Müdürlük Desenize!
Kızın babası:
- "Ee , damat bey oğlumuzun işi nedir?"
Damatın babası :
- "Facebook'da 56.034 kişi’lik sayfası var!"
Kızın babası:
- "O nasıl bir iştir?"
Evin ufak çocuğu atlar:
- "Baba 56.034 kişiyi yönetiyo, sorunlarıyla ilgileniyo, paylaşımlar yapıyor…"
Kızın babası:
- "Siz Şuna Müdür desenize! Verdim Gitti"
Sosyal medya hesaplarını yönetenler maalesef bir evliliği yönetemiyor. Cinsiyet üstünlüğü diğer tüm üstünlüklerin önüne geçti hal böyle olunca kavgalar derinleşerek arttı. Herkes diğerine kulağını tıkamış bildiğini okuyor. Kimsenin kimseyi dinlediği yok. Manasız birliktelikler hızlı çözümlemeleri tetikliyor. Kadın yada erkek savaşan iki düşman. Biribirini tamamla için değil en iyi benim için söylemler ve davranışlar
“Sular hep aktı geçti
Kurudu yaktı geçti
Nice han nice sultan tahtı bıraktı geçti
Dünya bir penceredir her gelen baktı geçti.”
Demiş Yunus Emre
Mevlana da derki:
“Güzel bakan güzel görür , güzel gören güzel düşünür , güzel düşünen güzel yaşar , güzel yaşayan da yasamaktan lezzet alır...”
Not: Bu sözün Şems veya Bediüzzaman Said-i Nursi’ye ait olduğuna dair rivayetler de mevcuttur.
Mutluluk adına atılan adımlar zamanla mutsuzluğa dönüşebiliyor. İlk zamanlarda çok keyifli ve eğlenceli geçen ilişkilerde zaman içinde bir takım problemler çıkabiliyor. Hayatın kendi içinde barındırdığı yorgunluklar, günlük stresler ve ekonomik sıkıntılar ilişkilerin hızlı başlayıp hızlı bitmesine neden olabiliyor. Karşılaşılan problemlerden biri de çiftlerin birbirine sürekli küsmesi ve iletişimi tamamen kesmesi ilişkiyi sekteye uğratabiliyor.
Bunların üstesinden gelebilmenin başlıca yolu da doğru bir iletişim kurabilmektir. Bu nedenle, eğer ilişkinizde problemler olduğunu düşünüyor, sorunlarınızı çözemediğinizi fark ediyorsanız, büyük bir ihtimalle ilişkinizde iletişim sorunları yaşanıyor demektir. Bu durum da zaman içinde kişinin kendisini değersiz hissetmesine ve ilişki içerisinde çözülemeyecek birçok iletişim problemine yol açabiliyor.
Mutsuzluktan Nasıl Kurtuluruz?
1.Mutsuzlukla baş etmek için kendiniz ile yüzleşin.
2.Güneşin altında oturun ve gözlerinizi kapatın.
3.Sorumluluklarınızı bir kenara bırakın.
4.Yazı yazmayı deneyin, mükemmel olmak zorunda değil.
5.Ağlamamak için kendinizi tutmayın.
6.Aynada kendinize sorular sorun.
7.Saklamayın birisiyle konuşun.
Aile içinde veya özel ilişkilerde her iki tarafından duygu ve düşüncelerini açıklıkla ifade etmemesi ve tarafların birbirlerinin beklentilerini karşılayamaması sonucu ortaya çıkar. İletişim de oluşan problemler bazen taraflar arasında iletişimin tamamen kopmasına bile sebebiyet verebilir.
İletişim problemleri, aile içinde veya özel ilişkilerde her iki tarafından duygu ve düşüncelerini açıklıkla ifade etmemesi ve tarafların birbirlerinin beklentilerini karşılayamaması sonucu ortaya çıkar. İletişim de oluşan problemler bazen taraflar arasında iletişimin tamamen kopmasına bile sebebiyet verebilir.
İletişim Kurulurken Yapılan Hatalar
İletişim problemleri, ikili iletişim kuran taraflar arasında yapılan bir takım hayatlar sonucunda ortaya çıkar. Her ilişkinin dinamiği ve şekli farklıdır
1.Küsmek.
2.Yargılamak.
3.Geçmişte takılı kalmak.
4.Genelleme yapmak.
5.Küçümsemek :
“Bunu mu dert ediyorsun?”, “Fazla abartıyorsun”, “Kaç saattir ancak bir tane mi iş yaptın?” gibi küçümseyici cümleler kurmak karşı tarafta düşüncelerinin, duygularının önemsenmediği algısını yaratır. İletişimde olan taraflar, birbirlerinin duygu ve düşüncelerine anlayışla yaklaşmalı ve saygı duymalıdır.
6. Müneccimlik yapmak:
Müneccimlik yapmak,beyin okumak, her kişinin iletişim kurarken sıklıkla yaptığı bir şeydir. Karşı tarafın fikirlerini çok iyi bildiğini düşünerek hareket eden taraf yanlış sonuçlara ulaşabilir. Beyin okumak, taraflar arasındaki iletişim önyargılar çerçevesinde ilerlemesine sebep olur.
ÇÖZÜM ODAKLI OLMAK
Beklentilerinizi artırarak yeniden iyiyi arzulama. Olumsuzluktan kaçıp olumlamalar yapmak ilişkinizi yeniden inşa sürecini kolaylaştıracaktır...
Pygmalion etkisi nedir?
Hiç duydunuz mu? Okuduğumda işte bu demiştim öncelikle kendim için.
Pygmalion Etkisi : En basit tanımla, “insan neyi beklerse onun gerçekleşme ihtimali yüksektir,” anlamına gelir. Yani beklentimiz, düşüncelerimize ve davranışlarımıza, dolayısıyla ulaşacağımız sonuca yön verir. Beklentilere ilişkin bu çıkarım, sadece nesilden nesile aktarıla gelen bir efsaneye değil, yapılan pek çok araştırma sonucuna dayanan bir durumdur; ve evet, beklentiler, durumlara, kişilere ve ilişkilere dair beklentilerimiz, olacakları da şekillendirmektedir.
Mitolojik öykülerden gelip de, psikolojide araştırma konusu olmuş şahsiyetlerden biri de, Kıbrıslı yetenekli heykeltıraş Pygmalion; literatüre kazandırdığı tanımlama da “Pygmalion Etkisi,” diğer bir deyişle “Kendini Gerçekleştiren Kehanet,” ya da “Beklenti Etkisi.” Pygmalion çok güzel bir kadın heykeli yapar ve aşık olur heykele, isim verir Galatea diye. Çok aşık olur ve yalvarır tanrılara, o bir heykel değil de gerçek bir insan olsun, canlansın diye. Afrodit/Venüs duyar onu, koşar yardımına. Gerçek olmuştur hayali…
Şimdi biliyorum ki buraya kadar okuyanların çoğu şunu demiştir. İlişkilerde beklenti yüksek oldukça sorunlar o ölçüde artar. Bende diyorum ki hayır beklentiyi yüksek tutmak aynı zamanda hücre yenileyici bir ilaç veya besin özelliği görür. İyilikten yana gelişecek her güzelliğin altında yüksek beklentiler yok mudur zaten...
Son 10 yılda boşanmalar % 80 oranında artmış durumda. İyi biliyoruz ki artık düşünce dünyamızı olumsuzluklar esir aldı. Mananın önemini yetirdiği bu problemli dönemde madde egemen güç . Madde esir alınca bizi; evliliklere “ömür boyu birlikte olalım” diyerek değil, “boşanabiliriz” denilerek başlanıyor.
Geleceğe dair beklenti, bugünkü davranışları, bugünkü davranışlar da geleceği şekillendiriyor. Döngü olumsuz işliyor. Gelin genel bir örnekle bakalım:
İlişkinin biteceğine dair inanç/olumsuz beklenti…
Çatışma durumlarının gerçekleşmesi (kaçınılmaz) ve olumsuz inancın güçlenmesi…
Olumsuz beklentinin yarattığı uzaklaşma hissi ve davranışı…
Paylaşımda azalma, beklentiye uygun şekilde ayrılığın dillendirilmesi…
Olumsuz beklentinin güçlenmesi…
Beklentiye uygun davranışların (olumsuz) sürdürülmesi…
Ayrılık / Boşanma…
ÇÖZÜM İÇİN NELER YAPMAK GEREK ?
Madde bizleri esir aldı. Artık manaya aşık olmak aptallık alameti olarak kabul edilir oldu. Bir çıkar uğruna şekillenir oldu evlilikler. Erkek kadina kadın ise erkeğe düşman halle geldi. Daha doğrusu birileri bunu istedi.
Cinsiyet kavramı üzerinden derin oyunlar tertiplendi. Sapkınlıklar bir kimlik olarak dayatıldı ve dayatılıyor.
Hal böyle olunca uçurumlar derinleşti. Maddeye verilen önem ile her iki tarafta da yok olma ihtimali en yüksek olan durumlar öne çıkarıldı. Fiziksel ayrıştırıcılar ve sahip olunan sermaye...
Oysa bizler manaya önem vermek ile çaba sarfedenler olmalıydık.
Peki Ne Yapalım Diyorsunuz?
- Beklentinizi yüksek tutun.
- Mükemmel değil, yeterli bir ilişki hedefleyin.
- Egolarınız ilişkinizin üstünde olmasın.
- Eleştirileriniz yapıcı olsun.
- Sevdiğiniz kişinin size güvenmesini sağlayın.
- Koşullar ne olursa olsun birbirinize karşı anlayışlı olun.
- Beklentileriniz hakkında konuşun.
8. Beklentileriniz yüksek tutun!
Güzel bakan güzel görür , güzel gören güzel düşünür , güzel düşünen güzel yaşar , güzel yaşayan da yasamaktan lezzet alır...
Korkmadan iyi olanı isteyin. İyi olanı hayal edin. Beklentileriniz iyi olursa sizi iyilik hali kuşatacaktır. Karamsarlık sizi esir almasın. Kendinize nasıl davranılmasını istediğiniz ile ilgili beklentilerinizi yüksek tutun. Mutluluk uzak bir kıtada değil. Yeniden bir coğrafî keşif gerekmez. Gereksiz bir macerayla zaman kaybı yerine doğru adımlar atarak beklentilerinizi yüksek tutun.
Bu konuda yüksek beklentiler, size nasıl davranıldığını belirliyor ve mutluluk getiriyor. Kendi gerçeğinizi partnerinize açık ve dürüstçe anlatın, ihtiyaçlarınızı belirtin, şikayetlerinizi belirtin (eleştiri, savunma, aşağılamaya girmeden), hayallerinizi anlatın. Partnerinizin hayallerini dinleyin, öğrenin, geçmişini, öğrenmelerini, beklentilerini iyi bilin. Bunları gerçekleştirmek için de elinizden geleni yapın.
Güçlü ilişkilerin olmazsa olmaz özelliklerinden birbirini tanımak, çatışmayı yönetebilmek, hayalleri gerçekleştirebilmek ve ortak anlam yaratabilmek için beklentilerin, ihtiyaçların paylaşılması hayati önem taşır. Ancak ihtiyaçlar bilindiğinde ve karşılandığında kişiler kendilerini güvende hissedebilirler. İyi davranılmak, sevilmek ve güvende hissetmek, herkesin olduğu gibi sizin de hakkınız. Daha azına tamam demiyor olun.
Ve izin verin, ilişkinizde, olmasından koktuğunuz gelecek senaryoları değil, hayal ettiğiniz heykeller canlansın.
Mutlu yarınlar diliyorum...
İstanbul Times / Mehmet Sebah Yiğit