basit: Hayatı erteleme. Yarını bekleme, asla gelmez.

Bugün yaşa!”

Osho

Yakınlık- 66

*AKADEMİK ERTELEME* Kariyer ile ilgili eğitim çalışmalarını sürekli ertelemek şeklinde tanımlayabiliriz.

Peki neden erteliyoruz ?

Bu soruya bahse konu davranış için ülkemizde yapılan bir çalışma ile cevaplamaya çalışalım.

Türkiye’de yapılan bir çalışmada örneklem grubunda ki öğrencilerinin erteleme davranışları incelenmiştir. Çalışmaya bakıldığında dikkat çekici olan ilk sonuç erkeklerin kadınlara oranla erteleme davranışlarının daha yüksek olduğu yönündedir.

Erteleme davranışı ile ilgili yapılan bir çok bilimsel çalışma; cinsiyetin erteleme davranışı üzerinden önemli olmadığını ortaya koymuşken ülkemizde yapılan bu çalışma cinsiyeti önemli olarak ortaya koymuştur.

Bu sonuç toplumsal kültür ile doğru orantılı bazı davranışların şekillenebileceği yorumuna sebep olmaktadır. Kültürel olarak yüklenilen erkeklik ve kadınlık rollerinin erteleme davranışı üzerinde etkili olabileceğini düşündürmektedir.

Araştırmada önemli olan diğer bir husus ise sona doğru erteleme davranışının araştırma grubu içinde yükselişe geçtiği bilgisidir.

Bu durum ise:

1. Kazanamayacağı veya sınavı geçemeyeceği yönündeki düşüncesinde ki artışın,

2. Üniversite de sona yaklaştıkça artan geçim ve iş kaygılarının bu erteleme davranışını arttırdığı söylenebilir.

“Tek bir hayatı vardı, hepsi buydu. Erteleme bileti yoktu. Kendini daha iyi hissettiğinde tekrarlanmayacaktı ömrü.”

Irvin D. Yalom

Her Gün Biraz Daha Yakın-50

Yapmanız gerekenleri sürekli erteleyip bu durumdan sürekli şikayetçi olanlardan mısınız?

Sürekli ertelediğiniz için biriken dağ gibi ödevleri her gördüğünde bundan sonra her gün düzenli olarak yapacağım deyip yine aynı döngüde kendini bulanlardan mısınız?

Çalışmada ‘erteleme davranışı ile ‘Nevrotiklik Kişilik’ özelliği ve Özdenetim Kişilik’ özelliği arasında önemli ilişkiler bulunmuştur.

*Nevrotiklik:*

Duygusal dengesizlik olarak adlandırılır, kaygı ve depresyon gibi olumsuz duyguları kolayca yaşama eğilimini ifade eder.

*Özdenetim :*

Sorumluluk sahibi olmayı öz denetim sahibi olmayı ve planlı hareket etmeyi ifade eder. Bu çalışmaya göre özdenetim kişilik özelliği yüksek olan kişilerin genel erteleme davranışının daha az olduğu ortaya koyulmuştur.

Nevrotiklik yani duygusal dengesizlik boyutu yüksek olan kişilerin ise erteleme davranışının yüksek olduğu bulunmuştur. Kişilik özelliği olarak ele alınan nevrotiklik özelliği kişinin duygu durumunda ki değişimlere duyarlı olduğunu göstermektedir. Yapılan çalışmada erteleme davranışı ile nevrotik kişilik özelliği arasında ilişkinin var olması bu kişilerin yüksek stres, olumsuz duygusal deneyimler, çeşitli olumsuz yaşam olayları karşısında erteleme davranışına yönelebileceğini göstermektedir.

Evet, hayatı erteliyoruz. Bu erteleme bir iç diyalog, bir iç monolog haline geliyor. Sakın hayatı erteleme. Burada ve şimdide yaşa. Ve şimdide ne kadar çok yaşarsan zihnindeki o sürekli düşüncelere de o kadar az ihtiyacın olur.

Güzel bir söz ile sizi sizinle baş başa bırakayım.

Rollo May ‘Kendini Arayan İnsan’ isimli eserinde diyor ki:

“Elli yaşında hayıflanan kişinin aslında yirmi yaşında hayatı erteleyenle aynı kişi olduğunu görüyoruz.”

İstanbul Times  / Mehmet Sebah Yiğit