Bu yazımda sizlere yıllardır var olan ve 21 yüzyılda bile çözüme ulaştıramadığımız içme suyundan bahsetmek istiyorum. Suyun değerini şuan için bilmiyoruz

Dünya ve Türkiye’de kullanılabilir su kaynakları hızla azalırken, kalıcı ortamlar dediğimiz deniz, göl ve akarsular gittikçe kirleniyor. Bu sorunları yaratan insanoğlu hem tüm canlı hayatı hem de kendi geleceği için ekolojik sürdürülebilirliği sağlayacak çözümler üretmelidir.

İklim değişikliği ve hızlı nüfus artışının doğurduğu sorunlar sebebiyle temiz su kaynaklarının hızla azalması sonucu 2050’de dünya nüfusunun yaklaşık yarısının susuzluk riskiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapılıyor. Türkiye istatistik kurumu, Türkiye’nin nüfusunun 2030’da 100 milyona ulaşacağını öngörüyor. Bu durumda, kişi başına düşen su miktarının 1000 metreküp kadar düşmesi bekleniyor.

İstanbul nüfusu ‘nun 129 ülkeden daha kalabalık olduğunu istatistiklerden okuyoruz. İstanbul da kişi başına su tüketimi yaz aylarında 220 Litre kış aylarında ise 170 Litre olduğu biliniyor. Ülkemiz ’de suyu en çok harcadığımız alanlar %75’i tarımda %10’u sanayide %15’ise evlerde harcıyoruz.

Dört kişilik bir ailenin ortalama günlük su tüketimi 960 Litre su tüketiyor ayrıca lavabolarda bir ayda 7 ton su tüketiliyor. Ülkemizdeki 4 kişilik bir ailenin su tüketimi kabaca 32 bin litreye yakın olduğu görünmektedir. Aile içinde suyu birazcık tasarruflu kullansak ciddi bir şekilde su tasarrufu sağlarız.

Türkiye'nin su potansiyeli 110 milyar metreküp muazzam bir su potansiyelimiz var % 72 bilinçsizce tarım alanlarında kullanılmakta burada bu sebeple köylülere suyu doğru kullanmaları yönünde eğitim verilmeli.

Ülkemiz ‘in üç tarafı denizlerle çevrili neden deniz suyunu içemiyoruz?

Bunu gerçekleştirebilecek teknolojik imkânlara büyük ölçüde sahibiz. Daha ekonomik, verimli arıtabilmek için daha çok Ar-Ge çalışmaları yapmalıyız. Ancak şu halde bile büyük kısmını geri kazanabiliriz.

Bu da demek oluyor ki su kaynaklarımızı bugünden iyi korumazsak ileride çok yüksek birim su maliyetleri ile karşı karşıya kalabiliriz. Su en temel gıda ihtiyaç maddesi olduğu için suyun pahalı olması yoksulluğun artması, ekonomik ve sosyal yıkımlara yol açar, bu kaçınılmazdır. Öncelikle su kaynaklarımızı korumak için daha fazla ne yapmalıyız, buna kafa yormalıyız.

Artan nüfus ve küresel ısınma nedeniyle kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı gittikçe azalıyor. Tabii küresel ısınma başlı başına üzerinde çalışılması gereken bir konu. Bu soruna tüm vakıflar, dernekler, devletimizin ön gördüğü şekilde kurum ve kuruluşlar birlikte çözüm üretmek için elinden geleni yapmalı. Türkiye’de yılda 5 milyar ton atık su deşarj ediliyor. Bu ne demek 3 tane Sapanca Gölü ya da 50 tane Büyükçekmece Gölü kadar su demek. Suyun doğal kaynak olarak parasal karşılığını söylemek ya da atık suyun doğada yaptığı tahribata paha biçmek kolay değil ancak meta olarak bahsettiğimiz suyun değeri yaklaşık 25-30 milyar TL. Bu kadar suyu her yıl deşarj ediyoruz, akıp gidiyor ve arkasından bakıyoruz.

Toplumun bilinçlendirilmesi için yakın zamanda National Geographic, suyun azalmasını konu ettiği 25 Litre belgeselini çekti ve yayınladı. Bizde teknik katkılarda bulunduk. İzlemeyenlerin izlemesini tavsiye ediyorum. Bu tür yapımlar da halkın bilinçlendirilmesinde oldukça önemli, daha fazla benzeri çalışmalarda mutlaka yapılmalı. Tabii bilinçlenme işin sadece bir kısmı. Teknik anlamda daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.

Suyun az tüketilmesi için evsel kullanımda anaokullarından başlayarak tüm okullarda ve toplumun tamamında ciddi bir bilinçlendirme yapılması gerekiyor.

Tüm planlarımızı bu reel durumu kabullenerek yapmalıyız. Bu demek oluyor ki zaten az olan su kaynaklarımız daha da azalıyor.

Bu yaz da yağmur yağmasa susuz kalacağız sözünü artık duymak istemiyoruz. Yağış miktarlarında azalma her geçen gün kendini gösteriyor. Yağmur suyundan çare yerine neler yapabiliriz üzerine araştırma yapılmalı?

Deniz suyu arıtımı, birçok ülkede ve ülkemizde hali hazırda yapılıyor. Muhakkak ki denizler ve okyanuslar gelecekte de önemli su kaynakları olmaya devam edecektir.

Türkiye de su arıtma projesi var ilk önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2018 de deniz suyunu etüt aşamasına getirdi.

Avşa belediyesi deniz suyunu arıtarak düşük maliyete ve halka su sağlıyor belediye 2010 yılında tarım ve içmede bu suyu kullanıyor.

Yetkililere şunu sormak istiyorum biz deniz suyunu İstanbul’da niye kullanmıyoruz? Bununla ilgili teknik ve idari çalışmaların hızla yapılması gerekiyor.

Mavi gezegenimiz ağızına kadar suyla dolu tam rakam vermek gerekirse 1.290 Milyar trilyon litreden fazla su var sorun şu ki dünya suyunun % 97 tuzlu deniz suyu % 2 si tatlı su buzullarda donmuş vaziyette % 1 ise içilebilir aşamada olduğunu biliyoruz. Yeryüzünde su kaynaklarımız bitse de gökyüzünde önemli miktarda su kaynaklarına sahibiz milyonlarca ton su barındıran bulutlara sahibiz. Soluduğumuz havanın içinde ufakta olsa su buharı bulunmaktadır.

Tuzdan arındırma binlerce yıldır bilinmeyen doğal bir süreç Yunan denizciler uzun yolculuklar için deniz suyunu kaynatırlardı.

Romalılar deniz suyunu tuzdan arındırmak için kil fitreleri kullanırdı. Teknoloji 21 yy’e kadar pek fazla gelişmedi. Ülkemiz maalesef bu konu ile ilgili ne kadar büyük bir tehlike içinde olduğunun kimse farkında değil bununla ilgili çok acil önlem alınmalı yoksa durum hiç iyiye gitmiyor.

İsrail atık sudan ve deniz suyundan 140 milyon metreküp su üretiyor içme suyu üretiyor. Suudi Arabistan günde 5 bin metre küp deniz suyundan içme suyu üretiyor.

4 milyar yıldır dünya temiz su kaybediyor. Dünyada 7 milyar insan var suya ulaşamayan 2 milyar insan var 2050 yılında birleşmiş milletler verisine göre dünya nüfusunun %70‘i tamamen susuz kalacak

Su kıtlığı yaşanmış dünyadaki ülkelere bakalım insanoğlu tarihi boyunca çok kuraklık gördü 1876 /1879 yılları arasında büyük Çin kuraklığı 3 yılda toplam 9 milyon küsur insan ölmüştür.

Diğeri su kıtlığı ise 1931/1940 ABD Kanada 5.000 kişi ABD’li 1.000 kişide Kanadalı öldüğü bilinmektedir. 2015 yılında ise Kenya da yaşanan kuraklıktan dolayı 800 bin hayvan ölmüştür.

Eğer başarabilirsek

Denizden arıtılmış su ile fabrikalar, tarım alanları, wc’ler duş alanları, havuzlar, hamamlar araba yıkma yerleri bu sebepten dolayı konut evlerine 2 hat çekilmeli içme suyu ve kullanma suyu olarak birde çok önemli olan bir konu hakkında uyarılarda bulunmak istiyorum.

Kombiyi açınca sıcak su hemen gelmiyor banyoda en az 5 litrelik su boşa akıyor. Bunun için bilinçli olunmalı ve o suyun boşa gitmesi engellenmeli ve kullanıma alınmalı

Mümkün olduğunca az su kullanmak için büyük çaba göstermeliyiz. Hayatımız ona bağlı olduğu için sudan tasarruf etmeliyiz. Evlerin çatılarında sarnıçlar olmalı yağmur sularını depolamak için tuvaletlerde sifona basınca deniz suyu aksa ciddi tasarruf elde ederiz.

Bilinmelidir ki Türkiye su zengini bir ülke değildir.

Teknoloji yaşam konforumuz, ulaşım ve iletişim araçlarımız çok hızlı ve gittikçe gelişiyor. 30-40 sene önceki yaşam standartlarımızın çok üstünde yaşıyoruz.

Bireysel olarak hepimiz tükettiğimiz su miktarını azaltabiliriz. Su doğanın bize en güzel armağanı olduğunu unutmayalım.

Son söz olarak da doğa bize hiçbir beklentisi olmadan bir şeyler veriyor ama biz daha fazla olsun diye doğaya müdahale ediyoruz.

İstanbul Times /  Ömer Kantemur